Alaçatı’da SunJazz Festivali’ni düzenleyen müzisyen Alp Ersönmez: İyi müzik orada... Uzanıp alması insanlara düşüyor!

Bir müzisyen olarak festival düzenleme fikri nasıl doğdu, bize SunJazz’ın hikâyesini anlatır mısın?

- Düğünümüzü Çeşme’de festival gibi bir organizasyonla yaptık. Herkesin orada çok mutlu olduğunu görünce kafamızda, “Gerçekten bir festival yapsak becerebilir miyiz” sorusu belirdi. Bazı girişimlerde bulundum ama bu konudaki bilgim kısıtlıydı. Bu noktada sevgili dostum Aytunç Peksev yardımıma koştu, “Madem bu kadar istiyorsun, beraber yapalım” dedi. Ben sanatçı ve sahne tarafıyla ilgilendim, o da diğer işleri üstlendi.

 Sen festival sahnesinde ‘İlhan Erşahin’s Istanbul Sessions’ ve FOURinthePOCKET’la yer alıp aynı zamanda kendi projen ‘Cereyanlı’yı çalacaksın... Bize festivalde yer alan diğer isimleri ve sana göre o sahnede olma nedenlerini anlatır mısın?

- Bilal Karaman, son albümü ‘Manouche ala Turc’ ile güzel bir dil yakaladı. Vokalde Ülkü Aybala Sunat ve kemanda İlker Görgülü ile ‘Gypsy swing’ havalı Türk standartları çalacaklar. Erkan Oğur’u ve 30 yıllık grubu Telvin’i anlatmaya gerek yok. Hepimiz için ufuk açıcı büyük bir müzisyen Erkan Abi. Anadolu müziğinin farklı boyutlarını duyacağız kendilerinden. Sibel Köse geniş repertuvarı ve şahane sesiyle mest edecek. FOURinthePOCKET sadece kendi sevdiğimiz R&B, soul, hiphop parçalarını çalmak için kurduğumuz bir grup. Elif Çağlar, Çağrı Sertel, Toygun Sözen ve Mert Önal sahnede olacak. Su İdil bu yıl albümünü çıkarıyor. Çok güzel bir ses. BeBop Project, Şenova Ülker’in ‘all star’ ekibi. Benim için en özel konserse kendi konserim; yani Erik Truffaz’lı ‘Cereyanlı’. Volkan Öktem, Çağrı Sertel ve Engin Recepoğulları’ndan oluşan şahane bir takımımız var. ‘İlhan Erşahin’s Istanbul Sessions’ da festivalin kapanışını, seyirciyi Çeşme’den alıp coşkulu bir yolculuğa çıkararak yapacak.

Türk cazını kararlılıkla pazarlayacak yapımcılar ve organizatörler de yaratmalıyız

Bir İzmirli olarak, İzmir’in sanat yaşantısının köreldiğini düşünüyor musun? Ege’nin, Akdeniz’in ‘beach’lerine iyi müzik uğruyor mu sence?

- Olan pek çok güzel şeyin yanında, bir İzmirli olarak İzmirlilerin hayatında sanatın gün geçtikçe daha az yer kapladığını gözlemliyorum. Caz anlamında bir-iki belediye etkinliği ve bir AVM festivali dışındaki tek istikrarlı etkinlik Kepler’deki konserler. İzmir çok güzel bir şehir. Ekonomik sorunlar ve zamansızlık gibi nedenlerle sanat önem sıralamasında hak ettiği yerde değil. İyi müzik zaten orada ama uzanıp alması insanlara düşüyor.

Müzisyenlere haklarını yeterince vermiyorlar

 Uzun süredir Türk pop müziğinin kalbinde çok önemli konserlere çıkan, müzikal ufku geniş ve çokyönlü bir müzisyensin. Anaakımın gittiği yön, dijitalleşme; öte yandan alternatif ve analoğa yöneliş gibi unsurları da dikkate alarak, popun yolculuğunu nasıl değerlendiriyorsun?

- Tüketim hızını ve bunun yarattığı tahribatı konuşmaya bile gerek yok. 2000’lerin ortasında başlayan bir ‘writer’s block’ (yazar tıkanıklığı) var bence. Harika şarkılar yazılıyor, bazı hitler çıkıyor ama sayı eskisiyle kıyaslanamayacak kadar düşük. Kayıt dünyasının, evlerin yatak odalarına girdiği günümüzde, ‘indie’ (bağımsız ve alternatif) çabalar daha heyecan verici görünüyor. Ancak müzisyenlere dijital platformlar tarafından haklarının yeterince verilmediğini düşünüyorum. Bir platforma aylık para ödeyen biri, istediği albümü sınırsızca dinleyebiliyor, ancak bundan müzisyenin haberi yok. Bence sistem, dinleyicinin bir seferlik ücretsiz dinlemesi, daha sonra albümü satın alması veya ücretli dinlemesi olarak şekillenirse daha adil olacak.

 Sence Türk cazının uluslararası platformlarda daha güçlü sesler çıkarması için ne yapmak lazım?

- Bu, özgün bir ses ortaya koyan gruplarla ve/veya hem Türk hem Batı müziğini çok iyi anlamda bilen, melodik ve armonik anlamda her iki dünyaya da hâkim müzisyenlerin yazacağı eserlerle olur. Bu konuda kendimizi eleştirmeliyiz. Zor bir yol. Sabır gerektiği gibi yapılanı ülke dışına kararlılıkla pazarlayacak yapımcılar ve organizatörler de yaratmalıyız. Hintliler 1990’lar sonunda bunu çok iyi yaptılar. Bizde caz pazarının küçüklüğü, dinleyici sayısının azlığı ve müzisyenlerin geçinmek için yaptıkları işlerden buna kafa yormaya zaman ve enerji bulamaması da büyük etkenler. Istanbul Sessions’la yurtdışında çokça çalan bir müzisyen olarak gördüğüm şey; orada daha farklı bir çekişmenin olduğu. Buradakinden çok daha fazla müzisyen var ve genelde hepsi çok iyi.