Paylaş
ÇARPIKLIK 1
Yabancılara niye göz yumuyorsun
Suriye’deki direnişçilerin ılımlı olan gruplarından birinin temsilcisiyle konuşuyoruz.
Washington’da lobicilerin kümelendiği K Sokağı’na nazır, havalı bir ofis tutmuşlar.
“Kim, nerede, nereyi tutuyor, bana anlatır mısınız” diye rica ettim, Suriye haritası üzerinde birinci elden direnişçi oryantasyonu alıyorum.
Bir süre sonra konu Kuzey Suriye’deki Kürt-El Kaide çatışmalarına geldi.
“Nedir sizin bu işe bakışınız” diye sordum ben de.
“Bizim şu anda en büyük problemimiz, radikallerin ve Suriye’nin dışından gelenlerin direnişi kontrol etmeye çalışmaları” dedi biri.
Ben “Ne kadar ileri gitti cihatçı trafiği” deyince de rakamları verdi.
“El Nusra Cephesi’nin yüzde 20’si yabancı savaşçılardan oluşuyor. Komuta heyeti ise yüzde 80 yabancı. ISIS’te (Irak-Suriye İslam Devleti) ise alt kadrolar arasında yabancı oranı yüzde 40. Tepe kadroda yabancıların hâkimiyeti El Nusra gibi yüzde 80.”
Şimdi düşünün...
Kendi ülkenizdesiniz.
Ve haklı ya da haksız yönetime karşı bir hak mücadelesine girişmişsiniz.
Ama sonra bir bakıyorsunuz, etrafınızda sizin ülkenizden olmayan insanlar türemiş... Hatta mücadeleyi ele geçirmiş... Ve sizi kenara itmeye başlamış.
Kurtuluş Savaşı sırasında Bangladeşlilerin Ankara’ya gelip cihat ilan etmesi sonra da İnönü Savaşlarını yönetmesi gibi bir şey...
Aklınız alıyor mu?
Peki nasıl oluyor bu?
Taşıyıcı kolon, din.
Kirişler de, komşu ülkeler ve onların yaptıklarına göz yuman Washington.
ÇARPIKLIK 2
El Kaide’yse niye El Kaide gibi davranmıyorsun
Suriye’deki cihatçıların ilk toplandıkları El Nusra Cephesi’ni Amerikalılar geçen Aralık ayında El Kaide bağlantıları nedeniyle terör listesine aldılar.
Ve Suriye’deki ılımlı direnişçilerle El Nusra’yı keskin biçimde ayırdılar.
O dönem herkes köpürdü.
Özgür Suriye Ordusu’nun yönetimi, “Esad Rejimi’ne karşı savaşırken bu karar bu bizi zayıflatacak” deyip kızdı.
Türkiye, “Devrim sürerken zamansız oldu” deyip eleştirdi.
Velhasıl kimse memnun kalmadı.
Ama bir yandan da garip bir şekilde...
Amerikalılar Nusra’yı terör örgütü sayarken, ne yakın müttefiği Türkiye’nin ne de bölgedeki ortakları, Suriye’ye harıl harıl silah gönderen Suudi Arabistan ve Katar’ın bu gruplarla iletişimine engel oldu.
“El Kaide” diyorsun. En büyük düşmanının Suriye isim hakkını veriyorsun. Ama hiç de El Kaide’ye davrandığın gibi davranmıyorsun.
Ne insansız hava uçağı saldırıları, ne nokta operasyonlar, ne de Başkan düzeyinde açıklamalar.
Hiçbiri yok.
El Kaide dediysen niye El Kaide gibi davranmıyorsun.
Aslında El Kaide gibi değillerse de niye El Kaide diyorsun...
ÇARPIKLIK 3
İsim değişikliğine tepki yok
Tamam, diyelim ki hakikaten de El Kaide’ler... Ama paraya sıkışık tek süper güç artık yoruldu.
Ve o coğrafyada adım atacak hali olmadığı gibi zaten beklentilerini karşılayamadığı müttefiklerine de ağzını açıp bir söz söylecek yüzü kalmadı.
İyi de hiç değilse neden kendi kararının arkasında durmadı?..
Nisan ayıydı.
Ortada daha sadece El Nusra varken, işe Irak’taki Irak İslam Devleti de karıştı. Şiilere karşı Irak’ta her geçen gün güçlenen, ülkenin Sünni damarı haline gelen El Kaide uzantısı örgüt.
İşte Irak İslam Devleti girince oyuna, liderleri Ebubekir El-Bağdadi de, kendi örgütüyle El Nusra’nın birleştiğini, Irak-Suriye İslam Devleti’nin kurulduğunu açıkladı.
