Ha Erbakan ha Erdoğan

BİZİM ekonomi müdürü Vahap Munyar günlük toplantılarda zaman zaman şeytanın avukatlığına soyunur.

Geçenlerde bir soru attı ortaya:

‘‘İçki yasağı tartışması Recep Tayyip Erdoğan'ın işine yaramıyor mu?’’

Kimimiz ‘‘Yarıyor’’ kimimiz ‘‘Yaramıyor’’ diye yanıt verdik.

Vahap'ın sorusu kafama takıldı.

Alkol yasağı şeriatı savunan insanların sempatisini kazanacağı için Recep Bey'in işine yarayabilir.

Sosyal yaşamın dini kurallara göre düzenlenmesini kabul etmeyenlerin ise öfkesine neden olur.

Bu durumda nasıl bir denge çıkar ortaya?

Bana göre, dini kurallara dayanarak getirilecek yasaklara karşı olanlar şeriat yanlılarından sayı olarak çok daha fazladır Türkiye'de...

Bu nedenle Recep Bey ilk kez sorulara muhatap olduğu TV programında büyük bir gaf yapmıştır.

Eğer böyle olmasaydı Erdoğan ile arkadaşları Erbakan'dan kopup ‘‘Değiştik’’ diye yeni bir parti kurma gereği duymazlardı.

Ayrıca işin trajikomik yanı bu olayda Recep Tayyip Bey ve arkadaşları çağın gerisinde kalmakla suçladıkları Erbakan'ın gerisinde kaldılar.

O kadar ki, Erbakan'ı terk edip Tayyip Bey'in yanına geçen Nazlı Hanım bile içki yasağına isyan etti.

* * *

Çelik Gülersoy'un köklü kültür birikimiyle yarattığı Turing'e ait o güzelim mekánları berbat eden Recep Bey, açıklamalarında uygarlık yolunda bir arpa boyu dahi yol alamadığını gösterdi.

Kamuya ait yerlerde içki yasağını savundu.

Ondan sonra da kalktı belediye başkanlığı döneminde bir tek meyhane kapatmadığını iddia etti.

Oysa daha seçilir seçilmez İstanbul'un sembol mekánlarından biri olan Nevizade Sokağı'ndaki meyhanelerin kapatılması için Beyoğlu Belediyesi'nin başlattığı girişimi durdurmak için parmağını bile kıpırdatmadı.

Hatta el altından destekledi.

Ama bir süre sonra İstanbul gibi bir dünya kentinde bunu başaramayacaklarını anladıkları için vazgeçmek zorunda kaldılar.

Çünkü hem lokanta sahiplerini, hem de halkı karşılarında buldular.

Orada savaşı kaybedince bu kez Turing'in o güzelim mekánlarına el attılar ve oraları hallettiler.

Türkiye'de 20 bine yakın içkili lokanta var. Buralardan yüz binlerce insan ekmek yiyor.

Bu gerçeği Tayyip Bey ile arkadaşlarının artık anlaması lazım. Tek başlarına iktidara gelseler bile dayatmalarla ülkeyi yönetemezler.

* * *

İçki faslından biraz da ‘‘değiştim-değişmedim’’ gelgitinde yalpalayan Recep Bey'in mal varlığına geçelim.

1 milyon dolardan fazla mal varlığı olduğunu söylüyor.

Gıda maddeleri dağıtımı yapan bir şirketin, çalışmayan, hatta işe uğramayan ortağına bu kadar para kazandırması kusura bakmasın ama bana biraz garip geldi.

Sonra ‘‘Kimseye muhtaç olmadan geçiniyorum’’ diyor. Yani mütevazı bir kazancı olduğunu söylüyor.

Üç çocuğunu yurtdışında okutabilecek kazanç nasıl mütevazı oluyor onu da anlamıyorum.

Recep Bey şunu iyi bilsin ki, düşüncelerini toplumla dürüstçe paylaşmaz, servetinin hesabını vermez, kazancını saklamaya devam ederse basından yakasını kurtaramaz.

‘‘Değiştim, değiştik’’ masallarını da kimse yutmaz.

Sonuç şudur: Ha Erbakan, ha Erdoğan.
Yazarın Tüm Yazıları