SON haftalarda kimlik konusu üzerinde herkes çok daha fazla düşünmeye başladı sanki. Sözünü ettiğim kimlik, cüzdanlarda taşınan nüfus hüviyet cüzdanları değil; aidiyeti belirleyen kimlik tabii ki.
Bunun sonucunda da Hürriyet'te yer alan haberler okurlar tarafından değerlendirilirken çok ince bir kimlik süzgecinden geçiriliyor.28 Şubat günü Hürriyet'in 3. sayfasında yayımlanan, "İthal Hizmetçiler Aynı Gün Soydu" başlıklı haberle ilgili olarak bana gelen okur tepkilerinden birinde Şölen Yücel Koç imzası vardı. Haberde kullanılan iki sanık fotoğrafından birinin üzerinde Ermeni, diğerinin üzerinde Moldovalı yazıyordu. Okur Koç, mesajında, "Hırsızlık, Fransız, Rus, Ermeni, Moldovalı, Türk her ırktan ve milletten insan tarafından gerçekleştirilebilir bir eylem. Hedef gösterir gibi, oraya 'Ermeni' yazmak, son zamanlarda toplumumuzda meydana gelen önyargıları tetiklemekten başka bir işe yaramaz" diyordu. Bir diğer okur Cüneyt Tiryaki ise uzun mesajında daha sert bir eleştiri getiriyordu: "Ermeni. Bir cümle değil, yarım da olsa bir ifade bile değil. Yafta gibi, hakaret gibi kullanılmış tek bir kelime! Ermeni. Hizmetçi. Hırsız."Haberin metninde Ermeni denmiyor; Ermenistan uyruklu deniyor. Metinde bir etnik gönderme yok. Kaldı ki, haberde kullanılan iki fotoğrafta da, sanıklarla ilgili benzer şekilde bilgi verilmiş. Tek fotoğraf kullanılıp, bunun da üzerinde "Ermeni" ibaresi bulunsaydı, okur Tiryaki'nin ağır eleştirisi haklılık kazanırdı. Böyle bir durum yok; o nedenle, Tiryaki'nin eleştirilerinin "maksadı aştığını" düşünüyorum.Ama okur Koç'un eleştirileri, gelişmiş ülkelerdeki medya kuruluşlarının genellikle uyduğu yazılı olan ya da olmayan ilkeleri anımsatıyor. Bunun başında da belli bir grubu, bir suç ile toptan bağlantılı kılmama gerekliliği vardır. Bu kurala sıkı sıkıya uyulma çabasının nedeni, bu toplumların medya aracılığıyla "ötekileştirme" eğiliminin sonuçlarını tarihlerinde çok yakından yaşamış olmalarıdır. Bu ülkelerin medyalarına son dönemde yapılan ağır eleştirilerin temelinde de, kimi basın-yayın organlarının, özellikle 11 Eylül saldırısının ardından, "biz" ve "onlar" ayrımını sürekli vurgulamaya başlaması yatar.Bu açıdan bakıldığında Koç'a katılmamak mümkün değil. Kaldı ki, Türkiye'deki suçların çoğunu Türkler işlediğine göre, her sanık fotoğrafının üzerine Türk mü yazacağız?Bir de şu var: Sadece "Moldovalı" diye değinilip geçilen sanık, Moldova Cumhuriyeti nüfusunun önemli bölümünü oluşturan Hıristiyan Türklerden biri, yani Gagavuz (Gök Oğuz) da olabilir. Çünkü Türkiye'de yatılı olarak ev işi yapmaları için Türkçe bilgileri nedeniyle genellikle bu kişiler tercih ediliyor.Yani hayat yine oyununu oynamış; bir Ermeni ile bir Hıristiyan Türk, iki soygunun kahramanı olarak Hürriyet sayfalarında buluşmuş.Restoresi değil restorasyonu bittiOKURLARDAN gelen mesajların içinde Türkçeye ilişkin olanları hep büyük ağırlık taşır. Küçük dizgi yanlışlarından hatalı kelime kullanımına kadar irili ufaklı aksaklıklar okurların gözünden kaçmaz. Bu özenden, haliyle, bu köşede yazılanlar da nasibini alıyor.Handan Özgür, geçen haftaki bir eleştiriye katkıda bulunuyor: "26 Şubat'taki köşenizde, 'Türkçede' kelimesini yazarken yaptığınız yanlışlık konusunda okurunuzla hemfikirim. TDK'nın resmi web sitesindeki yazım kuralları kısmına girip noktalama işaretleri bölümünden kesme işareti başlığı adı altında geçen 'Özel adlara getirilen yapım ekleri, çokluk eki ve bunlardan sonra gelen diğer ekler kesmeyle ayrılmaz: 1- Türklük, Türkleşmek, Türkçü, Türkçülük, Türkçe, Müslümanlık, Hristiyanlık, Avrupalı, Avrupalılaşmak, Aydınlı, Konyalı, Bursalı, Ahmetler, Mehmetler, Yakup Kadriler, Türklerin, Türklüğün, Türkleşmekte, Türkçenin, Müslümanlıkta, Hollandalıdan, Hristiyanlıktan, Atatürkçülüğün' maddesiyle bu yanlışın düzeltilmesine katkıda bulunmak istedim." Teşekkürler.Türkçe konusunda dile getirilen bir diğer eleştiri ise yabancı sözcüklerin kullanılmasıdır. Selçuk Bozdoğan, gönderdiği mesajda geçen cuma günü Hürriyet'te yayımlanan Van Gölü'ndeki Akdamar Adası'nda bulunan tarihi Ermeni kilisesinin açılışına ilişkin habere değiniyor: "Sürekli yinelenen bir yanlış ifade bugün manşetinizde yer aldı: 'Restoresi bitti, Başbakan açacak.' Restore bir sıfattır, kilise vb. restore edilir, sonuçta restorasyonları biter. Sanırım bu yabancı kökenli sözcükler yerine Türkçelerini kullanmak daha isabetli olacak."Doğru söze ne denir?Yorumları bana sormayınHurriyet.com.tr'nin en önemli yönlerinden biri, okurlarla kurduğu sıcak ilişki. Bunun araçlarından biri ise okur yorumları.Her gün bana ulaşan onlarca mesaj, yorumlarının yayımlanmamasından şikáyet edenlerden geliyor. Daha önce de belirttim; bu yorumların seçimini ben yapmıyorum. Ve gelen binlerce mesaj içinden bazılarının kullanılması, bazılarının da kullanılmaması kaçınılmaz.O yüzden hem mesajları yanlış adrese göndermeyin, hem de sabırsızlanmayın diyorum. Yorumlarınız çıkar, çıkıyor.