Her şeyin planlı ilerlediği, cihat disipliniyle herkesin bu tür durumlara koşulsuz itaat ettiği El Kaide için rastlanmayan bir durum oluştu sonra.
Ve El Nusra’nın lideri Muhammed El-Colani bu karardan pek memnun olmadı.
Anlaşmazlık oluştu. Olay El Kaide lideri Şeyh Zevahiri’nin önüne kadar gitti.
Zevahiri, Suriye’nin birçok yerinde El-Nusra savaşçıları kendilerini ISIS cihatçısına çevirirken, El-Bağdadi’yi kendisine sormadan böyle bir karar aldığı için çok sert eleştirdi.
Haziran’da bir mektup yazıp El-Colani’nin halen Suriye’den sorumlu, El Bağdadi’nin ise Irak’la sınırlı olduğunu duyurdu.
Ancak yine ilginç bir şekilde kimse pek oralı olmadı.
Ve ISIS kendini lağvetmeden, yavaş yavaş El Nusra’nın kadrolarını kayıplar vererek de olsa bünyesine katmaya başladı.
Ilımlı muhaliflerin bana verdiği rakamlara göre 11 bin olan El Nusra savaşçılarının nisandaki sayısı birleşme operasyonundan sonra 5 bin fire verdi.
Çünkü bazı savaşçılar birleşme fikrinden hoşlanmayıp kendilerine Suriye içinde başka radikal gruplar buldu.
Peki bu durumda El Nusra’yı terörist sayan ABD ne yaptı?
Hiç...
Ne “El Nusra’nın isim değiştirerek benim terör listemden çıkmasına göz yummam” dedi.
Ne de bu konuda müttefiklerine bir uyarı gönderdi.
ÇARPIKLIK 4
Levant denilen yer Sina’ya kadar
Nisandaki operasyon dallanıp budaklandı.
El Nusra ve ISIS halen anlaşmazlıklar yaşıyor olsa da Suriye’deki birçok bölgede ya tamamen birleşti ya da bazı bölgelerde birlikte hareket etmeye başladı.
Halep’te farklı iki kurum olarak kaldılar mesela. Hatta halka un dağıtımında aralarında büyük kavgalar da yaşandı.
Ama Rakka’da ise tamamen tek bir örgüt gibi birlikte hareket etmeye başladılar.
Bu arada ben ISIS’e Irak-Suriye İslam Devleti diyorum ama...
Aslında orijinal ismi şöyle: Irak ve El Şam İslam Devleti.
El Şam’ın ise Şam’la alakası yok, bizdeki levantın Arapçası.
Levant Türkçe’ye Fransızca’dan gelmedir. Doğrusu lövan. Yükselen demek.
Güneşin yükselişine gönderme yapmak için söylenmiş ve Avrupa’da hep doğuyu tarif etmek için kullanılmış.
Bölge için de sadece Suriye’yi değil, içine Kıbrıs, Lübnan, Ürdün hatta İsrail ve en güneyde Sina’ya kadar uzanan kocaman bir coğrafyayı tarif etmek için kullanılmış.
İşte bu büyük düşünen Levant İslam Cumhuriyeti, işi Batı’da Özgür Suriye Ordusu komutanlarını öldürüp, Doğu’da Kürtlerle alan savaşına girmeye vardırınca Amerikalılar ne yaptı?
Yine aynısını...
Hiç.
Ve üstüne üstlük...
Washington, şimdiye kadar attığı onca belirsiz adıma rağmen en anlaşılmaz hareketini ise bu son çarpışmalarda sergiledi.
Ve terörist saydığı El Nusra’yı denklemden tamamen çıkarıp ISIS’i Kürtlerle çatışan tek güç olarak andı.
Dün ben sordum Dışişleri’ndeki brifingde.
“Kürtler ve El Kaide arasındaki çatışmalarla ilgili yorumunuz var mı” dedim.
Sözcü Jen Psaki, “ISIS çatışıyor” dedi.
“El Nusra’nın dahli yok mu” dedim
“Yorum yok” dedi.
“ISIS’i de terörist örgüt listesine alacak mısınız” dedim.
“Yorum yok” dedi.
https://twitter.com/tolgatanis
Yazarın son yazıları |
#18 Temmuz 2013 Bir cinayet üzerinden Suriye bataklığı
#16 Temmuz 2013 Balyoz’dan Mısır’a Washington anekdotları
#9 Temmuz 2013 Gülen: Bir çayımızı içer dönerler
#2 Temmuz 2013 İsrail sarı kekini 1963'te Arjantin'den almış
#27 Haziran 2013 2015 öncesi en kritik şartlı tahliye davası
#25 Haziran 2013 İşte ABD ve Türkiye’nin Suriye ve Gezi’deki farklılıkları
Paylaş