Paylaş
1) Nedir tam olarak mutabakatın içeriği?
- Dünya basını, Başkan Obama ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 22 Temmuz’daki telefon konuşmasından sonra İncirlik Üssü’nün IŞİD’e karşı hava saldırıları düzenlenmesi için açılmasına karar verildiğini Hürriyet’in hem Türkçe hem İngilizce yayınladığı haberlerden öğrendi. Hikâye, tam da 12 Temmuz 2015 tarihli Hürriyet haberinde yazdığı şekilde gelişmişti. Ve 23 Temmuz’daki Beyaz Saray brifinginde de gazeteciler bu yüzden Sözcü Josh Earnest’a Hürriyet’in haberini sorup bilgi almaya çalışıyorlardı. Ancak tıpkı o gün İncirlik sorusunu geçiştiren Earnest gibi şimdiye kadar Ankara’da ismini açıklamak istemeyen yetkililerin yaptıkları açıklamalar ve Türk Dışişleri Bakanlığı’nın ayrıntıya girmeden mutabakatı teyit ettiği duyurusu dışında Washington’dan detaylara dair bir şey sızmadı. O yüzden nedir bu mutabakat tam olarak bilmiyoruz.
2) Neden suskun Washington?
- Çünkü müzakereler halen sürüyor. Pazartesi günü iki basın toplantısından birini seçmek zorundaydım. Dışişleri yerine Pentagon’a gittim. Saat 13.00 gibi Sözcü Jeff Davis’in odasına gittiğimde ortalık mahşer yeri gibiydi. Pentagon’daki gazeteciler dışında bir o kadar daha muhabir... Üstüne binadaki bütün sözcüler o dar alanda üst üsteydik. Davis’in elinde üç sayfalık “talking point”ler. Herkes Türkiye’yi bekliyordu. Nitekim başladı. Teypteki kayda baktım. 25 dakika sadece Türkiye’yle geçti. Sonuç? Somut hiçbir açıklama yok. Ancak çarpıcı iki nokta: Davis, Türkiye’yle halen müzakerelerin sürdüğünü söylerken son kararın Savunma Bakanı Ash Carter’da olacağını söyledi. Ve daha da ilginci, sanki 10 aydır İncirlik için Türkiye’ye bastıran Pentagon değilmiş gibi işi ağırdan aldı. Ve bu konunun “günler değil ancak haftalar içerisinde” çözüleceğini söyledi.
3) Ne demek oluyor bu?
- Washington biraz frene bastı demek oluyor. Çünkü bu işin altyapısı aslında 7-8 Temmuz’da Ankara’da yapılan toplantılarda zaten büyük oranda çözülmüştü. Obama’nın IŞİD’le Mücadele Özel Temsilcisi John Allen’ın da katıldığı görüşmeleri kast ediyorum. Şimdi müzakereleri lojistik sebeplere bağlıyorlar... Türkiye’ye gidecek Amerikan personelinin korunması vesaire gibi konulara. Ama bu “haftalar” sürecek bir mesele değil. Tarihi bir anlaşma bu Washington için. İstese işi hızlandırır... Ve uçakları Türkiye’deki üslere hemen bu haftasonu konuşlandırır. Fakat olmuyor.
4) Neden?
