Paylaş
Yeni nesil müzisyenlerin, şarkı yaptıkça dijital platformlarda paylaşmasına, dijital müzik tüketicisi gençlerin de albümden ziyade şarkıya kıymet vermesine çoktan alıştık. Ancak COVID-19 günlerinin ardından eski kuşak müzisyenlerde de bu anlamda değişimler yaşanacağı kanısındayım. Hatta müzikal üretimleri hızlanacak.
Beş senedir yeni albüm için çalışıyorlardı ama...
Sebebi şu; bu dünyada geçireceğimiz sürenin kıymetini ve ne kadar iz bırakırsak o kadar yaşayacağımızı idrak ettik sosyal izolasyon sürecinde. Evlere kapandığımız günlerde belki hepimize zaman durmuş gibi geliyor ancak odaklanmamız gerekenin şimdiki zaman olduğunu ve ertelemenin tehlikesini de öğreniyoruz.
The Rolling Stones, 2012’de yayımladıkları ‘en iyiler’ albümü ‘GRRR!’da yer alan ‘Doom And Gloom’ ve ‘One More Shut’ adlı iki yeni şarkıdan bugüne bir üretim yapmamıştı (2016 tarihli son stüdyo albümleri ‘Blue & Lonesome’ bir
cover projesiydi). 2015’ten beri de Los Angeles ve Londra’da yeni albümleri üzerine çalışıyorlardı.
Malumunuz The Rolling Stones dünyanın en çok turne yapan gruplarından biri. Öyle ki COVID-19 pandemi ilan edildiğinde turnelerini yarıda bırakmak durumunda kaldılar. 18 Nisan’da, sağlık çalışanları yararına Global Citizen organizasyonuyla gerçekleştirilen ‘Together At Home’ kapsamında evlerinden ayrı ayrı icra ettikleri ‘You Can’t Always Get What You Want’ (Her Zaman İstediğini Elde Edemezsin) şarkısıyla etkinliğin misyonuna katkıda bulundular. Açık söylemek gerekirse birlikte yer aldıkları 66 ünlü isimin birçoğunun performansından daha iyiydi.
23 Nisan’daysa 2019’da albümleri için kaydettikleri ‘Living In A Ghost Town’ teklisi yayımlandı. Mick Jagger & Keith Richards ortak çalışması olan şarkıyı albüm öncesi tekli olarak yayımlamalarının nedeni elbette sözler itibarıyla sosyal izolasyon algısına katkıda bulunmak... Mick Jagger önceden yazdığı sözlerde küçük değişiklikler yaptı ve bence The Rolling Stones’un uzunca bir süredir yaptığı en iyi yeni şarkıya kavuşmuş olduk.
Beklenmedik bir başarıya imza atma potansiyeli var
Az reggae etkileşimi; armonikası, şahane gitarları ve nakaratıyla ‘Hayalet şehirde yaşayan bir hayaletim’ diyen şarkının balıkgözüyle çekilmiş; Cape Town, Londra, Los Angeles, Oslo, Toronto, Kyoto gibi şehirlerin ıssız sokakları ve stüdyo görüntülerinden oluşan videosuna ayrıca dikkat edin. Dilerim albüm öncesi başka tekliler paylaşmaktan geri kalmazlar. ‘Living In A Ghost Town’a bakacak olursak; rock’n roll tarihi açısından beklenmedik başarıya imza atacak bir albüm arifesinde olmamız muhtemel görünüyor.
Paylaş