Sert çocuklar

Yazmakta biraz geç kaldığım, ancak söz etmeden geçemeyeceğim iki mühim ve sert albüm var.

Bunlardan ilki Çilekeş’in "Katil Dans" adlı ikinci albümü. İlk albümleri "Y.O.K."u da çok beğenmiş ve uzun uzun anlatmıştım. Fanta Genç Yetenekler Yarışması’nın genç, heyecanlı ve deneyimsiz çocukları için son derece büyük bir adımdı "Y.O.K.". Aradan geçen zamanı boşa geçirmemiş olacaklar ki, "Katil Dans"ta her anlamda daha olgunlar. Gerek sound, gerek kayıt, gerek şarkılar, gerekse duruşları açısından ayakta alkışlanacak bir albüm.

İlgimi çeken bir diğer albüm de Pickpocket’ın ilk albümü "Hayalle Gerçek Arasında". Zamanında Roxy Müzik Ödülleri birincisi olmuş grup, numetal/metalcore sound’unda Türkçe sözlü ve son derece haysiyetli bir iş çıkarmış albümünde. Uzun yıllardır müzik piyasasında önemli işlere imza atmış Virüs Productions’ın da ilk prodüksiyonu olma özelliğini taşıyor. Klip şarkısı olarak "Kork Benden" tarafınızdan izlenilmeyi bekliyor.

Alışık değilseniz size biraz sert gelebilir. Ama yıllardır Türkiye’de kısıtlı koşullarda heavy metal dinlemeye ve yapmaya çalışan insanlar için bu sound’da ve bu kalitede işler çıkıyor olmasının ne kadar gurur verici olduğunu bilemezsiniz.

KONSERLER DEVAM

Massive Attack, Judas Priest konserlerini de hayırlısıyla atlattık. Massive Attack son derece kalabalıktı. Grubun Türkiye’de son konserini verdiği yılda henüz çocuk olanlar sıkı birer Massive Attack hayranı olmuşlar ve Parkorman’ı doldurmuşlar. Massive Attack, yine görsel öğelerin ağır bastığı ve bolca politik mesaj veren performansıyla herkesi büyüledi büyülemesine ama sesin yetersiz olduğunu eklemek durumundayım.

Malum; aynı gün, aynı saatlerde Turkcell Kuruçeşme Arena’da heavy metal efsanesi Judas Priest’in konseri var. Massive Attack’ın son birkaç parçasından önce şansımı denemek üzere çıkıyorum yola. Belki Judas’ın sonunu yakalarım... Ama nafile, pek kısa sürmüş performans. Ama zevkine güvendiğim birçok insan tadı damağımda kaldı diyor.

Konserler vesilesiyle Dream TV’nin bu yazki performansını ne kadar takdir ettiğimi söylemiştim. Hemen hemen tüm organizasyonlara sponsor olan Dream TV, canlı yayın performanslarıyla rakiplerine parmak ısırttı. Kanalın Genel Yayın Yönetmeni Şafak Ongan, şöyle sordu bana: "Nasıl hayal’in gerçek oldu mu?" Oldu evet, çok daha iyisinin olacağını da biliyorum.

MTV Türkiye’nin kurulduğu günlerde de bir yazı yazmıştım. Kanalın en büyük meselesinin Türkiyelileşmek olduğunun altını çizmiştim. Son dönemde kanal bu anlamda olumlu adımlar attı. Artık MTV de son derece Türkiyeli ve kaliteli iç yapımlar yapıyor. Gidişat iyi...

Number One TV ise yakın bir geçmişe kadar artık işin suyunu çıkarmıştı. Başka kanallardan görüntüler toparlıyor, logoları siliyor; geceleri kırmızı noktalı olalım, reyting alalım diye klipleri montajlıyor falan, midem kaldırmıyordu.

Tamamen düzelmemekle birlikte şimdilerde olumlu anlamda hareket var Number One’da da; sanki bir silkinme dönemine girdiler. Takipteyiz. PowerTürk TV ise uzun süredir bildiğiniz gibi; ne uzuyor, ne kısalıyor...
Yazarın Tüm Yazıları