- Birincisi zaten Irak’ta düşünülen büyük Musul operasyonu bahara yetişmediği ve sıcakların bastırması yüzünden de sonbahara kaldığı için İncirlik şu aşamada acil ihtiyaç değil. İkincisi ise Türkiye’nin PKK’ya karşı başlattığı hava saldırıları ortalığı bulandırdı. Dünkü Amerikan Dışişleri Bakanlığı brifinginin dökümüne bakarsanız ne demek istediğimi siz de anlayacaksınız. Türkiye’nin IŞİD’le savaşan PKK’yı vurması öyle bir etki yarattı ki Washington’da... Gazeteciler sözcü John Kirby’yi soru yağmuruna tuttular. Ve Amerikan Yönetimi’nin Türkiye’ye bu konuda bir telkinde bulunup bulunmadığını sordular. Kirby verdiği cevaplarda çok netti. PKK’nın bir terör örgütü olduğunu ve Türkiye’nin kendini savunma hakkı olduğunu söyledi. Ama bir mesaj da vardı Kirby’nin sözlerinde. O da, PKK’ya yönelik Türk hava saldırılarının PKK’nın Türkiye’ye yönelik saldırılarına bir “misilleme” olduğunu söylemesiydi. Bu şu demek: “PKK saldırdı. Türkiye cevap veriyor. PKK bir şey yapmazsa Türkiye de yapmamalı.” Nitekim hafta sonu hem Beyaz Saray Sözcülüğü hem de Allen’ın yardımcısı Brett McGurk tarafından yapılan açıklamalarla Türkiye ve PKK’yı çözüm sürecine bağlı kalmaya davet etmeleri de aynı anlama geliyor. İşte bu yüzden de İncirlik işini bu PKK ve Türkiye arasında tırmanma ihtimali olan br çatışma ortamında sonuçlandırmak istemiyorlar. Bunu bir başarı gibi sunmaları zor olacağından.
5) Niye? Sonuçta Obama IŞİD’e karşı savaşta şimdiye kadar isteksiz görünen Türkiye’yi ikna etmiş olacak.
- Tamam ama aynı zamanda Obama bundan daha üç hafta önce yaptığı bir konuşmada PKK’nın Suriye’deki uzantısı PYD ve onun askeri kanadı YPG’yi kast edip “ABD’nin sahada doğru bir ortağı olduğunda IŞİD’in geriletilebileceğini söylemişken, şimdi Türkiye’nin PYD’yle bağları olan PKK’ya yönelik bir savaş başlatmış olması, istediği türden bir zaferi gölgeler. Şimdiden Erdoğan’ın tuzağına düştüğünü söyleyip Obama’yı ağır biçimde eleştirenler var. Örneğin Bipartisan Policy Center’dan Blaise Misztal, “Türkler neden birden bire Kürtlere karşı hale geldiler” diye sorup şöyle bir yorum yazdı: “Çünkü ABD, Erdoğan ve Türkiye’deki siyasi durumu yanlış okuyup ona siyasi hayatında son bir şans verdi.” Daha bunlar sadece başlangıç. Dün telefonda görüştüğüm, yönetime yakın başka bir uzman bile “Washington’da orta düzeyden üst düzeye herkes olan bitene kızgın” diyerek durumu kurtarmaya çalışıyordu. “Biz Türklerin bu işe kalkışacağını bilmiyorduk” demek istiyordu. Nitekim McGurk’ün Cumartesi günü üst üste attığı tweet mesajları da Kürtlere aynı mesajı vermeyi amaçlıyor.
6) PKK’yla çatışmalar daha da şiddetlenirse ne olur? Washington İncirlik’ten vaz mı geçer?
