Bir portre anlatacağım... Amerika’da yeni medyanın kralı, The Young Turks (TYT) internet sitesinin kurucusu Cenk Uygur’un (40) portresini.
Anlatacaklarım, Amerika’ya sekiz yaşında gelip bugün dünyanın en büyük online haber programını hazırlayan bir şovmenin hayat hikâyesi olmayacak sadece. Anlattığı şeyleri, her ay 10 dolar veren 3 bin insana canlı izleten... Sitesine 35 bin aktif üye toplamış... Ayda 15 milyon ziyaretçiye ulaşmış... YouTube’da kurduğu kanalı da eklediğinizde 280 milyon kişiye kendini göstermeyi başarmış bir yeni medya kahramanının profili de olacak bu.
1) POPÜLER KÜLTÜRÜN HÂKİMİ Bugün bir anket yapsak. Kaliforniyalı sörfçülerden Alabamalı çiftçilere... Amerikalılara “Türk” dendiğinde ne anladıklarını sorsak... Türkiye’yi mi daha çok bilen çıkar yoksa Cenk Uygur’un Young Turks’ünü mü emin değilim!.. Uygur’un izlenme oranlarını söyledim. Bir de buna Amerikalıların genel kültüre ilgisizliğini ekleyin. Uygur önde çıkacaktır. 2) AGRESİF PROGRESİF Türk lafını nasıl bir içeriğe büründürüyor derseniz... Çoğu Amerikalının kafasında Türkiye’den (Turkey, aynı zamanda hindi) daha ‘cool’ bir çağrışım yarattığı kesin. Uygur’un temsil ettiği Young Turk (Genç Türk), çağdaş değerleri savunan, progresif (ilerici), aynı zamanda agresif bireyi temsil ediyor. Agresif, çünkü yerleşik düzeni sonuna kadar eleştiriyor. 3) PARTİLER ÜSTÜ Yaptığı iş, politik yorumculuk. Kurduğu web sitesinde her gün canlı yayınlanan... YouTube üzerinden de ulaşılabilen bir şov programı var. Dili mizahi. Liberal. Ama Cumhuriyetçi, Demokrat herkese sövüyor. Tek ölçüsü progresivizm. Reformist, partiler üstü bir duruş. Her ülkeye lazım bir siyaset felsefesi... 4) GELENEKSELİ REDDETMİYOR Yeni medyanın kralı olmasının sebebi... İnternetten çıktı. Ve şimdi kablolu kanallarda sürekli konuk olmaya başladı. Daha önce “Her başarılı blogger bir gün gelenekseli tadacaktır” demiştim. Bu tezin canlı örneği. Hafta içi, MSNBC’de Ed Schultz’un programında beş gün boyunca yorum yaptı. Kanalda kalıcı olmaya bir adım daha yaklaştı... 5) ALANINDA TEK Niye bu kadar popüler?.. Bunu yapan tek kişi mi, derseniz... Benzerleri var. Ama internetten çıkması ve her hikâyeyi ciddiye alıp konuşurken benimsediği alaycılığı düşünürseniz... Evet, tek!.. Comedy Central’da güncel olaylarla dalga geçen Jon Stewart ile MSBNC’de haber sunan Keith Olbermann arası bir yerde. Ne ilki kadar sulu ne ikincisi kadar ciddi... Belki biraz Bill Maher. Ama kesinlikle daha tiyatral. 6) FİKİRLERİ ESNEK Şimdi liberallere yakın olsa da eski bir Cumhuriyetçi aslında. “2003’te değiştim. Irak istilası, işkenceler, halkı gözetleme başlayınca Bush yönetimi aklını kaçırdı” dedi. Hiçbir fikre sonuna kadar bağlanmıyor. “Bir daha parti değiştirir misin” dedim örneğin. “Niye olmasın ki”, dedi. “Ben aileden şu partiliyim demek kadar büyük aptallık olur mu!..” 7) ARGÜMANLARI SOMUT Fikirler oynak ama bilgiler sağlam. Hafta içi MSNBC’de her gün Fox’a saldırdı. Fox’un bir haber kanalı değil bir propaganda silahı olduğunu düşünüyor çünkü... Ama bunu yaparken de her gün, Fox yorumcularının ettiği laflardaki maddi hataları gösterdi. Biri 11 Eylül Camii’ne karşı çıkarken Pearl Harbor’a Japon merkezi yapılabilir mi diyor örneğin... Meğer Pearl Harbor’da bir Japon merkezi varmış. Somut bilgisi yoksa da karışmıyor. O yüzden bir agnostik (Tanrı var mı yok mu bilinemez). 