’60’lar ve ’70’lerde gençliğini yaşayanlar Ömür Göksel ismini çok iyi bilirler. Nev-i şahsına münhasır dediğimiz kişiliklerden, ömrünü müzik sevdasıyla geçirmiş ustalardan, emektarlardandır. ’96’yılına kadar yaklaşık 18 yıl yurtdışında yaşadığı için yeni nesil kendisini pek tanımaz. Birçok dilde çok iyi şarkı söyleyebilen özel erkek seslerinden biridir Göksel.
Yetmişlerde ona üçer yıl arayla altın plak kazandıran Mutluluk, Sevemem Artık ve Yanıyorum adlı şarkıları ve liste başı olmuş diğer şarkılarından bugüne vokalist olarak da önemli yol kateden Ömür Göksel’in bu anlamda en büyük şansı hiç durmadan şarkı söylemekte oluşu. Geniş repertuvarıyla güneydeki büyük tatil köylerinde de yüz binlerce turiste şarkılar söyleyen Göksel, işleyen demirin nasıl ışıldadığına dair canlı bir kanıt bugün.
Şu sıralar henüz piyasaya çıkan A Touch of Quality adlı son albümünü dinliyorum Ömür Göksel’in. Albüm tamamen İngilizce ve 18 Amerikan caz klasiğinden oluşuyor. Neler yok ki; My Way’den tutun da, New York New York, As Time Goes By, I Concentrate On You, Strangers ın The Night, Unforgettable ve unutulmayanlar kadrosundan bir sürü şarkı daha...
Ömür Göksel’in yorumunun bu şarkıları ünlü eden efsane yorumculardan eksiği yok fazlası var. Demin de altını çizdiğim gibi iyi bir şarkıcı olmak için şarkı söylemeyi sevmek ve hep şarkı söylemek gerekiyor. Ömür Göksel onca yıllık deneyimine rağmen hiç yorulmadan şarkı söyleyen bir müzisyen. Bunun ne kadar önemli olduğunu A Touch Of Quality’yi dinleyince daha iyi anlayacaksınız sanıyorum. Özellikle şimdi ellilerini süren müzikseverler için çok keyifli bir deneyim A Touch Of Quality.
Müzeyyen Abla’ya saygılar
Odeon Müzik’in Koleksiyon Serisi’ne duyduğum özel ilgiyi Popvirüs’ü sürekli takip edenler bilirler. Odeon bu kez de Türk Sanat Müziği’nin önemli ismi Müzeyyen Senar’ın söylediği ölümsüz eserleri derlemiş. Tam 19 klasik eserden oluşan albümde Gönül Aşkınla Gözyaşı Dökmekten, Rüzgar Kırdı Dalımı, Aksaray’dan Çevirdiler Yolumu, Ben Bir Garib Kuş İdim, Mehtaplı Gecelerde Hep Seni Andım, Yaralarım Çok Derin, O Yeşil Gözlere Leylam, Farfara gibi unutulmayan besteler var.
Yaşayan bir efsane olan Müzeyyen Senar’ın sesinden ne söylese dinlenir gerçi ama şarkılar öyle damar şarkılar ki; artık efkar denizlerinde mi boğulursunuz, hicran yaranıza tabip mi ararsınız biliyorum. Tek bildiğim bu albümün herkesin arşivinde olması gerektiği.