Paylaş
Biri fabrikatörün toraman oğlu diğeri yan atölyedeki gariban genç
Anne-baba
Birinin annesi fakirler ve kadınları çalışan bir antroplog. Ailesinin itirazına rağmen daha 18 yaşındayken, zaten evli ve çocuklu olan bir Kenyalı ile evlenip sonra boşanmış, döneminin önünde bir feminist. Ötekinin babası zamanının en büyük dördüncü otomotiv şirketi American Motors’un CEO’su, başkan adayı, vali, bakan. Obama’nın annesi Ann Dunham ile Romney’nin babası George Romney, iki adayı en iyi yansıtan iki figür. Irkçılığın zirve yaptığı 60’ların Amerikası’nda derilerinin ne renk olduğuna gelene kadar… Biri babasıyla “siz” diye konuşan, Yeşilçam fabrikatörü Hulusi Kentmen’in işçi kızına âşık örnek oğlu. Diğeri, o kızın asıl gönül verdiği, yan atölyedeki gariban cool genç.
Hikâyesi olan Romney değil
Çocukluk
Anneannelerin büyüttüğü çocuklarda çok olur. Anne-baba uzakta diye üzerilerine düşüldüğünden dikbaşlı ve itirazcıdırlar. Obama’nın, bugün o inatçı idealist çizgisinde de, annenin akademide koştururken oğlanı Hawaii’deki anneanneye bırakmasının etkisi muhakkak olmalı. Ayrıca buna, ırkçı bir ülkede kendi ifadesiyle kapkara bir baba ve süt beyazı bir annenin çocuğu olmasını... Hep kendine has bir psikolojisi olan adalarda yaşamasını… Doğduğu donuk Hawaii, büyüdüğü Müslüman Endonezya ve gençlik yıllarını geçirdiği kozmopolit New York’u ekleyin. Daha karmaşık, daha renkli bir hayat hikâyesi zor bulunur. Espri yaparken bile dişlerini sıkan Romney, onun yanında neden daha sıkıcı görünüyor, şimdi anlıyor musunuz?
Danışman hatalarla dolu insana karşı
Hatalar
Siz hiç bir danışmanı sahadayken gördünüz mü? İyi olanları, haftalar boyu, günde 18 saat çalışabilir. Hiçbiri “sosyal hayatım” demez. Ve binlerce dolarlık raporunu kusursuz biçimde tamamlayıncaya kadar da durmaz. Geçen gün bir komedyen Romney’nin insan olmadığını iddia ediyordu. İşte bu yüzden! Çünkü o, hayatının 22 yılını Bain’de harcamış bir danışman. Özgeçmişine altı sigma uygulamış, Bay Sıfır Hata. Obama mı? 2007’deki kampanya sırasında New Hampshire’da bir lisede… Çocuklara öğütler veriyor… Yapmasınlar diye, ne onların yaşındayken nasıl uyuşturucu kullandığı kaldı ne alkol komaları... ‘Babamdan Hayaller’ kitabında kokainli bölümler de var. Doğrusu şöyle galiba: Danışman, hatalarla dolu insana karşı.
Birinin var, birinin yok
Sosyal hayat
Dedim ya, danışman diye… Hobisi yok. Bir keresinde sporla arasını sordular. “NASCAR takımı sahibi bazı arkadaşlarım var” dedi. Bir de hobi denilirse, at sahibi. Obama ise sürekli okul kıran haylazlar gibi… Beyaz Saray’dan kaçıp golf oynuyor. Haftasonları da basket maçlarına çıkıyor. Üstelik laf olsun diye değil. İki yıl önce dirsek yedi, dudağına 12 dikiş attılar.
İkisi de atipik
Marjinal yön
Birisi tarihteki ilk siyah başkan. Diğeri ilk Mormon aday. İkisi de atipik. Ve “Amerika ırkçılığı aştı” ya da “Bu ülkede din özgürlüğü var” denilse de, gidin bunları güney eyaletlerindeki siyah düşmanı redneck’lere, Mormonları Hıristiyanlık dışı sayan Teksas’taki Evanjeliklere anlatın. İkisi de bir yönüyle marjinal. Ancak temel fark… Derisinin rengi Obama’nın seçimi değil. Romney ise kendi isteğiyle 18 ay Fransa’da misyonerlik yapacak kadar adanmış bir dindar. Fakat marjinal yönlerine bakınca da… Biri başta biraz da inkâr ettiği, ama sonradan sahiplendiği kimliğiyle zenginleşiyor. Hiçbir zaman siyah aksanıyla konuşmasa da çokkültürlülüğün tadını çıkarıyor. Öteki itaate dayalı dini bir disiplinde kendini kısıtlıyor. Daralıyor.