- Hayır, vazgeçmez. Washington “Haftalar içinde çözülecek” derken bu gerginliğin de aynı sürede dineceğini hesap ediyor. Bunu için de taraflar üzerinde baskı kurmaya hazırlanıyor. Ayrıca vazgeçemez, çünkü şimdi herkes Suriye’ye odaklanıyor ama anlaşma kapsamında operasyonel amaçlı kullanılacak İncirlik ve Diyarbakır'la acil inişler için kullanılacak Malatya ve Batman'daki üsler, aslında sonbaharda planlanan Musul operasyonunda ABD için çok kritik. Hatta daha ötesi… Bunu üst düzey bir Pentagon yetkilisinden de teyit ettim. Diyelim Türkiye, Türk üslerinden yapılacak uçuşlarda YPG ile koordinasyon yürütülmesine karşı çıktı. Öyle ya… Halbuki şimdiye kadar Kobani ve Tel Abyad’da IŞİD böyle gerilemişti. Yerde YPG vardı. YPG’nin bir temsilcisi Erbil’de IŞİD’le savaş için kurulan ortak operasyon merkezinde duruyordu. Amerikan uçakları da YPG’nin istihbaratına göre havadan IŞİD’i bombalıyordu. Diyelim Ankara, “İncirlik ve Diyarbakır uçuşlarında YPG’yle çalışamazsınız” dedi. “Bu durum ABD için kabul edilebilir bir durum mu” dedim. Konuştuğumüst düzey Pentagon yetkilisi, Türkiye’nin YPG konusunda sınırlamalar getirse de ABD’nin koalisyon ortaklarından hangi boyutta destek alabiliyorsa almaya çalışacağını söyleyip “İncirlik’in her halükarda operasyonel hale gelmesini istediklerini” belirtti.
7) Ama ya pazartesi Kirby’nin söyledikleri?
- Evet orası işin kafa karıştıran yanı. Çünkü Dışişleri Sözcüsü John Kirby günlük basın toplantısında “Şimdi YPG’ye daha zamanında ve etkin hava desteğine izin verecek Türkiye’deki üslere erişimimiz var” dedi açıkça. Ben o gün Pentagon Sözcüsü Davis’i İncirlik uçuşlarında YPG’yle bir işbirliği olup olmayacağı konusuna netlik kazandırması için çok sıkıştırdım. “Belli değil” dedi. Ama Kirby direkt söylemiş. O gün salondaki gazetecilerin bunaltıcı sorularını hafifletmek için de böyle bir bilgi vermiş olabilir ama ne olursa olsun, Amerikan Dışişleri Sözcüsü, Türk tarafının bir taahhüdü olmasa kolay kolay böyle bir açıklama yapmaz. Demek benim dün telefonda konuştuğum başka bir kaynağımın da dediği gibi Türklerle yapılan anlaşma, belirlenen her IŞİD hedefi için Türk tarafından onay alınmasını gerektirmeyecek. Ve Amerikalılar eğer Türk üslerinden YPG’yle koordinasyonlu bir saldırı düzenleyeceklerse bunu yapabilecekler.
8) Peki YPG’yi “terör örgütü” sayan AKP Hükümeti bunu kamuoyuna nasıl açıklayacak?
- Belki de bunun açıklamasını yapmak AKP Hükümeti’ne kalmaz. Kurulacak koalisyona düşer bu iş. Ama eğer AKP açıklama yapmak zorunda kalırsa da, şimdiye kadar Suriye politikasında hükümet genelde ne yaptıysa bunda da aynı yola başvurur: Dezenformasyon. Eğit-donat’ı hatırlamıyor musunuz? Türk Dışişleri resmi açıklama yaptı. 1 Mart 2015’te başlayacağını duyurdu. Sonra Mayıs ayına ertelendiği söylendi. O sırada gazetecilerin kulağına sürekli bir şeyler fısıldayıp “Başladı başlayacak” diyorlardı. Ama Pentagon’dakiler ise halen farklılıklar olduğunu söyleyip haberleri yalanlıyorlardı. Hatta söylediklerini yazılı olarak da onaylamasını istediğim, konuyla ilgili bir Pentagon yetkilisi bana Mayıs başında farklılıkların sürmesi halinde eğit-donat programının Türkiye’de başlamayabileceğini bile söylemişti. Çünkü Türkiye eğitime alınacak kişilerin Esad Rejimi’yle savaşmasını istiyor, ABD ise programın IŞİD’le mücadeleye odaklanması için bastırıp katılan ılımlı muhaliflere sadece IŞİD’le savaşacaklarına dair kağıt imzalatmaktan bahsediyordu. Ama buna rağmen Türkiye durumu kamuoyuna yanlış yansıtmaya devam etti. Ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu çıkıp "Eğit-donat programı başladı. 9 Mayıs'ta 300 muhalif Türkiye'ye geldi” dedi. Hatta ben de bunun üzerine 24 Mayıs 2015’te "Başladı" diyenlerin doğru söylemediğini belirtip okuyuculara durumun gerçekte ne olduğunu aktarmak durumunda kaldım. Sonra ne oldu? Evet Türkiye sonunda kamuoyuna verdiği yanlış izlenimin aksine ABD’nin şartlarını kabul etti. “Sadece IŞİD” dedi. Ama eğit&donat ancak 27 Mayıs’ta başladı. Tabii ortada aslında 300 kişilik bir grup da yoktu. Çünkü sadece 40 kişilerdi. Öyle ki, Amerikan Savunma Bakanı Ash Carter da, üç hafta önce yaptığı bir açıklamayla Ürdün ve Türkiye’de yürütülen programda toplam sadece 60 kişi olduğunu söyleyip programın istenen ölçüde işlemediğini itiraf edecekti. Yani eğit&donat aslında sadece kağıt üstünde kalmıştı.
