Tolga Tanış

Rüşvet çarkının merkezi Dubai

16 Mart 2014
RÜŞVETE imkân sağlamak için Türkiye’deki dış ticaret rakamlarıyla nasıl oynandığını iki hafta önce anlatmaya çalışmıştım.

Şimdi onu bir adım daha ileri götüreceğim. Ve lokasyon da vererek somut bir örnekle bu pis çarkı daha net göstermeyi deneyeceğim. Biliyorsunuz, bu hafta 17 Aralık rüşvet operasyonu sonrası görevlerinden olan bakanlar hakkındaki fezleke olduğu iddia edilen belgeler sızdı.
Orada Dubai üzerinden yapılan işlemler de anlatılıyor. İşte Dubai’nin yasadışı para akışında nasıl bir merkez haline geldiğini ve bu yolsuzluk ağında oynadığı kritik rolü kanıtlayan vaka.

*

HİKÂYE Çalık Enerji’nin eski CEO’su Erdal Çelik’in 2007’de görevden ayrılıp Ankara’da Lotus AŞ’yi kurmasıyla başlıyor. Çelik, Çalık dönemi edindiği ilişkileri kullanarak Aşkabat’ta işler alıyor.
Rafineri, santral inşaatları derken, Türkmenistan’da yaklaşık bir milyar dolarlık iş hacmine ulaşıyor. İşler başta iyi gidiyor. Ancak Lotus Grubu’nda çalışan elektrik mühendislerinden birinin faturalandırmalarda bazı sahtekârlıklar yapıldığını fark etmesiyle işler karışıyor.

Yazının Devamını Oku

ABD’de olsaydı

9 Mart 2014
BAYKAL kasedinin üzerinden neredeyse dört yıl geçti.

Hiçbir suç içermeyen görüntüler nedeniyle Baykal gitti.
Ondan bir yıl sonraki kaset furyası, yine suç içermediği halde seks görüntüsü, küfür ve aşağılayıcı laflar yüzünden MHP’yi vurdu, MHP’liler gitti.
Ama şimdi içinde seks görüntüsü olmasa bile her tarafından yolsuzluk, rüşvet, fuhuş pazarlığı dökülen kasetler çıkıyor.
Cezaevleri boşalıyor.

*

Yazının Devamını Oku

Evdeki paralar bilançonun neresinde

2 Mart 2014
BAHSETTİĞİMİZ paralar çok büyük.

Başbakan ve oğlu arasında geçtiği iddia edilen telefon konuşmasından anladığımız, tek bir örnekte dahi boşalt boşalt yine de 30 milyon Euro kalan bir meblağ var ortada ki...
Türkiye gibi uluslararası finans sistemine entegre olmuş bir ülkede evde tutulan bu çapta bir paranın istatistiklerde göze çarpmaması mümkün değil.
Bu konuda Türkiye’deki değerli ekonomistlerin de katkılarını bekliyorum.
Ama ondan önce müsaadenizle konuya ben bir giriş yapacağım.
Ve küresel yasadışı para akışlarını takip etmek için kurulmuş sivil toplum örgütü, Washington merkezli Global Financial Integrity (GFI) ile yaptığımız bir çalışmayı paylaşacağım.

*

HAFTA içi GFI ekonomistlerinden Brian LeBlanc ve offshore uzmanı E.J. Fagan ile Türkiye’nin verilerini önümüze serdik.

Yazının Devamını Oku

Türkiye kaybediyor Som Petrol kazanıyor

23 Şubat 2014
OBAMA ve Erdoğan’ın altı ay sonra yaptıkları telefon görüşmesi iki açıdan önemli.

Birincisi, Washington, Türkiye’de Erdoğan’ın da parçası olduğu, ABD’yi hedef alan açıklamalardan duyduğu rahatsızlığı belirtmek için seçtiği “konuşmama” yönteminden vazgeçti.
Onun yerine konuşup mesajlarını yine en üst düzeyde doğrudan iletme yoluna döndü.
İkincisi de yapılan konuşmanın dışarıya aksettiriliş şekli incelendiğinde, kamuoyu önünde Türk Hükümeti’ni sert bir tonda eleştirmemeye karar verdi.

*

HALBUKİ Ocak sonunda durum böyle değildi ve bunun işaretleri da doğrudan Yönetim’den gelmişti.
Önce 23 Ocak saat 13.41’de Pentagon Sözcüsü’nden bana gelen e-postada, Savunma Bakanı Hagel’ın Ocak sonunda beklenen Türkiye seyahatinin yapılmayacağını açıkladılar.
24 Ocak saat 11.44’te bu sefer Yönetim’den üst düzey bir yetkilinin yolladığı mesajla, bir Amerikan yetkilisinin Türkiye konusunda açıklama yapacağını teyit ettiler.

Yazının Devamını Oku

Türkiye ne verecek

16 Şubat 2014
AMERİKALILARIN yeni projesi bu.

