Hangi Washington

AMERİKALILARIN nasıl Ortadoğu uzmanı Arabistleri varsa, Türklerin içinde de Amerikan siyasetini takip eden birçok Amerikanist görürsünüz.

Haberin Devamı

Ancak Washington üzerine kalem oynattıklarında, bu isimler bazen yaşanan gelişmeleri bambaşka bir perspektiften ele alırlar. Örneğin Davutoğlu Washington’a gelir ve Kerry ile görüşür. Biri “İyi geçti, Türkiye durumu toparladı” der. Öteki ise “Toplantılarda Amerikalılardan ağır laflar işitti” der. Niye? Çünkü analiz etmeye çalıştıkları yönetim yapısı o kadar büyük ve çok parçalıdır ki, hiçbiri kendi bakış açısına uygun bir argüman bulmakta zorlanmaz. Aslında bu argümanların hepsi hakikaten geçerlidir de. Ama mesele...Yönetimin politika oluşturma sürecinde çarpıştırdığı bu argümanlardan hangisine ne zaman dayanacağı sorusudur. Ve bazen öyle anlar vardır ki...Hepsi birden geçerli olabilir. Birbirlerine zıt olasalar bile. Son haftalardaki gelişmelerden somut örneklerle göstermeye çalışacağım.
*
KONGRE’nin Senato kanadında bu hafta Ermeni Soykırım tasarısı ele alındı. Ve Dış İlişkiler Komitesi tasarıyı kabul etti. 18 üyeli komitenin 10 Demokrat Partili üyesi blok olarak “Evet” dedi. İtiraz ise beş Cumhuriyetçi Partili’den geldi. Sebep? 1915 Olaylarının bir soykırım olduğuna inanmadıkları için değil, Türkiye ile stratejik ilişkilere zarar vermek istemediklerinden.
Ama aynı hafta, Kongre’nin Temsilciler Meclisi kanadı, eskiyen Amerikan savaş gemilerinden bazılarının müttefik ve ortaklara verilmesine dair bir yasa tasarısı oyladı. Tayvan, Tayland ve Meksika’ya onay çıktı. Ama Senato’ya gönderilen taslakta Pakistan ve Türkiye’nin üstü çizildi. Suriye’deki radikallerle olan ilişki ve İsrail’la bir türlü tamamlanmayan normalleşme nedeniyle.
Böylece ne oldu? Ermeni tasarısında stratejik ilişkiye açık kapı bıraktılar. Ama fırkateyn işinde de “cezalandırdılar”.
*
SURİYE’de yabancı savaşçılara karşı yeni bir inisiyatif başlattılar. Ve Türkiye’den de buna destek bekliyorlar. O yüzden...Örneğin Amerikan Dışişleri Bakanlığı Suriye-Türkiye sınırında radikallerin eline geçen Ermeni köyü Keseb’te yaşananlardan ötürü iki hafta önce bir kınama yayınladı. Ama o köyün, El Kaide bağlantılı El Nusra cephesinin 21 Mart’ta rejime karşı İslami Cephe ile ortaklaşa başlattığı harekât sonucu ele geçirilmesinin, Türklerin 23 Mart’ta o radikallerle savaşan bir rejim uçağını düşürmesinin doğal sonucu olduğuna hiç değinmedi. Hatta şimdi Türkiye’nin sınıra yaklaşan Suriye rejimine ait her uçan cisim için F-16 kaldırıp El Nusra’ya nefes aldıran bir fiili uçuşa yasak bölge yaratmış olmasına da girmedi.
Ama bir yanda da... Dışişleri binası ile arasından Potomac Nehri geçen Pentagon’dan birileri gazeteci Seymour Hersh’e Türkiye’nin radikallerle ilişkisini teker teker okudu. O çok sorunlu, 21 Ağustos kimyasal silah saldırısını Türklerin yaptırdığı iddiasını demiyorum. Bence çok daha önemli olan, El Nusra’nın Türkiye-Suriye sınırındaki operasyonel özgürlüğüne değinen belgeden bahsediyorum.
Böylece ne oldu? Yabancı savaşçılara karşı mücadele için kredi açtılar. Ama konuşurlarsa işin nereye uzanabileceğini de gösterdiler.
*
TWITTER Türkiye’de yasaklanınca bunu yazdığı bir yazıyla kitap yakmaya benzeten Amerikan Dışişleri Bakan Yardımcısı (halkla ilişkiler) Doug Frantz’ı hatırlıyor musunuz? Frantz bu hafta Türkiye’de olacak. Ve sadece İstanbul’u ziyaret edip gazeteciler, sivil toplum üyeleri, üniversite öğrencileri ile basın özgürlüğünü konuşup cuma günü dönecek. Ankara’da hiçbir hükümet temsilcisiyle görüşmeden. Bir gerginlik çıkmaması için. Ama bir yandan da, aynı binadaki başka bir bakan yardımcısı (Avrupa ve Avrasya) Victoria Nuland, aynı hafta Kıbrıs’ta devam eden müzakerelerde iki taraf arasında mekik dokumaya devam edecek. Türklerin sürece desteğinin devamını sağlamaya çalışacak. Bunun dışında, Türkiye ve Ermenistan arasında bir Amerikalı Ermeni üzerinden yürüdüğü söylenen arka kanal diplomasisi lafları var ki, henüz teyit edemediğimden oraya hiç girmiyorum.
Böylece ne oldu? Kamuoyu nezdinde özgürlükler konusunda Amerika’nın imajına katkı sağlayacak bir görüntü sundular. Ama arka odada asıl işleri yürütmeye devam ettiler.
*
DİYECEĞİM, birinden birini seçtiğinizde bazı şeyler eksik kalabilir. Halbuki Amerikan Yönetimi o kadar geniş ve dallı budaklı ki...
Aynı anda birden fazla şey yürüyor. Ve bunun kendi içinde çoğu zaman bir matematiği oluyor.

Yazarın Tüm Yazıları