Yelken nasıl kurtulur?

Geçen pazar günü, İstanbul Yelken Kulübü’nün düzenlediği Medya Kupası yarışına katıldım.

Destek sınıfında Ahmet Burak’ın teknesi C’est La Vie, aralarında benim de bulunduğum ekiple beşinci oldu. Yarışa tam 47 tekne katıldı ki, bu, gösterilen büyük ilginin bir işaretiydi.

Geçen yıl başlatılan bu yeni yarış ile gazetecilerin yelkene ilgisinin arttırılması hedefleniyor. Gazetecilerin, bu yarışa katılan tekne ekiplerinden birinde yer alarak yelken sporu ile tanışmasının, yelkenciliğin gazete, dergi ve televizyonlarda daha fazla yer bulmasını sağlayacağı düşünülüyor. Ancak, bu yıl ikincisi düzenlenen yarışa katılan gazetecilerin azlığı, hedefe ulaşmanın kolay olmayacağını gösterdi.

Peki ne yapmalı? Bu sporu kitlelere nasıl anlatmalı? Bir deniz cenneti olması gereken Türkiye’yi yelkencilikte ileri nasıl taşımalı?

ÜÇLÜ FORMÜL NE?

Bir kere şunu saptamakta yarar var: Türkiye’de ve dünyada futbol, tüm spor dallarından çok daha fazla ilgi çeker, çekecektir. Örneğin, olimpiyatların kolektif bilincimizdeki yeri, Dünya Futbol Şampiyonası’nın yeri ile kıyaslandığında, küçücük kalır. Yelkenin çok ileri olduğu ülkelerde bile, futbol ve yelkenin medya ilgisi açısından yarışması olanaksızdır.

Bunun ötesinde, Türkiye’de, yelken gibi karmaşık bir sporu yazabilecek ölçüde bilen ve seven gazetecilerin sayısının azlığı önemli bir sorun. Bileni olmayan bir sporun medya yansımaları, kavruk ve kuru kalır.

Hedef, yalnızca bir yelken yarışının fotoğraflarını çekip, sonuçları yazmak değil, bir algılama ve davranış değişikliği yaratmak olduğuna göre, bunu sağlamak için neler yapılmalı?

Medyanın, yelkene bugünkünden daha fazla ilgi göstermesi için öncelikle üç koşul gerekir: Birincisi, kaleyi içten fethedecek, konuyu bilen muhabirler ve yazarlar yaratılması, ikincisi bu gazetecilerle ilişkinin sürekliliği yani ilişki yönetimi, üçüncüsü ise yelkende sağlanan ulusal ve uluslararası başarıların tüm unsurları ile profesyonel biçimde gazetecilere anlatılması, yani medya ilişkileri.

HERKES MÜDAHİL OLMALI

Bu üç konuda kurumsal bir yapı oluşturulmazsa, başarı gelmez. Kurumsal yapıyı oluşturması gereken ise Federasyon. Burada sözünü ettiğim, bir Yelken İletişimi Master Planı. Gerek duyulan budur.

Federasyon, kendi web sitesinde şöyle diyor: "Amaç, yelken sporunu tanıtmak, geliştirmek ve yaygınlaştırmaktır. Bu doğrultuda Yelken Federasyonu, İl Temsilcilikleri ve Yelken Kulüpleri yelken okulları açar, çeşitli sporcu, Milli Takım ve eğitim kampları düzenler, sporcu ve hakem eğitim seminerleri yapar, uluslararası platformda ülkemizin her konuda en iyi şekilde temsil edilmesini temin eder."

Bence geliştirilmesi gereken bu amaç tanımı, planı hazırlama sorumluluğunu kuşkusuz Türkiye Yelken Federasyonu’na veriyor. Kulüpler bu çalışmanın doğal ortağıdır. Onların dışında, konuyla ilgili gazetecilerin, yelkeni kurumsal olarak destekleyen şirketlerin ve hem olimpik branşlarda, hem yat yarışçılığında öne çıkan genç ve başarılı Türk yelkencilerin bu çalışmaya katkıları olabilir.

Bu plan, büyük şirketlerin stratejik planları mantığında hazırlanır ve ancak her yıl bir iş planı da oluşturulursa başarılı olur. Ekonomik büyüklük olarak bugün pek anlam ifade etmeyen yelkenciliğin gelişiminden yararlanacak olan şirketler de; örneğin yelken okulları, tekne üreticileri ve donanım satıcıları da bir vadede bu planın önemli parçaları olabilirler, olmalıdır.

Yelken yarışlarının başlaması ile yelkencilerin tartıştığı internet sitelerinde ağır medya eleştirileri mevsimine girdiğimiz şu günlerde, sorunun ancak bütünleşik bir plan ile çözüleceği o kadar ortada ki... Umarım, bu yılı da kaybetmeyiz.

İŞTE BİRİNCİLER

IRC-1: Oğuzhan Too

IRC-2: Kamikaze

IRC-3: Zig Zag

RC-4: Relax

IRC-5: Barbie

DESTEK: Kahve Dünyası

Büyük yarış haftaya başlıyor

Hürriyet’in CNN Türk ile birlikte yayın sponsoru olduğu Vakko Odyssey Cannes İstanbul yelken yarışı, 23 Haziran günü Cannes’da yapılacak liman yarışı ardından 25 Haziran günü başlayacak.

Yaklaşık 30 teknenin yelken basacağı Akdeniz’in bu en önemli yarışının 5 Temmuz’da tamamlanması bekleniyor. Özel yapım 10.10 metrelik Beneteau teknelerle yapılacak yarışa iki kişilik ekipler katılacak. Yarışta Milliyet adına Lionel Pean ile Arif Gürdenli’den oluşacak ekip yarışacak. İstanbul’a varan tekneler iki günlük bir moladan sonra Boğaz’da yapılacak Vakko Kupası’na da katılacak.
Yazarın Tüm Yazıları