Roller değişiyor
First lady
Tampa’da Cumhuriyetçilerin genel kurulundayım. Ann Romney’nin konuşmasını bekliyorum. Birden içeri Mitt Romney ve çocukları girdi. Benim ayakta beklediğim yerin tam önüne oturdular. Beş oğlu var. Hepsiyle de çok yakın. Ve kürsüdeki annelerinin konuşması bittiğinde görmeliydiniz. En büyüğü 42, en küçüğü 31 yaşında. Hepsi hüngür hüngür ağlıyordu. Baba ne kadar mekanikse, Ann Romney ve çocuklar o kadar sıcak. İki çocuklu Obamalar ise 18 torun da eklenince 25 kişilik Romney Ailesi’nin yanında çekirdeğin çekirdeği. Ve fark, Michelle Obama ailenin en sempatiği değil. Bazen gazetelik olacak kadar da hırçın.
Obama’nın şeytan tüyü var
Medya
Haklı olduğu nokta ise şu Romney’nin… “Öyle bir medya var ki, ben aketlerde önde çıkınca, Obama geriden liderlik ediyor, diye yazıyorlar” demiş. Haklı. Cumhuriyetçiyseniz, ağzınızla kuş tutsanız New Yorklu liberal gazetecilere yaranamazsınız. Hatta sadece medya mı? Yaptığı değil yapacağı işlerin karşılığı, 2009 Nobel Barış ödülü almış birine karşı yarışıyor adam. Halbuki düşünsenize… Bir tarafta saçlarını yana tarayan, gençken ilk gördüğü kadınla evlenip beş çocuk yapmış, inancı gereği ağzına alkol, sigara değdirmeyen, kilisesine bağlı, iş hayatında başarılı, 250 milyon dolarlık servetiyle zengin Romney. Diğer tarafta, marijuana kullanıp sevgilileri olmuş, sadece iki çocuklu, ‘gitmedi’ demesinler diye kiliseye kerhen giden, siyah Obama. Damat namzeti olsalar Erdoğan kızını Romney’ye verir. Ama işte kritik nokta… Kız muhtemelen Obama’yı ister.
Moby-Dick ve Huckleberry
Kitaplar
Obama dünya. Romney Amerika. Yayınladıkları ‘sevdiği kitaplar’ listesini okuyorum. Shakespeare trajedileri, demiş mesela Obama. Moby-Dick’i eklemiş. Romney’ninkiler ise buram buram yeni kıta. O da ‘Huckleberry Finn’in Maceraları’nı koymuş. Biri insanın iç dünyasını sorgulayan, şeytan yanını gösteren, takıntıları, romantizmi anlatan ‘Moby-Dick’ okuyor. Diğeri Mississippi Nehri’ne has Amerikalıların olduğu Mark Twain öykülerini… Geçenlerde Beyaz Saray fotoğrafçılarından birinin eski sevgilisiyle konuşmuşlar. “George W. Bush hayatımda gördüğüm en nazik, en sıcak insanlardan biriydi, Obama çok snob” diyordu. İnanırım. Baştan sona iç konuşmalarla geçen Moby Dick hayranı biri herkesle yakın olabilir mi? Ama bir yandan da… İstediği kadar Beyaz Saray’da gezinenlerin gönlünü alsın… Hiç Shakespeare ya da Rus klasiği okumamış biri dünyayı doğru algılayabilir mi?
KÜNYE
Obama
Dünya görüşü
* Özellikle dış politika ve sağlık reformundaki sosyal duruşuyla idealist
En akılda kalan sözü
* Evet, yapabiliriz
En övündüğü yanı
* ABD’nin dünyada saygınlığını artırdığını ve ülkeyi daha sosyal hale getirdiğini söylüyor
En çok kim seviyor
* Liberaller, zaman zaman eleştirseler de progresifler
En çok kim nefret ediyor
* Katı Cumhuriyetçiler
Romney
Dünya görüşü
* Hiçbir fikre bağlanmayacak kadar pragmatist
En akılda kalan sözü
* Yüzde 47’yi önemsemiyorum
En övündüğü yanı
* Ekonomi ve iş dünyasını iyi bilmekle övünüyor
En çok kim seviyor
* Yeterince muhafazakâr bulmasalar da, Demokratlar gelmesin de kim gelirse gelsin, diyenler
En çok kim nefret ediyor
* Nefret edeni yok
Paylaş