Paylaş
Dolap deyince ne anlıyoruz? Çok şey. Bir sürü anlamı var. Ve hem denizcilerin hayatında, hem de insanlık tarihinde önemli bir yere sahip bu dolap denen şey.
Dolap dümen. Foto, Joseph Barrientos.
Giysilerimizi koyarız, adına dolap deriz, yiyeceklerimizi saklarız, adına dolap deriz, kap kacağımızı istifleriz, adına dolap deriz, ayakkabılarımızı kaldırırız, adına dolap deriz, sonra da dalavere içindeki birine sorarız: “Ne dolaplar çeviriyorsun bakalım?” Biri atılır ortaya, “Ben burada ne dolaplar döndüğünü biliyorum.” İçine giysilerimi koyduğum mobilya ile dalaverenin ne ilgisi var ki?
Dünyanın en etkileyici dönme dolaplarından, Londra’daki London Eye.
UZAYAN BİR ANLAMLAR BÜTÜNÜ
Hayır, bu nasıl bir laftır ki, en olmadık yerlere kadar uzanıyor? Dolap beygiri diye bir şey varsa, garibim dalavere mi çeviriyor, yoksa başka işlerin mi peşinde? Dönüp duran birilerine ne diye “dolap beygiri gibi dönme” deriz o zaman? Bu dolap denen şeyin, beygirle bir ilişkisi varsa, lunaparklardaki dönme dolap nedir o zaman? Adından belli ki dönüyor, peki onu da bir beygir mi döndürüyor?
Bu kadar şeyden sonra bir de teknelerdeki dümen dolabına veya dolap dümene uzanınca konu, iş iyice çığırından çıkıyor. Denizde giden bir aracının dümeni ile içine giysi konan dolabın, beygirin, lunaparkın nasıl bir ilişkisi olabilir? Ya da olabilir mi?
ÇARKA DİKKAT ÇEKERİM
Böylesi çetrefilli durumlarda başvuracağımız kaynak, elbette sözlükler. Sözlüklere göre “dolap” sözcüğünün, yukarıdaki örneklerde de görüldüğü gibi çok sayıda anlamı var. Kelimenin kökeni Arapça “dolâb” ve Farsça “dûlâb”. İçine eşya vs. koymaya yarayan raflı/rafsız göz, mobilya, bir anlamı. Bedestenin içindeki küçük dükkânlar da aynı isimle anılıyor. Kuyudan su çekmeye yarayan ağaç veya metalden yapılmış çarka da dolap deniyor. Aynı zamanda düzen, hile de demek. Buradaki “çark” bilhassa önemli.
Kuyudan elle su çeken dolap. Bir çark mekanizması. Bir çıkrık.
SU DOLABI, SU DEĞİRMENİ…
Su dolabı diye bir şey var mesela. “Bağ bahçe sulamak amacıyla bir eksen etrafında dikey biçimde dönerek bir akarsudan su aktarmaya yarayan düzenek, dolap” diyor TDK sözlüğü su dolabı için. Akarsuyun gücü ile dönen ve bir düzeneği döndürerek, örneğin buğday öğütmeye yarayan su değirmenleri gibi, bunlar da aynı güçle dönüp, haznelerine aldıkları suyu, bir kanala aktararak sulamayı sağlıyorlar. Burada hem değirmen, hem de su dolabı, basitçe “dolap” olarak geçebiliyorlar çünkü her ikisi de (yukarıda bahsetmiştik) birer “çark”. Bu arada ilk su değirmeninin, MÖ 100 dolaylarında Anadolu’nun Karadeniz kıyılarında, büyük komutan Mithradates’in mühendisleri tarafından tasarlanıp imal edildiğini de hatırlamış olalım.
