Sihirli değnek tekneye değince

Yücel Çelik ile 2 yıl kadar önce tanışmıştım. Birlikte yediğimiz öğle yemeğinde ortağı Kemal Çambol ile kurdukları Peri Yachts şirketinin heyecanını paylaşmışlardı.

Antalya Serbest Bölge’deki tersaneyi, Doğu Akdeniz’in önemli yat üretim merkezlerinden biri haline getirmeyi tasarlıyorlardı. Doğuş Grubu’nun kurucusu Ayhan Şahenk’in en yakın çalışma arkadaşlarından olan Çelik’in iş yaşamındaki deneyimini, Türkiye’nin çok gereksinim duyduğu bir alanda, yat üretiminde kullanacak olması, projenin başarılı olacağının işaretlerinden biriydi.

Aradan 2 yıl geçti. Çok merak etmeme ve davet edilmeme rağmen, Antalya’daki tersaneyi ziyaret etme fırsatı olmadı. Peri’nin ilerlemesini, gönderilen fotoğraflar, kataloglar ve basın açıklamaları ile uzaktan izledim. Ve artık Peri’yi yazmak farz oldu.

Nedeni şu: 29 metrelik Quantum’u denize indiren Peri’den gelen fotoğraflar ki, birkaç tanesini burada görebilirsiniz, bu şirketin çok doğru yolda olduğunu gösteriyor. Tasarımını, İngiliz Bill Dixon’un yaptığı, tüm kompozit hesaplarının dünyada bu işin piri High Modulus tarafından gerçekleştirildiği bu tekne, çok parası olup da harcayacak yer bulamayanları, çek defterlerini ceplerinden çıkartmaya ikna edecek kadar güzel görünüyor. Bu tür teknelerde, sahiplerin zevki nedeniyle zaman zaman rastlanan aşırı süslemeden uzak iç dekorasyonu ve su üzerindeki duruşu ile Quantum piyasanın önde gelen şirketlerinin ürünleri ile rekabet edebileceği izlenimi uyandırıyor.

Peri Yachts da öyle düşünmüş olmalı ki, Quantum’u eylül ayındaki Monaco Yacht Show’da süper zengin alıcılar için sergileyecek.

Yaklaşık 3 yıl içerisinde, boyları 29 metre ile 41 metre arasında değişen, 5 ile 8 tekneyi üretebilen bir tersane kuran, yakında ikinci tersanesini açacak olan Peri Yachts, 135 kişinin ekmek teknesi aynı zamanda. Türkiye’nin, iyi odaklanırsa çok kaliteli işler çıkartan zanaatkárlarının becerileri ile çağdaş şirket yönetimi birleşince ortaya işte böyle iyi sonuçlar çıkabiliyor.

*

Peri’nin öyküsü tanıdık ve güzel bir öykü.

İstanbul’da Numarin’in hem kendi markası ile hem de taşeron olarak yaptığı teknelerle edindiği uluslararası itibar, Koç Grubu’na bağlı RMK’nın yelkenli teknelerin kaliteli markası Oyster ile imzaladığı üretim anlaşması, Bodrum’da kurulu Ege Yat’ın artık tüm dünyada klasik Türk teknesi olarak algılanan guletlere getirdiği çağdaş yorumlar ve yakınlarda denize indirdiği 50 metrelik dev guletle bir kez daha sergilediği kaliteli üretimi, gecikerek de olsa un, şeker ve yağın biraraya gelmeye başladığını gösteriyor. Helva sıcak ve masalara sunuluyor artık.

Ama, tekne üretimi konusunda hálá 2 eksik var. Biri, tutku ile iş yapan ve yaptığı iş uluslararası marka haline gelmiş küçük tersane yokluğu, öbürü, seri tekne üretimi.

Yılda orta boy 10 tekne üretip, dünyanın en iyi tersaneleri arasına girme kararlılığına sahip birileri çıksa artık... Paranın ille de damperli kamyonla kazanılması gerekmiyor biliyorsunuz.

Seri tekne üretimi ise haydi haydi mümkün. Birkaç yılda Avrupa’nın otomobil üretim merkezi olan Türkiye, sanayi üretimini dünya kalitesinde gerçekleştirebileceğini gösterdi. Yok mu, uluslararası bir tasarımcı ile anlaşıp, bir dizi tekneyle dünya piyasasına çıkacak bir yatırımcı babayiğit? Umarım vardır.

Ege’nin iki yakasını yatlar biraraya getiriyor

Komodorluğunu Necati Zincirkıran’ın yaptığı 4. Uluslararası Ege Yat Rallisi hafta içinde Ayvalık’ta başladı. Setur Marinaları tarafından düzenlenen etkinliğin hedefi, Türkiye’de yat turizminin ve yelkenin geliştirilmesi.

Yelkenli tekne rallileri, çok sayıda teknenin, "birlikten kuvvet doğar" ilkesi ile önceden belirlenmiş bir rotayı birlikte katetmesi anlamına geliyor. Dünyada birçok yelkenci, ilk açık deniz deneyimini bu tür ralliler ile ediniyor, daha sonra bağımsızlık ilan ediliyor. Ralliler’in bir diğer yönü de, örgütlü olarak hareket eden teknelerin gittikleri limanları şenlendirmeleri, ya da Uluslararası Ege Yat Rallisi’nde olduğu gibi, iki ülke arasında yakınlık kurulmasına önayak olmaları.

Geçen çarşamba günü Ayvalık’taki Setur Marina’dan çıkan 60 kadar teknenin lideri, yani ralli komodoru Necati Zincirkıran, "Sırasıyla Midilli, Limni ve Skopelos adalarını ziyaret edip, Yunanistan ana karasındaki Volos şehrine uğradıktan sonra Skiathos adasına geçecek, buradan Porto Carras limanına ve daha sonra yine Limni adası üzerinden Gökçeada’ya geleceğiz. Ralli, 26 Ağustos’ta sona erecek" dedi.

60 tekneden kayıt aldıklarını, 20 teknenin ise yedek beklediğini söyleyen Setur Genel Müdürü Vedat Midilli, düzenledikleri bu etkinliğe olan ilginin her yıl arttığını, katılımcılar arasında çok sayıda yabancının da bulunduğunu belirtti.
Yazarın Tüm Yazıları