Paylaş
Bu çeyrek bazda cumhuriyet dönemi rekoru.
“Kriz bizi teğet geçecek” diyen Başbakan bu sonucu duyunca sakın kimseye kızıp bağırmasın.
Bunu söyleyenleri “şeamet tellalı” olarak da ilan etmesin.
Bizler Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yalancısıyız.
The Economist yılın ilk 3 ayı için büyüme ile ilgili bir liste yayınladı.
Liste şöyle:
Büyüyenler: Çin 6.1, Hindistan 5.8, Polonya 0.8, Yunanistan 0.3.
Küçülenler: Brezilya 1.8, ABD 2.5, İspanya 3, Fransa 3.2, Güney Kore 4.2, Almanya 6.9, Japonya 8.8, Rusya 9.5, Singapur 10.1.
Türkiye 13.8 küçülmeyle bu listeye göre dünya rekortmeni.
Bu sonuca göre Başbakan Erdoğan’ı engin öngörüsü nedeniyle kutlamak hepimizin boynunun borcu olmalı.
* * *
Şimdi işin biraz ayrıntısına girelim.
Uzmanlardan öğrendiğimize göre, birileri bu rekor küçülmeyi önemsememeye kalkabilir.
“Canım siz buna bakmayın, ikinci çeyrekte toparlanma başladı” diyebilirler.
Durumu böyle değerlendirenler Başbakan gibi yanılırlar, çünkü istihdamda bir yükselme yok ama işsizlik oranında endişe verici bir artış var.
(İşsizlikte dünya rekortmeni değiliz ama dünya ikincisiyiz.)
Ayrıca ücretler de düşüyor.
Uzmanlar bu iki göstergenin işlerin iyiye gitmediğini ortaya koyduğunu söylüyor.
Oysa 2009 için Türk ekonomisinin yüzde 4 oranında büyüyeceği öngörülmüştü.
Sonra kriz Türkiye’yi vurmaya başlayınca bu öngörü yüzde 3.6 küçülme olarak düzeltildi.
Şimdi ise küçülmenin 2009’da yüzde 5.5 olabileceği konuşuluyor.
Sanırım bürokratları, Erdoğan’ın “Kriz bizi teğet geçer” öngörüsü yanılttı.
Şimdi Başbakan’ın neden gündemi değiştirmek istediği ve darbe korkusunu gündemde tuttuğu daha iyi anlaşılıyor.
Edebiyatın koca çınarı
BOĞAZİÇİ Üniversitesi’nin Yaşar Kemal’i fahri doktora unvanı ile onurlandırması, sevdiklerinin onu sarıp sarmalaması dev yazarı çok mutlu etti.
Töreni izlerken aklıma hep Nobel ödülü konusunda Yaşar Kemal’e ne kadar büyük bir haksızlık yapıldığı gerçeği takılıp kaldı.
Nobel ödülü yıllar önce ona verilmeliydi.
Yaşar Kemal törende yaptığı konuşmada sözlerine bir gerçeği vurgulayarak başladı:
“Biz cumhuriyet sanatçıları, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yaptırdığı dünya klasiklerinin çevirilerini okuyarak yetiştik.”
Ünlü yazar, çocukluğunda Anadolu destanlarından çok etkilendiğini, köy köy dolaşıp destan anlattığını, Adana bölgesinde adının Aşık Kemal’e çıktığını anlattı.
Modern edebiyatla tanıştıktan sonra roman yazarı olduğunu söyledi. “Romancının karşısında kaleminden ve kâğıdından başka hiçbir şey yoktur” dedi.
“Ben sözün gücüne her zaman inandım” diyen büyük usta, konuşmasını şu ilginç saptama ile noktaladı:
“Romanın becerisi ve onu ölmez yapan, her okuyanın okuduğu romanı yeniden yaratmasıdır.”
Paylaş