FAZIL Say’ın kaderi, on yıl önce New York’ta düzenlenen kıtalararası ‘Genç Konser Sanatçıları Yarışması’nda dünya birinciliği kazanınca bir anda değişiverdi.
O sırada 25 yaşında olan genç sanatçı, dünyanın en fazla aranan piyanistlerinden biri oldu.
1995 yılından itibaren de konser takvimi dolan sanatçı, o tarihten bu yana yılda yaklaşık 100 konser veriyor.
Fazıl Say’ın 2004 konser sayısı ise 150’ye yaklaşıyor.
‘İpekyolu’ adlı ikinci piyano konçertosu, dünyanın ünlü orkestraları tarafından seslendirildi. Fransız Ulusal Orkestrası’nın siparişi üzerine yazdığı yeni konçertosunun dünya prömiyeri, 2002 Ocak ayında bu orkestra tarafından Paris’te yapıldı.
Sanatçı, solist olarak dünyanın en ünlü orkestraları tarafından sürekli davet ediliyor.
Birlikte konser verdiği ünlü orkestralar arasında New York Filarmoni, Philadelphia, Detroit, Paris, Milano, Prag, St. Petersburg, Münih, Tokyo, Zürih ve Sydney bulunuyor.
* * *
Ünlü piyanistimizin Mozart, Bach, Gershwin, Stravinski ve Çaykovski CD’leri dünyada bestseller (en çok satan) oldu.
Bu CD’ler Almanya, Fransa ve Avustralya’da 18 ödül aldı.
Dünyanın başlıca müzik dergileri olan Diapason, Repertoire ve Rondo sanatçımızı kapak konusu yaptı. Dünyanın en büyük gazete ve dergilerinde Fazıl Say hakkında 600’den fazla yazı, röportaj yayınlandı.
Say dünyada çok az sayıda sanatçıya verilen şu ödülleri kazandı:
Avrupa Birliği Piyano Yarışması 1991.
Genç Konser Solistleri Avrupa Birinciliği 1994.
Genç Konser Solistleri Dünya Birinciliği 1995.
Radio France / Beracasa Vakfı Ödülü 1995.
Paul A.Fish Vakfı Ödülü 1995.
Maurice Clairmont Vakfı Ödülü 1995.
Boston Metamorphosen Orkestrası Ödülü 1995.
Telerama Ödülü 1998, 2001.
RTL Televizyon Ödülü 1998.
Repertoire Ödülü 1998, 2001.
Le Monde de la Musique Ödülü 2000.
Diapason d’Or (Altın plak) Ödülü 2000.
Classica Ödülü 2000.
Avusturya Radyo-TV Ödülü 2001.
Deutsche Phono Akademie ECHO Ödülü 2001.
* * *
Fazıl Say’ın bir de yurtiçi çalışmaları, hatta didinmeleri var.
Konserlere koşuyor, il il Anadolu turu yapıyor.
Klasik müziği insanlarımıza sevdirmek için olağanüstü çaba harcıyor.
Peki biz ülke olarak böyle bir dünya sanatçısına ne yapıyoruz?
Üzülerek söylemeliyim ki hiçbir şey.
Türkiye’yi dünyanın dört bir yanında verdiği konserlerle tanıtan ve hayranlık toplayan Fazıl Say’a bir kırmızı pasaport bile vermiyoruz.
Dünyanın birçok ülkesi kendisine pasaport vermeye hazır.
Ama o inatla bunu reddediyor ve vize almak için konsolosluklarla uğraşmak pahasına ülkesinin pasaportuyla dünya konserlerine yetişmeye çalışıyor.
Oysa Türkiye’de kırmızı pasaport sahibi olmak en fazla Fazıl Say’ın hakkı.