Dolap beygiri
KARIN TOKLUĞUNA DÖNENLER
Peki su yoksa ne olacak? Gelsin beygir! Kuyudan su çekip toprağı sulamaya yarayan çarklı düzeni döndüren at, eşek, katır gibi zavallılara da dolap beygiri diyoruz işte. Yani işin içinde yine bir çark var. Beygir kardeş de bütün gün mesaisi bitene kadar dönüp duruyor gariban. Karın tokluğuna. Başka da bir talebi olacağını zaten sanmıyorum. Biz ise bir çarka binip dönmek için üzerine para veriyoruz. Dönme dolaplar, lunaparkların en gözde araçlarından biri çünkü. Binip yükseldiğimizde, bulunduğumuz kentin çevre manzarasını belki de o güne kadar görmediğimiz şekilde görebiliyoruz. Eğer şartlar manzara görmeye müsait değilse bile, en azından lunaparkın içindeki diğer insanları tepeden izlemek bile hoş oluyor. Ama dolap zaten dönen bir nesne. Ne diye başına “dönme” sözcüğünü koymuşuz, bilemiyorum.
Dolap dümende şapkanın ne işi var
TEKNELERİN DOLAPLARI
Gelelim teknelere. Burada karşımıza iki şey çıkıyor: Biri dümen dolabı, diğeri dolap dümen. Hayır aynı şey değiller. Dümen dolabı, dümenin halat, tel, yay gibi, dümen palasını döndürmeye yarayan mekanizmasını içinde barındıran muhafazaya (dolaba) deniyor. Kapağını açıp gerektiğinde onarımı, yağlamayı vs. gerçekleştiriyorsunuz. Ama dolap dümen başka. Bugün simit dümen de deniyor çünkü dolap lafı unutulmaya yüz tuttu. (Pek çok şey gibi.) Dolabı bilmeyince, ona en çok benzeyen yuvarlak şeyi, mesela simidi kullanıyor dil. Dümenin gelişimini 8 Aralık 2017’deki köşemde ele almış, size buradan aktarmıştım. Teknenin kıçındaki iğneciklere takılı dümen palasını doğrudan kumanda eden kola “yeke” denir. Bugünkü “yuvarlak” dümenler henüz yokken, tüm tekneler, hatta koskoca gemiler bile yeke dümen ile kontrol edilirdi. Sonradan “yuvarlak”, yani “çark”, yani “dolap” dümenler icat edildi. Dolabın miline sarılı halat ve makaralar sistemi ile dümen palası kumanda edilir hale geldi. İşte o yuvarlak dümene bizim dilimizde dolap dümen dendi. İngilizcesi “steering wheel”dir. Yani yönlendirme tekeri! Bizde böyle işlere yarayan tekere de dolap denir. Sözün özü, teknelerde hem dolap dümeni vardır (olabilir), hem de dolap dümen. İkisi kesinlikle aynı şey değildir, tekrar altını çizmiş olalım.
İşte lunaparktan beygire, akarsudan tekneye dolabın öyküsü. Kalın sağlıcakla.
BU HAFTA SONU HAVA VE DENİZ
YARIN LODOSA DİKKAT
BU aralar lodos ve karayelin kavgasına tanık oluyoruz. Hiçbiri kazanmaz, biz kaybederiz, zira deniz ulaşımı etkileniyor bu durumdan. Birkaç gün önce seferleri iptal ettiren ve İstanbul’a kar yağdıran karayeldi, yarın karsız ama sefer iptal ettirmesi mümkün olabilecek olan ise lodos. Bugün (Cuma) havamız gayet sakin. Yaprak kımıldarsa sevinmeli. Ama cumartesi sertçe, daha ziyade Marmara’nın kuzeyindeki denizcileri etkileyecek bir lodos var. (Şehirlerde de sobalara dikkat etmek gerek.) Pazara etkisi kayboluyor ama. Yağış yoğun olarak beklenmese de etrafta bulutlar dolaşıyor. Öyle pırıl pırıl bir hava yok kısacası. Ama hiç endişe etmeyin; güneş, tüm sıcaklığı ve ihtişamı ile bulutların üzerinden bizi izlemeyi sürdürüyor. Nasıl olsa gülen yüzünü ara ara gösterir ve bizi mutlu eder yine. Tüm denizcilere selamet dilerim. #tayfuntimocin
Paylaş