Türk eşcinselden ABD Dışişleri’ne konferans

Dupont Circle’de bir gay bara uğradık.

Zemin katında yemek öncesi içkilerimizi içiyoruz. “Bu hafta programın ne” diye sordu.

Ben de Cuma günü katılacağım toplantıları sıralamaya başladım.

Sabah Pentagon’da özel bir CENTCOM brifingi.

Sonra Brookings Enstitüsü’nde Türkiye’deki seçimlerle ilgili bir panel.

Saydım. Ardından Amerikan Dışişleri Bakanlığı’ndan gelen bir mesajı söyledim. “Bir de” dedim, “Türkiye’den gelen eşcinsel bir aktivist Dışişleri’nde bir konuşma yapacak. Özel mülakat öneriyorlar.” Birden gözleri parladı Özkök’ün. “Deli misin” dedi, “sakın kaçırma.”

Düşündüm.

Amerikalılarla seçimleri konuşmaktan gına gelmişti.

Her hafta Ankara Yönetimi’nin Suriye ve bölge politikaları konusunda Türk halkına aktardığı dezenformasyona dair yazmaktan da artık yorulmuştum.

Bütün programımı iptal ettim.

Ve o gün Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nda Boysan Yakar’la buluşmaya gittim.

Türkiye’nin seçime gitmesinden 48 saat önce Yakar’la tanışmam ve bana kalırsa iptal ettiklerimden çok daha önemli bir söyleşi gerçekleştirmem de öyle oldu.

*

HANİ Şişli Belediyesi’nde darp edilen bir belediye yetkilisi vardı.

Yakar işte o. 2014 seçimlerinden sonra Belediye Başkanı Hayri İnönü’nün danışmanlığını üstlenen, 31 yaşında bir siyasetçi. 2006’dan beri İstanbul’daki eşcinsel onur haftasının komite üyeliğini yürütüyor Yakar.

Sonra Gezi oluyor.

Yakar’ın ifadesiyle Türkiye’deki eşcinseller, toplumun geniş kesimleri tarafından ilk kez kabul edilip bir iadei itibar yaşıyor: “Eşcinseller ve güçlü erkeği temsil eden Çarşı meydanda yan yana kaldırım taşı söküyor.”

150 kişiyle yaptıkları onur haftası yürüyüşü, Gezi’nin etkisiyle o sene 100 bin kişilik bir kalabalığa erişiyor.

Yakar’ın üyesi olduğu Lambda ve diğer eşcinsel örgütler de Türkiye’de eşcinsellerin siyasette daha aktif olması, adayların çıkması için ilk kez kapsamlı bir kampanyaya girişmeye karar veriyor.

Hayır, hiçbiri kazanamıyor.

Ancak seçimlerden sonra, Yakar ve Beşiktaş Belediyesi’yle anlaşan, yine bir LGBT (lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel) aktivisti Sedef Çakmak danışman olarak CHP belediyelerinde çalışmaya başlıyor.

Zaten ne olduysa ondan sonra oluyor.

Hayri İnönü’nün başına gelen olaylarda, cinsel yönelimi nedeniyle Yakar, İnönü’nün yumuşak karnı olarak mimleniyor.

Darp ediliyor.

Hakkında sosyal medyada karalama kampanyaları başlatılıyor.

Ve Yakar da, ailesinin bastırmasıyla 2014 sonunda Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın bu burs programına başvuruyor.

Kabul ediliyor.

Nisan sonunda da Amerika’ya geliyor.

40 gün boyunca eşcinsel evliliğinin yasalaşması için uğraşan Human Rights Campaign ve politikaya atılan eşcinsel adaylara destek olan Victory Fund’da çalışmaya.

*

YAKAR o gün eşcinsellere idam cezası verilen Uganda’dan başka bir aktivistle birlikte 200 Amerikalı diplomata Türkiye’deki durumu, eşcinsellerin yaşadıkları zorlukları anlatmıştı.

Bakan Yardımcısı Heather Higginbottom eşlik etti iki aktiviste. Ama ayağından sakatlanıp operasyon geçirmese salona aslında Dışişleri Bakanı John Kerry tarafından takdim edilecekti.

Yani en üst protokolle.

Ne hissettiğini sordum.

Türkiye’de yaşadıkları ayrımcılığı...

Türkiye’nin son seçim kampanyası sırasında eşcinsellerin uğradıkları hakaretleri...

Her şey kafasında o kadar netti ki...

Bütün olumsuzluklarına rağmen Türkiye’nin 140 yıllık anayasal geçmişinde eşcinsellere karşı Uganda’daki gibi yasal bir ayrımcılık olmamasına olumlu bir yan olarak değiniyordu örneğin.

İş dünyası ve sosyal hayatta uğradıkları haksızlıkların aşılabileceğine olan inancının ise Gezi’den sonra arttığını söylüyordu.

Eşcinsel haklarının temel bir insan hakkı olduğunun Türk toplumuna en iyi nasıl aktarılabileceğine kafa yoruyordu.

Ve bu süreçte başta Hürriyet, Türk medyasında yaşanan olumlu dönüşüme odaklanıyordu.

“Eşcinsel evliliği şu anda gündemimizde değil, önce eşcinsellere yönelik ayrımcılığın önlenmesinin yasalara da girmesi için çalışacağız” diyerek öncelikli amaçlar belirlediklerini söylüyordu.

*

OBAMA Yönetimi’nin altı yıldır izlediği bir dış politika bu.

Sadece Amerika içinde süren bir mücadele değil.

LGBT haklarının dünya genelinde de teşvik edilmesi için yürütülen bir çaba.

Yakar’ın o gün diplomatlara yaptığı konuşma da bunun bir uzantısı.

İyi ki o gün Yakar’la buluşmuşum.

İyi ki Gezi’nin en renkli, en eğlenceli grubunun Washington’da yankı bulan hak kavgasını birinci ağızdan dinleme şansını kaçırmamışım.

Neden mi?

Çünkü Yakar’la olan uzun konuşmamızdan sonra bir kez daha emin oldum.

Bugün sonuç ne olursa olsun, güzel bir döneme giriyor Türkiye.

Yakar ve onun gibi cesur insanlar sayesinde.