8) PLATFORMLARI KULLANIYOR Mesajını taşımak için internetteki bütün enstrümanları kullanıyor. Bunu da örgütlü hallediyor. ‘Türk’ ne demek bilmeyen binlerce Amerikalı, kendini ‘Young Turk Ordusu’na mensup’ diye tanıtıp Twitter’a, Facebook’a sitenin linklerini yapıştırıyor mesela. 9) NORMAL DEĞİL Bir yarı deli. Columbia Üniversitesi’nde hukuk okuyor. Amerika’nın en iyi işletme okulu Wharton’ı bitiriyor. Ama sonra altı haneli çekleri bırakıp hobi diye başlamışken radyocu oluyor. Geçen ay bir oğlu oldu. Adı Prometheus Maximus. Hadi sen delisin diyelim. Onun ne günahı var! Niye normal bir ismi yok? “Prometheus, Zeus’a karşı geldi. İnsanlığa ateşi ve medeniyeti verecek kadar cesurdu. Maximus da Roma İmparatoru Marcus Aurelius’un öğretmeni, bilge bir filozoftu. Cesur ve bilge olsun istedim” dedi. 10) İŞLETME BİLİYOR Yarı deliyse, işten anlamıyor zannetmeyin ama. Dedim ya Wharton’lı diye. Mehmet Öz’ün okulundan. Bugün dokuz kişilik bir ekibi yönetiyor. Ve Young Turks; radyo yayınları, internet reklamları, sponsorluk anlaşmaları derken her geçen gün büyüyor. Ayda 100 bin dolarlık bir bütçeye doğru...
Profesyonel sol
Bir kavram tartışması yaşanıyor Amerika’da. Beyaz Saray Sözcüsü, geçen hafta ‘profesyonel sol’ diye bir laf ortaya attı. Tarif ettiği ise New York’taki kablolu haber kanalı anchor’ları (MSNBC’ciler), gazeteciler (Huffington Post’ta yazanlar), yazarlar (New York Times kitap ekindekiler) ve akademisyenlerdi (çoğu New School’da)... Mealen dedi ki, Obama ağzıyla kuş tutsa kendini bu insanlara beğendiremez? Gibbs’e göre, bu kesim Demokrat Parti’ye oy veriyor, ama Obama’ya bir türlü destek olmuyor. Çünkü hayatlarını solculuk ‘satarak’ kazanıyor. Suçlanan o solcular da diyor ki, “Benim seninle ne göbek bağım var!.. Başta sevdim, şimdi yetersiz görüyorum. Beni takip edenlere yalan mı söyleyeyim!..” Uygur’la biraz bu kavramı da tartıştık. O, “Paradigma farklı, böyle bir laf edemez” diyor. Ben de, “Gibbs hakaret etmek istemiş ama tarif ettiği entelektüel tipi aslında ideal düşünürün tarifi” diyorum. “Obama’dan hayal kırıklığı yaşıyorum, bizi bu yüzden suçlayamaz” diyor. Ben de “Suçlasın, tam da bu yüzden ‘profesyonel sol’ aslında ‘dürüst aydın’ın eşanlamlısı” diyorum. Anlaşamadık. Belki ben Türkiye’de körü körüne iktidar destekçiliği yapanları düşünüp Amerika’da yaşananları ütopik bulduğumdan... Belki de o, Gibbs’in açıklamasını doğrudan hakaret gördüğünden... Olmadı!.. Ama dediğim gibi, bence güzel bir laf. Liberal ama düşünceleriyle para kazandığı için angaje olamayacak kadar profesyonel. Profesyonel solcu.