Paylaş
Washington’dan geldiğim için mi… Yoksa “Neden Küba’dasınız” sorusuna verdiğim cevaptan bir türlü tatmin olmadıkları için mi, bilmiyorum. Bir buçuk saat sorgulandım havalimanında. Çantalarım arandı. Saat sabaha karşı 01.00’e yaklaşmıştı. Ve Panama uçağındakilerden geriye bir tek ben ve genç bir delikanlı kalmıştı. O sırada gencin bavulundan iki tane beyzbol topu çıkardılar. Polislerden biri çakısını açtı. Topun dikişlerini tek tek kesmeye başladı. “Turco biraz uzaklaşsın” dedi şefleri. Ben de yandan bakıyorum. Ve evet... Topun aslında ağzına kadar kokain dolu olduğu ortaya çıktı. Genci götürdüler. Sonra şefleri benim yanıma geldi. Ve kaşları çatık, mozalak bir suratla “Havana’ya hoş geldiniz” dedi. “Güvenli bir biçimde gidebilirsiniz.” İşte “Niye Küba’dasınız” dediğim bir FARC temsilcisiyle konuşurken bu olayı anlattığımda da aynen şöyle dedi bana: “Biz de her şey sıkı kontrol edildiği için buradayız. Burada kimse bize zarar veremez.”
HER SABAH 08.00’DE
Bu, FARC ve Kolombiya Hükümeti’nin tarihteki üçüncü barış girişimi. 80’lerde deniyorlar olmuyor. 1999-2002 arasında üç yıllık bir diyalog faslı var. Büyük bir eylemin ardından o da bitiyor. Bu da sonuncusu.
İki taraf da, asker tarafından korunan, Havana’daki El Laguito protokol evlerinde kalıyor. Sonra her sabah, 08.00 gibi Havana Uluslararası Kongre Merkezi’nin içinde kendilerine ayrılan bölüme geliyorlar. Dışarıda bekleyen gazetecilerin önünden geçip odaya giriyorlar. 13.30’a kadar da kalıyorlar. Küba Dışişleri Bakanlığı’ndan Ruben Pino’nun söylediğine göre görüşmeleri akreditasyonu olan yaklaşık 100 gazeteci takip ediyor.
OSLO’NUN SIRRI
Görüşmeler önce Ekim ayında Norveç’in başkenti Oslo’da başladı. Tanıdık geldi mi? Bir Kolombiya hükümet temsilcisiyle konuşuyoruz. Bunu sordum ben de: “PKK da Türk Hükümeti ile orada görüştü. Nedir Oslo’nun sırrı?” “Eğer yaptığın işin uluslararası olarak da tanınmasını istiyorsan, Norveç bulabileceğin en iyi yer” dedi: “Hem gerçekten nötrler. Hem dünyada bir saygınlıkları var. Unutmayın, ayrıca Nobel Barış Ödülü de Oslo’da veriliyor. Daha sembolik bir yer bulabilir misiniz?”
Oslo bitti. 19 Kasım’dan beriyse ev sahibi ülke artık Küba. Niye derseniz... Elbette sadece sıkı polis kontrolü için değil. Hem Fidel Castro’nun manevi kişiliği… Hem de Küba’nın geçmişte Guatemala ve El Salvador’daki grupları da barışa yönlendirmeyi başarmış olması nedeniyle. Bu işte her şey biraz da semboller üzerinden yürüyor. ‘Latin Amerika’nın son gerillası’ dedikleri, 50 yıldır ormanda saklanan FARC’ı da bu yüzden ancak Küba’da ikna edebileceklerini düşünüyorlar.
Küba görüşmelerde aynı zamanda garantör. İkinci garantör ülkeyse Norveç. İçeri her gün her iki taraftan beşer müzakereci giriyor. Masanın başında da Küba ve Norveçli iki moderatör oturuyor.
Sürece katılan diğer iki ülke, Venezuela ve Şili. Venezuela, FARC’a yakın diye. Şili ise Kolombiya’nın tercihi. Mahalle maçları öncesi adam alma faslı gibi… “Bu ülkeler nasıl destek oluyor görüşmelere?” diye sordum Kolombiyalı temsilciye. “Size dürüst bir şekilde söyleyeyim” diye anlatmaya başladı: “Venezuela FARC’ı koruyor. Hatta onların başmüzakerecisi Ivan Marquez’ın Venezuela’da yaşadığını herkes bilir. Küba da gerillalara daha yakın. Norveç ve Şili ise bizim istediğimiz ülkeler. Ama işin doğrusu bir denge yok. Norveç ve Şili nötr davranıyor. Yani bizim aleyhimize bir denge var.”
