Tayyip Erdoğan 2004 başında New York’a geldiğinde, HSBC binasında onuruna bir öğlen yemeği verilmişti.
Kentin işadamları, politikacıları, güç simsarları, toplam 500 kişi katıldı yemeğe. İşte Amerikan Yahudi Kongresi adına düzenlenen ve Başbakan’a bir ödül de verilen o buluşmayı, ünlü bir Yahudi avukat ayarladı: Norman Liss.
İnsan bilmediği şeyden korkar derler. Davos’taki panel krizinden sonra Türkiye’nin uğrayacağı misilleme konuşulurken de, sanırım hep bu duygu ağır bastı. New York’taki esrarengiz Yahudiler bakalım şimdi ne yapacak, meselesi. Peki kim bu adamlar? Yani New York’u Jew (Yahudi) York yapan, kentin ekonomisini yöneten insanlar... Bu soruyu, ben de ofisinde görüştüğüm Norman Liss’e sordum. İki hafta önce Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı’nı azarlayan Başbakan’ın beş yıl önceki gönüllü lobicisine.
100 SİYONİST ÖRGÜT Amerika’da bugün Yahudilere ait 100 civarında Siyonist örgüt bulunuyor. Niye bu kadar çok oldukları meçhul. Liss de, "Çok anlamsız, ben uzun süredir birleşmeleri için çalışıyorum" dedi. Ancak önemli olan, sayıları çok olsa da aslında aralarında temel bir fark yok. "Yüzde 90 hepsi aynıdır. Konu İsrail olduğunda hepsi aynı çizgidedir" diyor Liss.
NEW JERSEY FÜZELERİ Örgütler, her fırsatta İsrail Hükümeti’nin etkisinde olmadıklarını söylüyorlar. "Ben 22 kere gittim İsrail’e. Devlet yetkilileriyle de buluştum ama bir kere bile telkin işitmedim" diyor Liss de. Doğruysa, inanılmaz bir durum demektir. Şimon Peres, Tayyip Erdoğan’a "İstanbul’a roket atılsaydı siz ne yapardınız" demişti ya. Örneğin buradaki Yahudi derneklerinden ADL, çok önce New Yorklular için benzer bir kampanya hazırlayıp gazetelere ilanlar vermişti. Bir grafikte komşu eyalet New Jersey’den Manhattan’a füze yollandığı resmediliyor. Altında da Peres’in sorusu duruyor: "Siz olsaydınız ne yapardınız?"
DOWNTOWN’DA TOPLANTI Bu örgütler aralarında sürekli istişare ediyorlar. Bazen şemsiye örgütleri CPMAJO üzerinden bazen de toplantılarla. Örneğin Liss, eğer benimle görüşmesi olmasa o gün Downtown’da yapılacak bir istişare toplantısına katılacağını söyledi.
UZMANLARA SORULUYOR Nasıl karar alındığı ise işin en açık kısmı. Liss, New York’taki Yahudiler arasında Türkiye uzmanı olarak biliniyor. O yüzden Türkiye’yle ilgili bir hamle yapılacaksa, mutlaka Liss ve diğer Türkiye uzmanlarından görüş alınıyor. Bir de üniversitelerdeki, zaman zaman popüler olan öğretim üyeleri dinleniyor. Başbakan’a Türkiye’deki antisemitizmle ilgili mektup da böyle mi gitti diye sordum Liss’e, "Evet" dedi.
HER BİRİ ANGAJE Kentteki bütün örgütlü Yahudiler, İsrail iç politikasına hákim. Hepsi de bir siyasi partiye angaje. Aralarında Liss gibi ABD’de Demokrat Parti üyesi olup İsrail’de muhafazakár Benjamin Netanyahu’yu destekleyenler de var, İşçi Partili Ehud Barakçılar da. Ancak diğer ülkelerde durum değişiyor. Örneğin Liss, yıllar önce Miami’de Mustafa Sarıgül ve eski eşiyle tanışıp dost olmuş. Hatta Türkiye’ye gidip Sarıgül’ün Şişli’deki bir seçim kampanyasını bile izlemiş. Ama Sarıgül’ü AKP’li zannediyor!...
