Boğaz’a nazır konserler

Metallica konserinin şaşkınlık ve coşkusunu henüz üzerimizden atamamışken Lenny Kravitz izlemek üzere Turkcell Kuruçeşme Arena yollarındayız.

Yollarındayız diyorum, çünkü o yollarda bayağı zaman kaybediyorum trafik nedeniyle. Tam konserin ilk bir saatini kaçırdım diye hayıflanırken Lenny’nin de benim kadar geciktiğini öğreniyorum. Sahneye çıktığında "trafik vardı" diyor. Tamam, var olmasına vardı da, sen karayoluyla gelmedin ki Lenny Efendi. Yine de beklemekten sıkılmış izleyici beklerken yuh çekmiş olsa da, Lenny sahne aldıktan sonra derhal havaya giriyor.

Konserin ilk bölümünün dinleyicilere göreceli olarak yabancı geldiği kesin. Hatta hiçbir şarkıya eşlik edemeyip sıkıldıklarını da belli ettiler. Lenny bile sahneden laf attı seyirciye. Bunun bir sebebi, konserin İstanbul Caz Festivali kapsamında olması nedeniyle Kravitz’in repertuvar yaparken bunu esas alması. Bu arada grup da tabanca gibiydi. Özellikle gitarist.

Konserin ikinci bölümünde daha bilinen hitlerini çaldı. Tüm konser boyunca, başta "Always on The Run", "American Woman", "Fly Away", "Are You Gonna Go My Way", "Dig In" olmak üzere birçok önemli hit dinledik. Yani pek bildiğimiz şarkıları çalmadı diyenler biraz abartıyorlar.

Onun dışında saçlarını kestirmiş, yaşlanmış falan ama yine yakışıklı ve samimi Lenny Kravitz. Konserin sonunda seyircilerin arasına karışıp yürümesi, bizim çocuklar tarafından omuzlara alınması da ayrıca görülmeye değerdi. Sesi de hálá canavar, eklemek gerek.

Lenny’den sonra da bir Björk konserimiz var aynı alanda. Björk’ün bilet satışları Lenny kadar iyi değil. Dolayısıyla bolca davetiyeli var içerde. Gerçek Björk hayranları da üstün çabalarla en önlere yığılmış durumda.

Björk’ün sahnesi gerçekten muhteşemdi. Üzerinde balık, kuş resimleri olan bayraklarla yapılmıştı dekor ve çok güzel görünüyordu. Dekoru besleyen lazer şovlar, sahnedeki dokunmatik enstrümanlar, efektler, konfetiler, danslar, üflemelilerin şovu, Björk’ün giysileri, mimikleri, jestleri tam bir bütünlük oluşturuyordu. Sahneyi karşıdan gören ilk 500 kişi için, hele hele sahne önü bileti sahipleri için çok müthiş bir deneyim olduğu kesin. Ancak tüm izleyiciler için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Kuruçeşme Arena’da bu sorun sıklıkla yaşanıyor. Özellikle çok kalabalık konserlerde en öndeki 3-4 bin kişiden sonrası aynı kalitede bir konser dinleyemiyor. Ben bunu özellikle Kylie Minogue konserinde yaşadım. Hele bir de büyük ekranlar yoksa, arkadakiler için konsantre olmak neredeyse imkansız. Björk’te ses beni hiç tatmin etmedi. Lenny Kravitz idare etti evet, ama Björk’te ses sıradan bir Kuruçeşme Arena Konseri seviyesindeydi teknik olarak. Aynı sahnede bir Roger Waters, bir Tool seyrettik; standartlarımız yüksek. Tabii daha yeni dinlediğimiz Metallica’daki ses, o gitarların hálá kafamızın içinde cayır cayır çalıyor olmasının da etkisi var mıdır bu durumda, bilemem.

"Earth Intruders", "Hunter", "Pagan Poetry", "Joga", "Army Of Me", "Hyperballad", "Declare Independence" çaldığına memnunum. Set list 18 parçadan oluşuyordu ama konser duraklamalar dáhil toplam 70 dakika sürdü. Bunda Björk’ün seyircinin tutumundan memnuniyetsiz oluşunun da etkisi olduğunu düşünmek istemem.
Yazarın Tüm Yazıları