Paylaş
Bugün 1900’lü yılların son günü.
Yirmi birinci yüzyıla yarın girmeyeceğimizi ben de biliyorum. Serdar Turgut başta olmak üzere birçok yazar buna defalarca değindi. Doğrusu da bu.
Ancak, 2000 yılının başlamasınıın önemini de inkar etmek mümkün değil.
Aslında bütün yıldönümleri sembolik günler. Bir günden diğerine geçmekle dünya bir anda değişmiyor. Ama böylesi günler, insanların değişim arzularını dile getirmek için birer vesile. Böylece yeni bir sayfa açmış oluyoruz. İçimizdeki umutlar yeşeriyor.
Türkiye’de son günlerde şiddetle esen değişim rüzgarları, bu günün önemini daha arttırıyor.
Ben de, bütün iyi dileklerimle, bu değişim açısından 2000 yılının bütün insanlığa ve bu arada Türk insanına mutluluklar getirmesini diliyorum.
Yeni yılınız şimdiden kutlu olsun!
Yılbaşı kutlaması
Bizim miladi takvimi kabul etmemiz oldukça yeni bir olay. Ama toplumca çok da benimsendiğine hiç şüphe yok. Öyle olmasa hiç coşkulu kutlamalar yapılır mıydı?
Bu yıl, yılbaşının ramazan ayına rastlaması ilginç bir durumu ortaya çıkardı.
Türk toplumu çokkültürlülüğü özümsemiş bir toplum. Başkalarına çelişkili gibi görünen bazı durumların bizde birlikte varolması bunun en güzel kanıtı. Yılbaşı için de durum farklı değil.
Muhtemelen o gün birçok Müslüman Türk orucunu tutacak. Geceyarısı da yeni binyıla 'hoşgeldin' diyecek.
* * *
Uzun zamandır yılbaşı gecesi yapılan eğlenceler ve özellikle ilgi konum içinde olduğundan yenilip içilenler beni rahatsız ediyor.
Yılbaşı denince nedense akla gelen tek yemek kestane garnitürlü fırında pişmiş hindi.
Bu Amerikan adetinin Türkiye’ye nasıl gelip yerleştirği başlıbaşına bir antropoloji sorusu. Cevabını bilen varsa yazsın.
Her ne ise, benim takıldığım bu basmakalıp formüle bunca yıldır takılıp kalmış olmamız.
O yüzden bu yılbaşı için hálá bir karara varmamış olanlara, hiç olmazsa 2000 yılına girerken daha ilginç bir çözüm üretmelerini önereceğim.
Mesela geçenlerde Tarlabaşı’nda cadde üzerinde bulunan çok beğendiğim bir Japon lokantasında, Udonya’da idim. Harika suşiler ve saşimiler yedim. Niye hindi ve kestanenin yerini suşi ve saşimiler almasın?
Yine yakın bir zamanda konuğu olduğum Budha Bar’da benzer Uzakdoğu yemeklerini tattım ve çok beğendim. Eski bir şarap mahzeninde, şık bir ortamda, harika bir müzikle yeni yıla girmek ilginç olmaz mı diye düşünmekten kendimi alamıyorum.
* * *
Beni sual edecek olursanız, bu yılbaşını dostlarımla birlikte, İstanbul’un bir başka çok beğendiğim lokantası, Kuzguncuk’taki Lacivert’te geçireceğim. Restoranın sahibi Önder Bey, yılbaşı partisi için, Türk filmi gibi hiç bir fedakarlıktan kaçınmadan, İngiltere’den olağanüstü peynirler getirdi. Orada bir 'wine and cheese' partisi düzenliyor. Dostum ve eski işarkadaşım Hüseyin Usta’nın nefis yemekleri de işin cabası...
Şarap dostları
Bugünü galiba yemeye ve içmeye ayıracağız gibi görünüyor. Yılbaşı arifesine uygun bir köşeye de bu tür yazılar yakışıyor doğrusu.
Şarap Dostları Grubu’ndan daha önce yeri geldikçe söz etmiştim.
Bu gönüllü grup, elli kadar şarap dostundan oluşuyor. Onbir yıldır her ayın belli bir günü üyelerce bilinen bir noktada buluşup dünyanın en güzel ve en ilginç şaraplarını tatmaktayız. Bu şaraplar üzerine saatler süren tartışmalar yapmaktayız.
* * *
Şarap dostlarının çoğu benim gibi amatörler. Ama bu durum, aramızda profesyonellerin bulunmadığını göstermiyor. Türkiye’nin bence en önde gelen uzmanlarından şarapçılık konusunda hem doktorası hem de doçentlik tezi bulunan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden Dr. Ertan Anlı, Diren şaraplarının üreticisi Fransa’nın ünlü Bordeaux Üniversitesi’nden mezun olan Orhan Diren, Tekel’de şarapçılık konusunda uzun yıllar uzman olarak çalışmış ve Türkiye’deki şaraplık üzümler üzerine harika bir master tezi olan Tezcan Gürkan, Pamukkale şaraplarının üreticisi ziraat mühendisi Yasin Tokat, Sevilen şaraplarının önde gelen isimlerinden Coşkun Güner, Doluca Şarapları’nın genel müdürü Murat Oral ve aynı şirketin halkla ilişkiler yöneticisi Sibel Kutman meslekten dostlarımız arasında.
Ayrıca geçtiğimiz on yıl içinde Şarap Dostları, hemen her önemli ülkeden, dünyanın en büyük şarapçılık otoritelerini de toplantılarına konuk etti.
Her yıl düzenlenen gala yemeklerine şimdi A.B.D. Dışişleri Bakan Yardımcısı olan zamanın Ankara Büyükelçisi ve bir önceki Fransız Büyükelçisi gibi diplomatlar katıldı.
* * *
Degüstasyonlar maalesef teknik açıdan fazla kalabalık bir grupla yapılamıyor. O yüzden Şarap Dostları şimdiye kadar kapalı bir grup olma özelliğini korudu.
Şimdiki başkanımız, obediyansımızı yönetmekle görevli seçilmiş kardeşimiz Nihat Karaköse, devrimci bir karar alarak, yeni bir bölüm açılmasına karar verdi.
Önümüzdeki yıldan itibaren Şarap Dostları Grubu, bünyesine yeni yirmi aday üyeyi katacak.
Yalnız bu arada küçük bir not. Şarap Dostları yalnız şarap tadımı yapan bir grup değil. Dünyadaki diğer birçok benzeri gibi, o da bir kardeşlik teşkilatı. Yani şarap teması çevresinde oluşmuş bir kardeşlik örgütü. Bunun da şarabı aşan bazı özellikleri var.
Meraklılarına buradan duyurmak istedim.
İlgilenenler daha fazla bilgi için yeni şapitrin kuruluşuyla görevli Altuğ Güzeldere'ye 0 212 243 34 94 numaralı faks ile ulaşabilir veya www.sarapdostlari.yahoo adresine elektronik postayla başvurabilir. şarap Dostları Grubu'nun elektronik posta adresi sarapdostlari@yahoo.com.
Paylaş