SABRINA TAVERNISE NE YAZSA OKUYORLAR Amerika ve İsrail dışındaki ülkeler hakkında, kişisel dostluklar ve New York Times yazıları kanalıyla bilgi ediniyorlar. Şu sıralar gazeteci Sabrina Tavernise İstanbul’dan ne yazsa satır satır okuyorlar. İşadamları dışında konuştukları kişiler ise hep diplomatlar oluyor. Liss’le buluştuğumuzda bana az evvel bir Türk diplomatla konuştuğunu söyledi, "Erdoğan’ın Davos’taki tavrını desteklemiyormuş" dedi.
BİR ŞEY DEĞİŞMEYECEK Özetle her olaya vakıf olduğu, gizli kararlar alıp devletlere empoze ettiği söylenen New York’taki "güçlü" Yahudilerin durumu bu. Ben neyi merak ediyorsam onlar da öyle: Post-Davos’a kilitlenmişler. "Ne olur bundan sonra" diye sordum ben de. "Bilmiyorum ama çok bir şey değişeceğini sanmıyorum" dedi. "Sizin Ermeni Soykırımı iddialarına karşı Türkiye’yi artık desteklemeyeceğiniz doğru mu peki" diye sordum. "Bir tasarı gelirse ben yine karşı çıkarım ama yanıma diğerlerini katmak zor olur" diye yanıtladı. "O zaman soykırım yasası kabul edilecek" dedim. Biraz durakladı. Sonra da "Bu krizin ortasında kimse uğraşmaz o tasarıyla" diye cevap verdi.
PARA ALMADAN ÇALIŞIYOR
Norman Liss, Türkiye ile Irak’ın işgalinden önceki tezkere görüşmelerinde ilgilenmeye başlıyor. Sonra da gönüllü lobici oluyor. Aynı zamanda Türkiye’nin en köklü ailelerinden birinin New York’taki temsilcisi. Adalet Bakanlığı kayıtlarına göre geçen Nisan’a kadar Türkiye için lobi yapmış. Tüccar bir yanı var, bir gazeteciyle konuşurken reklamının yapılacağını da düşünüyor ama nedense lobi faaliyetleri için Türkiye’den ücret almamış. "Neden para almadınız" diyorum, "Ben gönüllüyüm" diyor.
Hepsi 3. Cadde üstünde
Davos’taki tartışmadan bir hafta önce, antisemitizme karşı uyarıda bulunmak için Başbakan’a ortak mektup yollayan Amerikalı 5 Yahudi örgütü şunlardı: Amerikan Yahudi Komitesi (AJC), İftira Karşıtı Birlik (ADL), B’nai B’rith (Ahitin Çocukları), ABD Yahudi Dernekleri Başkanları Konferansı (CPMAJO) ve Ulusal Güvenlik İşleri İçin Yahudi Enstitüsü (JINSA).
İsrail yanlısı lobicilik faaliyeti için kurulmuş olan AIPAC, bugün Amerika’daki Yahudi derneklerinin tartışmasız en güçlüsü sayılıyor. Başbakan’a gönderilen mektuptaki beşli ise AIPAC’tan sonraki en büyükler diye kabul ediliyor. JINSA ve B’nai B’rith dışındakilerin hepsinin merkezi New York. Üçüncü Cadde’de yürürseniz sırayla binalarının önünden geçersiniz. Niye aynı yerdeler diye merak ettim. Meğer bu bölgenin mimarisi Yahudilerin fıkıh kitabı Talmud’a da uygunmuş. "Eruv" yani Yahudilerin dini kurallara uygun yaşayabileceği bölge olarak kabul ediliyormuş.