TRT Eurovision meselesini büyütmeli

Emre Aydın’dan sonra maNga da, MTV Avrupa Müzik Ödülleri’nden, Avrupa’nın En İyi Sanatçısı ödülü ile döndü.

Elbette o sahnede, dünya yıldızlarıyla birlikte ödül alan maNga hepimizin göğsünü kabarttı. Diğer aday şarkıları da dinlemiştim; bana sorarsanız ödülü sonuna kadar hak ettiler.
Bu başarıyı internet ve SMS oylaması sonucu elde edildiğinden küçümsemek ne kadar yanlışsa, abartmak da bir o kadar yanlış. “Avrupa’nın En İyi Sanatçısı” kategorisi, MTV’nin yayında olduğu ülkelerde hareket yaratmak için açtığı bir kategori. Ve evet, tıpkı Eurovision için geçerli olduğu üzere bu oylamada da Avrupa’daki Türklerin verdiği desteğin etkisi yadsınamaz. Peki, tüm bunlar maNga’nın başarısından bir şey eksiltir mi? Kesinlikle hayır.
Benim bu yılki adayım Bedük’tü aslında. Sebebi ise şu: Geçen yıl Emre Aydın vesilesiyle Türkiyeli rock sound’u neye benziyor bir fikir vermiştik o sahnede. Bu yıl Bedük gitseydi mesela, belki maNga kadar büyük bir destek alıp ipi göğüsleyemeyecekti, ama bu ülkede çok iyi dans müziği yapıldığını da göstermiş olacaktık o platformda.
Diyeceğim o ki, birinci olmanın falan fazla önemi yok. Orası Avrupa sahnesi ve bizim sanatçılar için parasını verseler de yapamayacakları tanıtım için bulunmaz mecra.
Eurovision için de düşüncelerim aynı. maNga’nın bu platformda da başarılı olacağına gönülden inanıyorum. Bir rock grubu olarak, melodik yapıları ve sound’ları itibariyle Athena ve Mor ve Ötesi’nden daha fazla ilgi çekebilirler. MTV EMA adaylarından Atiye’yle ilgili görüşlerimse belli; kendisi Eurovision için biçilmiş kaftan. Kulağıma gelenlere göre TRT bu yıl Eurovision meselesini fazla büyütmeden, sessiz sedasız çözmek istiyormuş. Dilerim öyle olmaz. Evet, bir milli mesele değil belki ama dediğim gibi doğru kişiler gittiğinde çok doğru bir tanıtım platformu?

OKAN VE BEYAZ İNTERNET KEŞİFLERİ YAPABİLİR

Yıllardır sıkılmadan izlediğimiz iki şov var. İlki bu sezon Disko/Medya/Muhabbet Kralı olarak 3 gün üst üste izlediğimiz Okan Bayülgen’in programı, diğeri de Beyaz Show.
Her ikisi de yıllardır müzikten beslenen programlar. Her ikisi de müziği besleme potansiyeli yüksek programlar. İzlenme payları yüksek ve o saatte ayakta olan müzik tüketicisi, genç bir kitleye ulaşan programlar.
Bazı dönemlerde her iki programın da konuk sıkıntısı nedeniyle neredeyse albüm çıkaran her ismi konuk aldıkları oldu. Ama artık her iki program da çok daha olgun, çok daha seçici. Okan Bayülgen, önceden beri rock müziğe eğilimi olan bir adam. Program orkestrasının genel sound’undan tutun da, son jenerikte Hayko Cepkin’i demirbaş hale getirmesine kadar belli ediyor bu tutumunu.
Beyazıt Öztürk’ün müzikle ilişkisi daha çok sahilde gitar çalan üniversiteli genç kıvamında. Kendi sevdikleriyle sınırlı tercihleri var. Sevmediklerini çağırdığında müzik konuşmuyor. Yavuz Bingöl, Kubat, Bülent Ortaçgil, Fikret Kızılok seviyor. Türkülerle arası iyi. Evinde arkadaşlarıyla fasıl yapıyor.
Bana kalırsa artık her iki program da bir eşiği atladı. Artık müzikten beslenmekle yetinmeyip, müziği besleyecek iddialı işler çıkartmalarının zamanı geldi.
Video paylaşım sitelerinden komik videolar yayınladıkları gibi; MySpace’ten, Youtube’tan, canlı müzik mekânlarından isimsiz ama iyi müzisyenler keşfedip programa konuk etmeleri gerekiyor. Kaç kez tıklandıklarına bakmadan; programdan sonra yüz binlerce tıklanacaklarına güvenerek...
Yazarın Tüm Yazıları