Paylaş
Eskiden beri alışığız, Türk nüfus yoğunluğu olan Avrupa kentlerinde bizimkilerin konser vermesine. Adı turnedir ama, aslında çok ciddiye alınacak bir
şey değildir. Zaten kapasiteleri ziyadesiyle düşük olan, hatta daha da ileri gidelim, düğün salonundan bozma mekanlarda yapılan kimi uyduruk organizasyonları konser sanırız çoğu zaman. O organizasyonlar bir araya gelince de
adı turne olur.
Geçen yıl Almanya Mannheim’da 15 önemli grubun hep birlikte katılacağı bir Türk Rock Festivali düzenlendiğini duyunca, açık söyleyeyim çok ciddiye almamıştım. Almadım çünkü, oradaki organizatörlerin bazılarının heves edip, sonra evdeki hesap çarşıya uymayınca işi nasıl baştan savdıklarını iyi biliyorum. Hele 15 grup olunca söz konusu; hiç aklım kesmemişti. Ancak hem katılan gruplardan hem de organizasyona davetli gazeteci dostlardan hikayeleri dinleyince, gitmediğime çok üzüldüm. Konserler neredeyse sorunsuz ve son derece kalabalık geçmiş.
YÜKSEK SADAKAT TURNEDE
Tabii merak ettim, bu işin üstesinden böyle güzel gelen kim diye. Araştırınca anladım ki birçok sanatçının hem Türkiye içinde hem de yurtdışında konserlerini planlayan, hem de azımsanmayacak kadar güzel işler yapan bir firma… Adı, Gişe Organizasyon. Yani bilet satışından para kazanmak, adlarından da anlaşıldığı gibi ilk hedefleri. Belki de bu iş yapış biçimi nedeniyle birçok rock grubunun sıkıntısını giderecekler diye umuyorum.
Özellikle son 5 yıldır Türk rock gruplarına konserler yapıyorlar. Önce Manga’nın turnesini gerçekleştirdiler. Şimdi önümüzde Yüksek Sadakat’in turnesi var. Yüksek Sadakat, 6-14 Kasım tarihleri arasında, Almanya, Hollanda, Belçika ve İsviçre’yi kapsayan 7 konserle Avrupa’daki hayranlarıyla buluşacak. 2010 itibariyle de Emre Aydın ve Seksendört turneleri söz konusu.
SERDAR ORTAÇ KONSERİ DEĞİL
Şimdi belki diyeceksiniz ki, “yine Türk nüfusun yoğun olduğu ülkeler bunlar, arada ne fark var?”
Aradaki fark şu; her şeyden önce bir Sezen Aksu ya da Serdar Ortaç konserinden söz etmiyoruz. Kendi ülkeleri içinde dahi zaman zaman konser vermekte sıkıntı yaşayan Türk rock grupları, artık oralarda gişe başarısıyla ses getiriyorlar. Üstelik sözünü ettiğimiz de öyle bir iki baştan savma organizasyon değil, ciddi ciddi önemli mekanlarda sahne alıyorlar.
Düşünün ki Manga turnesi sırasında Hollanda Devlet Televizyonu, Türk rock gruplarının Avrupa’daki hikayesi üzerine bir röportaj yaptı grup elemanlarıyla. Emre Aydın’ın geçen yıl kazandığı başarı sonrası Manga’nın bu yıl ki MTV Ödül Töreni’nde Avrupa’nın En İyi Sanatçısı adaylığı var.
Yüksek Sadakat, bu turnede Bad Religion, Faith No More gibi grupları ağırlamış bir sahnede konsere çıkabiliyor artık Berlin’de. Oradaki Türkler’in haftasonu eğlenmeye gittiği “eller havaya” bir barda değil.
Kimsenin albüm satışından eskisi kadar para kazanamadığı, tüm dünyada işin konser yönetimine döndüğü bir dönemde, Türk rock gruplarının memleket dışında bu ekonomiyi yaratması azımsanacak bir şey olmamalı.
Lütfen Avrupa sahnesinde olan hiçbir başarıya da herhangi bir sebeple burun kıvırmayın. Çünkü bunun adı, bir kısım popçuların “Avrupa’ya açılıyorum” palavrası değil; dişle tırnakla çabalamak olsa olsa…
Bu konserlerin sayıca artması için her ne yöntemle olursa olsun kendilerini göstermeye ihtiyacı var grupların. Bugün Manga’dır, Yüksek Sadakat’tir, Emre Aydın’dır... Yarın adını henüz bilmediğiniz bir grup olacaktır. Hatta emin olun bu durumun Serdar Ortaç’a bile faydası dokunacaktır.
Paylaş