9) Şimdi bu güvenli bölge meselesi de biraz ona mı benziyor?
- Maalesef. Amerikalılar bunu daha önce defalarca söylediler. Suriye’de güvenli bölge ya da uçuşa yasak bölge oluşturma gibi bir niyetleri olmadığını Başkan Yardımcısı’ndan sözcülere herhalde tekrarlamayanı kalmadı. Ama Ankara, İncirlik mutabakatından sonra basına verdiği bilgilerde halen bu konuda Washington’la anlaşmaya varıldığını iddia ediyor. Halbuki Türk Hükümeti de biliyor bunun olmayacağını. Zira varılan mutabakat da bu sayede gerçekleşti. Ankara İncirlik’i ancak Suriye’de güvenli bölge kurulması şartıyla açma fikrinden vazgeçince. Onun yerine eğit&donat programının gerçekten aktif hale getirilmesi Türkiye’nin görüşmelerde asıl üstünde durduğu konu olunca. Nitekim Washington da Pazartesi günü bir kez daha söyledi. Ve Pentagon Sözcüsü Jeff Davis, ABD’nin Suriye’de uçuşa yasak bölge kurmak gibi bir niyeti olmadığını üstüne basa basa tekrarladı. Dışişleri Sözcüsü John Kirby daha da ileri gitti. Türkiye’nin retorik oyunuyla bulduğu ve “güvenli bölge” yerine kullandığı “IŞİD’den arındırılmış bölge” lafını dahi reddetti. ABD’nin IŞİD’le sadece spesifik bir bölgede değil her yerde savaşacağını söyledi. Ve Washington, Türkiye’nin arzu ettiği gibi Esad’a karşı uygulanacak bir uçuşa yasak bölge planı olmadığını yineledi.
10) O zaman ortada halen çözülmemiş meseleler var.
- Dediğim gibi işin teknik yönü aslında büyük ihtimalle hazır. Ama bunlar hep siyasi irade gerektiren meseleler.. YPG ile koordinasyon olacak mı? Türkiye’nin ağırlık vermek istediği Cerablus-Azez arasındaki bölgede IŞİD’e yönelik saldırılarda hangi örgütle işbirliği yapılacak? Ki Özgür Suriye Ordusu kaynakları bana bu örgütün Halep’te hem IŞİD hem rejimle savaşan Levant Cephesi olacağını söylediler. İncirlik ve Diyarbakır’a konuşlandırılacak Amerikan personelinin güvenliği, özellikle PKK’yla çatışmaların artması halinde nasıl sağlanacak? Cuma günü Amerikan Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Tony Blinken Türkiye’ye geliyor. O başlar. Kim bitirir göreceğiz. Söyledim ya. Hem daha Musul’a vakit var nasıl olsa. Amerikalıların acelesi yok.
Paylaş