Paylaş
2014’te ‘Songs of Innocence’ı yayımladıklarında ‘Songs of Experience’ın devam albümü olacağı bilgisine sahiptik. Ancak ona kavuşmamız üç yıl sürdü. Grup bunun nedenini Trump’ın başkan seçilmesi ve Brexit sonrası, parçaları elden geçirmek gibi gösterse de bence konu başkaydı.
2014’te Apple’la işbirliği yapıp o albümü neredeyse gezegendeki tüm telefonlara gizlice bırakan, daha kötüsü -nasıl bir egodan kaynaklanıyorsa- tüm kullanıcıların bundan mutlu olacağına inanan U2, duvara tosladı. Gördükleri tepki bir yana albüm piyasaya çıktığı ilk haftada sadece 28 bin kopya satabildi. Hal böyleyken devam albümü için acele etmek akıllıca olmazdı. Öte yandan gecikme nedeni, Trump ya da Brexit olsaydı, bu albümün ‘politik’ olması gerekmez miydi? Oysa bu albüm çocukluktan ve aşkın gücünden söz ediyor (‘The Blackout’u tenzih edebiliriz).
U2 hep gençlerin satın alma alışkanlıklarını hesap ediyor.
Faul sonrası sakatlığa merhem
U2 öteden beri adım atarken öncelikle gençlerin satın alma alışkanlıklarını hesap ediyor. Bir önceki faullü hareket de bu çabanın bir göstergesiydi. Bu hamleyse faul sonrası yaşanan sakatlığa merhem koşturuyor gibi. Nedir o merhem? Öncelikle içinde Kygo’nun, Lady Gaga’nın, Kendrick Lamar’ın, Haim’in izleri olan bir albüm konsepti ve dünya kaos içindeyken ‘Her şey çok güzel olacak’ diyen bir ana tema. Daha önemlisi; albümün lokomotifi olarak planlanmış şarkıların, modern indie rock ya da synth pop gruplarının sound ve şarkı matematiğinden yola çıkmış olması. Bu; ilgili şarkıları kötü yapmıyor ama koskoca U2’yu, U2 şarkılarını kendilerine göre yorumlamış gruplardan bir seçki yapmış gibi gösteriyor. Bir bakıyorsunuz Coldplay, bir bakıyorsunuz Bastille ya da One Republic gibiler. Bazı şarkılarda solistlerini Bono’yla değiştirseniz hangisi, kimin şarkısı anlamayabilirsiniz. Teşbihte hata olmasın ama zaman zaman Ajda Pekkan’ın Demet Akalın sound’una özenmesi bana ne hissettiriyorsa aynen öyle hissettim. Çünkü ortaya çıkan yenilikçi ve ruhu olan bir albümden ziyade, ince ince hesaplanmış ticari bir iş.
Bunlar U2 külliyatına hâkim ve bir dönem hepimizi etkilemiş, muhalif duruşlarına saygı göstermiş orta yaşlı birinin görüşleri. Peki U2’nun bu atraksiyonu, dijital gençlerde karşılık bulacak mı? Bence bulacak. Çünkü U2’nun evveliyatıyla ilgilenmeyen, sadece şarkıyla bağ kuran nesli hemen yakalayacak güçte birçok şarkı içeriyor yeni albüm. Bunlar, “U2’yu çok severim” derken ‘The Joshua Tree’ albümünden üç meşhur şarkısını kastedenleri tavlamak için yeter de artar bile. İlk haftasında Billboard Top 200’de 1 numaraya oturması ve 170 bin kopyalık satışa ulaşması da bunu gösteriyor.
U2’nun ‘Songs of Experience’ta söz ettiği ‘deneyim’ şöyle bir şey olsa gerek: ‘Biz piyasanın nabzını çok iyi tutarız. Gençler ne istiyorsa onu verir, hep popüler kalırız. İşin içinde tutku, tavır, kısaca rock’n roll kalmaz belki ama öyle ya da böyle stadyumları doldurmayı biliriz.’
U2 - ‘Songs of Experience’ (5 üzerinden 2,5 yıldız)
Paylaş