Paylaş
Manisa şokunu üzerimizden atamadan ikinci hukuk rezaletini de Yargıtay'da yaşadık.
Herhalde Çiller ailesi Güven ailesine ömür boyu minnet duyacak. Çünkü Güven ailesi Çiller ailesini büyük bir beladan kurtardı.
Tansu Çiller, Turhan Güven'i partisinden milletvekili seçtirmekle ne kadar ne kadar akıllı bir iş yaptığını da böylece göstermiş oldu.
Turhan Güven ve Yargıtay Birinci Ceza Dairesi Başkanı olan eşi Türkan Güven canla başla çalışarak Çiller'i Parsadan olayı nedeniyle Yüce Divan'da yargılanmaktan, yargılansa bile mahkûm olmaktan kurtardı.
İsterseniz Türk hukuk tarihine bir utanç belgesi olarak geçecek olan bu karar rezaletini gözler önüne sermek için olayı özetleyelim.
Selçuk Parsadan adlı uyanık bir dolandırıcı bir gün Başbakan Çiller'in özel kalemini arıyor ve kendisini Emekli Orgeneral Necdet Öztorun diye tanıtarak Çiller'le görüşmek istediğini söylüyor.
Parsadan'ın numarasını yiyen özel kalem, sahte paşayı Çiller'e bağlıyor.
Paşa rolü oynayan Parsadan, Çiller'e Atatürkçü Düşünce Derneği'nin 30 bin üyesi olduğunu, ANAP'a oy veren bu insanları önümüzdeki seçimde DYP'ye oy vermeleri için kanalize edebileceğini ama bunun için para gerektiğini söylüyor.
30 bin oyu duyan Çiller, sevinçten havalara sıçrıyor ve saygıdeğer paşanın istediği parayı hemen vereceğini söylüyor.
Parsadan'ın numarasını yiyen Çiller, 30 bin oy uğruna örtülü ödenekten tam 5.5 milyarı bu dolandırıcıya kaptırıyor.
* * *
Aradan zaman geçiyor, Selçuk Parsadan bu olayı basına anlatınca hakkında kamu davası açılıyor.
Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yargılama sonunda Selçuk Parsadan ‘‘Kendini emekli Orgeneral Necdet Öztorun diye tanıtıp seçimlerde ANAP oylarını DYP'ye kanalize etme vaadinde bulunarak örtülü ödeneği dolandırmak’’tan mahkûm oluyor.
Karardan sonra avukatları Yargıtay 6. Ceza Dairesi'ne itirazda bulunuyorlar.
6. Ceza Dairesi kararı onaylıyor, ancak burada bir gariplik oluyor ve onama kararına şöyle bir cümle hiç gereği yokken ustalıkla sokuluyor:
‘‘Yasa maddesinde öngörülen haksız menfaatin hangi amaçla ileri sürülerek sağlandığı dosya içeriğine göre kesinlikle tespit edilememiş ise de...’’
Yani Yargıtay'ın 6. Ceza Dairesi, Çiller lobisinin büyük gayretleri sonucunda örtülü ödeneğin dolandırıldığı ama Başbakan'ın bu parayı siyasi menfaat sağlamak için verdiğinin saptanamadığı kararına varıyor.
Böylece örtülü ödeneği yasaya aykırı şekilde kullandığı mahkeme kararıyla belirlenen Çiller, Yüce Divan'a gönderilse bile bu davadan mahkûm olmaktan kurtuluyor.
* * *
Bu rezaletin farkına varan Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, Çiller'i kurtarmak için karara sokulan bu cümlenin çıkarılması istemiyle Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na başvuruyor.
Çiller lobisi hemen çalışmaya başlıyor ve ilk toplantıda başsavcının başvurusunu 11'e karşı 16 oyla reddettirmeyi başarıyor.
Ama üçte iki çoğunluk gerektiği için iş ikinci bir oylamaya kalıyor.
Salt çoğunluğun arandığı ikinci oylamada ise yine lobinin üstün gayretleriyle 14'e karşı 17 oyla ret kararı çıkarılıyor ve Çiller büyük bir beladan kurtuluyor.
Ülkemizin saygın hukukçularına göre bu bir hukuk rezaletidir ve tarihimizde bir benzeri görülmemiştir.
Basından öğrendiğimize göre Çiller'in kurtulmasında büyük gayret gösteren kahramanların isimleri ise şöyledir:
Turhan Güven (DYP İçel milletvekili), Türkan Güven (Yargıtay Birinci Ceza Dairesi Başkanı-Turhan Güven'in eşi) Necdet Mutiş (Yargıtay 6. Ceza Dairesi Başkanı), Mater Kaban (Yargıtay Ceza Kurulu Başkanı) ve Arif Yüksel (Adalet Bakanlığı eski müsteşarı-Danıştay üyesi)
Paylaş