Nasıl ki... Avrupa ve Avrasya’dan Sorumlu bundan önceki Amerikan Dışişleri Bakan Yardımcısı Phil Gordon gelir gelmez Ermenistan-Türkiye yakınlaşması için çalıştıysa...
Onun yerine geçen Victoria Nuland’ın yanında getirdiği paket de Kıbrıs.
Görevi bıraktığında soracaklar çünkü, “Ne yaptın” diyecekler, “Mirasın nedir?”
O da “Şu dondurulmuş çatışmayı (frozen conflict) hallettim” demek isteyecek.
Böylece zamanı iyice daralan Nobel Barış ödüllü Başkan’a da bir çözüm hediye etmiş olacak.

*

ÖNCEKİ hafta biri söyledi.

Yazının Devamını Oku

Terör finansmanında Türkiye haftası

9 Şubat 2014
PİYASALAR bu kadar dalgalıyken...

Ve Türkiye; Brezilya, Hindistan, Güney Afrika ve Endonezya ile birlikte “En Kırılgan Beş” arasına girmişken... Bir de bugün yıllık genel kurul toplantısı başlayan, terör finansmanı ile mücadele için kurulmuş Finansal Eylem Görev Gücü (FATF), Türkiye’yi riskli ülkeler kategorisi “gri”den “koyu gri”ye düşürürse ne olur?

*

ANKARA için kritik bir hafta olacak. Çünkü FATF’in 2012’den beri Türkiye ile süren problemleri, bugün Paris’te başlayacak FATF genel kurulunda yeniden masaya yatırılacak. Ve Türklerin terörizm finansmanını önlemedeki statüsü gözden geçirilecek.
Üç seçenek var. Türkiye halihazırda Suriye, Yemen gibi ülkelerin bulunduğu “riskli” ülkeler kategorisinde. Rengi “gri”. Ya işbirliğinin iyi olduğu söylenip “riskli” ülkeler statüsünden çıkarılacak. Ki geçen Ekim bunu yapmamışlardı. Ya statüsü aynı tutulacak. Ya da 17 Aralık’tan beri ortaya saçılanları dikkate alarak Türkiye’yi “gri”den “koyu gri”ye düşürecek.

Yazının Devamını Oku

Amerika neden suçlu

8 Şubat 2014
Evet, Amerika suçlu. Ama bütün bu polis operasyonlarını onların yönlendirdiğini savunan deli saçması komplo teorileri yüzünden değil. Milyarlarca dolarlık bir kayıt dışı ekonomi yaratan… Kara paraya kapı açan… Türkiye gibi denetim mekanizmalarının zayıf olduğu ülkeleri rüşvet batağına sürükleyen… Kurdukları yaptırım rejimi yüzünden suçlu.

Bir grup psikolog, insanların neden rüşvet verdiğini merak edip bir test hazırlıyor.
Ve buldukları denekleri bir laboratuvarda iki gruba ayırıp her iki gruba da iki farklı görev veriyorlar.
Gruplara bir metin dağıtıyorlar önce…
Sonra da ilk gruptakilerden bu metindeki “ben, benim” gibi tekil zamirleri, ikinci gruptakilerden de “biz, bizim” gibi çoğul zamirleri işaretlemelerini istiyorlar.
Görev bittikten sonra da herkesi bir araya toplayıp bir senaryo anlatıyorlar.
Bir iş kuracaksınız, önünüzde bir takım yasal engeller var ama rüşvet verip kolayca halletmeniz mümkün. Rüşvet verir misiniz, vermez misiniz?
Metin taramasında “ben”leri işaretleyenlerin yüzde 40’ı “Rüşvet veririm” diyor.

Yazının Devamını Oku

İlk mesaj Hagel’ın iptali

27 Ocak 2014
Washington Türkiye’de yaşananlardan duyduğu rahatsızlığı kamuoyu önünde dile getirmeyi tartıyor.

İlk mesaj geldi. Bu hafta Türkiye’ye gelmesi planlanan Savunma Bakanı Hagel, gezisini iptal etti

Konuşsa bir dert konuşmasa bir dert.
Konuşunca “Niye karışıyorsun” diyorlar: “Gördünüz mü her şeyi Washington’da planladılar. Bakın bu konuşmalar da kanıtı.”
Konuşmayınca da, “Niye susuyorsun” diyorlar: “Müttefik ülke yanıyor. Komplo teorileri gırla. Büyükelçiyi bile tehdit ettiler. Bir şey söylemeyecek misin!”
İşte Türkiye’de yaşanan yolsuzluk soruşturmalarından sonra bugün Washington’da herkesin tartıştığı konu bu: “Konuşmalı mı, konuşmamalı mı?”
“Gezi‘de olduğu gibi hükümete yönelik eleştirileri açıkça mı dile getirmeli? Yoksa kapalı kapılar arkasında mı?

*

Ne fark var Gezi ve 17 Aralık arasında?.. Niye Gezi Olayları boyunca Beyaz Saray ve Amerikan Dışişleri Türk Hükümeti’ni eleştiren 20’nin üzerinde açıklama yaptı da… Şimdi her seferinde “Bizi iç politikaya bulaştırmayın” diyorlar.

Yazının Devamını Oku