MÜZAKERECİLER KİMLER
İki tarafı temsil eden müzakerecilerin profillerine gelince… Kendi içlerinde benziyorlar aslında. FARC’ın masadaki lideri Marquez, örgütün sekreteryasında görev almış, FARC’ın en önemli
ideologu. Yardımcıları arasında hem askeri kanattan hem de halkla ilişkiler yapabilecek, İngilizce bilen biri var. Hükümetin başmüzakerecisi Humberto De La Calle da, eski başkan yardımcısı bir hukukçu. O da daha çok entelektüel yönüyle bilinen, tarafsız çizgisiyle tanınmış biri. Yardımcıları arasında Dışişleri ve Savunma Bakanlığı’ndan birer politika uzmanıyla iki de general bulunuyor. “Ya istihbaratçılar?” diye sordum konuştuğum Kolombiyalı yetkiliye, Türkiye’deki deneyimi düşünüp. “İstihbaratçı yok. Neden bilmiyorum. Belki fazla şüpheci oldukları içindir” dedi, güldü.
Gerilla lafında anlaşmışlar
Barış sürecinin en önemli aşamalarından biri de görüşmelerle ilgili kamuoyuna da söz söyleme hakkı verilmesi. Bunun için iki taraf da web siteleri hazırlıyor.
* Terminoloji burada da önemli. Kolombiya Hükümeti, barış çabalarına ‘müzakere’ denilmesine karşı. “Bu müzakere değil, görüşme” dedi temsilcileri bana. Ama öte yandan, bizdeki ‘terörist’ tartışmasınınsa burada bir karşılığı yok. İki taraf da FARC üyelerine ‘gerilla’ diyor.
* Görüşmelerde öncelikli konu toprak reformu. FARC tarafı taşra bölgelerinin kalkındırılmasını bekliyor. Hükümet de FARC’ın fidye için adam kaçırmaları sonlandırmasını. FARC barıştan sonra gerillanın aktif politikaya katılımını, hapisteki gerillaların serbest bırakılmalarını talep ediyor. Hükümet de FARC’dan uyuşturucu ticaretini terk etmesini.
* FARC Ocak ortasına kadar tek taraflı ateşkes ilan etti. Hükümetse operasyonları durdurmayacağını açıkladı.
* Hükümet, görüşmelerin 2013 sonuna kadar sonlanmaması halinde bu işten çekileceğini açıkladı. FARC ise yarım yüzyıllık ihtilafın çözülmesinin daha uzun sürebileceğini belirtip bir süre konulmasına karşı çıktı.
FARC-PKK Karşılaştırması
* Her ikisi de sol kökenli.
* Her ikisi de sivilleri hedef alabiliyor.
* Her ikisi de uyuşturucudan finansman sağlıyor.
* PKK nasıl Suriye, Irak, İran hattında uluslararası destek buluyorsa, FARC da Venezuela ve Ekvator’a sığınıyor.
* Temel fark, FARC etnik kökene dayanmıyor.
* Politikaları, ilişkileriyse PKK’nınkilere göre daha açık. PKK inkâr ederken, FARC uyuşturucu ticaretinden vergi aldığını söylüyor. Küba, Venezüella gibi ülkeler de, sosyalist ideallere bağlılıklarından FARC’ı desteklediklerini ilan edebiliyorlar. PKK ise hiçbir devletten böylesine bir açık destek bulamıyor.
* İki örgüt de çok eski. Ancak FARC kadrolarını yeniliyor, PKK artık yaşlanan, kurucu ekip tarafından yönetiliyor.
* Konjonktürel benzerlik… Her iki örgüt de, teknolojinin etkisiyle mücadele ettikleri hükümetlere karşı askeri açıdan gün geçtikçe geriliyor.
* Ve her iki örgüt de barış görüşmeleri için Oslo’da buluşmayı kabul ediyor.
FARC liderinden PKK’ya mesaj:
Türk Hükümeti’yle bir çözüme ulaşmalarını diliyoruz
Bu fotoğrafta gördüğünüz sağımda duran adamın yakalanmasına yardım ederseniz, Amerikan Hükümeti size 5 milyon dolar ödül vermeyi vaat ediyor. Çünkü FARC’ın gelir yaratmak için ABD’ye uyuşturucu gönderme politikasının beyni o. Ancak kellesine konulan ödüle rağmen, FARC’ın aynı zamanda başmüzakerecisi Ivan Marquez (57) Havana’da çok rahat. Hotel Palco’nun lobisinde görüşüyoruz. Ve Türk olduğumu öğrenir öğrenmez, “Benim İstanbul’da çok arkadaşım var” diye konuşmaya başlıyor.
Bu işten ne kadar umutlusunuz? Barış sağlanabilecek mi?
* Halkın mutluluğu için çok önemli bir sürecin parçası olduk. Elbette umutluyum.
Bu yüzden mi Kolombiya Hükümeti operasyonları sürdürse de görüşmelere devam ediyorsunuz?
* Bizim için en önemlisi Kolombiya ihtilafına politik, adil bir çözüm üretmek. Kolombiya halkının haklarına kavuşması. Biz bunun için söz verdik. Halkımız da bunu bilerek bizi destekliyor, çabalarımızın arkasında.
Türk Hükümeti ile PKK’nın barış çabalarından haberiniz var mı?
* Biz Kürt problemine çözüm bulunmasında PKK’yı destekliyoruz. Türk Hükümeti ile de bir çözüme ulaşmalarını diliyoruz.
Bu konuda PKK’ya bir mesajınız oldu mu?
* Çözümün otonomi sağlanarak olması mümkün. Ve eğer başarırlarsa, bu İran, Irak ve Suriye için de bir çözüm olacak. PKK ile sürekli devam eden bir iletişimimiz yok. Ancak bir mesaj yollamıştık. Bir video mesajıydı. PKK lideri Abdullah Öcalan’ın bir adada tutulmasını protesto edip PKK’nın mücadelesinin yanında olduğumuzu belirten bir açıklamaydı.
İşte yol haritası:
PKK ne denedi bilmiyorum ama biz istihbaratçılarla görüşme yapmayız
Havana’daki barış görüşmelerinin en popüler ismi, Hollanda asıllı Tanja Nijmeijer (34). Kolombiya’ya İngilizce öğretmeye gidip 10 yıl önce FARC’a gönüllü yazılmış, sivillerin de öldüğü bombalama eylemlerine katılmış. Şimdi masasının FARC tarafında oturan tek kadın. “Türkiye ve PKK ihtilafındaki gibi bu işi çözmek isteyenlere bir yol haritası çıkarsanız, en önemli konular neler olurdu” dedim. Şöyle sıraladı:
* Önce iki taraf arasında bir güven oluşturmak gerek. Görüşmelere başlamadan önce Kolombiya Hükümeti 48 saat operasyonları durdurdu. Bu bize bir işaret oldu.
* Aracılar önemli. Norveç bize arabulucu olma önerisi getirince biz kabul ettik.
* Gizlilik esas. Doğrudan görüşmelere Oslo’dan başlamadan, Şubat’tan beri, Havana’da ön görüşmeler yapıyorduk. Bu sırada görüşmelerde ele alınacak altı konu başlığını belirledik. Ağustos ayında da dünyaya barış görüşmesine başlayacağımızı duyurduk.
* Masada öncelik belirlemelisiniz. Örneğin bizim için en kritik olan toprak reformu.
* Kolombiya Hükümeti’nin barışa ulaşma konusunda samimi olduğuna inanıyoruz. Hükümetin belirlediği başmüzakereci de çok sakin, makul ve deneyimli biri. Bu konuda tatmin olduk. PKK ne denedi bilmiyorum ama biz istihbaratçılarla barış görüşmesi yapmayız.
* İki tarafın da en önemli motivasyonu, Kolombiya halkının artık savaştan bıkmış olması. Kimse masadan kalkan olmak istemez.
* 20 Ocak’a kadar tek taraflı ateşkes ilan ettik. Hükümet devam etmezse biz de ateşkesi uzatmayacağız. Ama Havana’da barışı görüşmeyi de sürdüreceğiz. Size acayip gelmesin bu.
İhtilafın künyesi
FARC’ın açılımı Kolombiya Devrimci Silahlı Kuvvetleri. 1964’te Marksist-Leninist düşünceyle kuruldu. Ülkenin yüzde 35’lik bölümünü kontrol edecek kadar güçlüydü. Ancak son iki yıldır 16 bin olan gerilla sayısı 8 bine düştü. Ama barış görüşmeleri, en çok geçen sene seçilen Kolombiya’nın sağcı yeni başkanı Juan Manuel Santos için bir risk taşıyor. Şimdiden muhalefet tarafından ne pahasına olursa olsun barış yapmaya çalışmakla eleştirilen Santos, bu yüzden FARC’a yönelik operasyonları durdurmadı.
Paylaş