Eşit bir gelecek

Çoğu ailede doğum öncesi erkek çocuk beklentisi babanın heyecanını arttırır.

Annenin gururlanmasını sağlar.

Kız çocuk ise yeni doğmuş bir bebeğe karşı hüzünlü bir sevinci getirir.

Anadolu’da çoğu evde yaşanan ruh hali budur.

Çocuk gelişip büyürken kız çocuğun gösterdiği sevgi ve tatlı dili zamanla aileyi kendisine bağlar.

Erkek çocuk daha baştan itibaren doğruları ve yanlışlarıyla her zaman evin övünç kaynağı olmaya devam eder.

Ailenin neslini sürdürecek odur. Böyle düşünülür.

Erkek çocuğa, kız çocuğa ailenin ve toplumun bakışı farklıdır.

Modern toplumda ise bu ayrılık kapanır. Kız ve erkek çocuklar kıvançta eşitlenmeye başlar.

Peki gerçekten eşit midir erkek ve kadın?

Ne eşittir ne de ayrıdır.

Kadın nazik, duygusal, pasif; erkekse girişken, cesur, hızlı karar veren, her şeye aklı daha fazla eren gibi düşünülse de gerçek bu mudur?

Bedensel ve duygusal bazı farklılıkların dışında kadın da erkek de zeki, girişimci, aktif, duygusal, hızlı karar veren olabilir.

Kadın kadınsı görünümünün içinde bir yandan aktif ve girişimci kalırken, annelik şefkatini beraberinde taşıyabilir.

Erkek bir yandan hızlı karar verir, cesur davranırken diğerlerine karşı empati yapan, dengeleyen olabilir.

Her ikisi de karar mekanizmasına kendi benlikleriyle katkıda bulunabilir.

KADIN VE ERKEK HAKTA EŞİT OLMALI

İşte tam bu noktada olması gereken ve asla vazgeçilmemesi gereken, kadının ve erkeğin daha doğumlarından itibaren hakta eşit olmalarıdır. İnsanlığın aydınlığa doğru gelişmesinin temel şartıdır bu.

Türk Eğitim Derneği bu konuda çok önemli bir çalışma yürütüyor: “Eşit Bir Gelecek Projesi”...

Projenin koordinatörü Funda Dağdelen ve ekibi ile tanıştım. Son derece heyecanlı bir ekip ve bu çalışmaya çok önem veriyorlar.

Funda Hanım’a yönelttiğim bazı soruları sizlerle paylaşmak istedim.

Bu tür çalışmaların ülkemiz geneline yayılmasını ve çoğalmasını diliyorum.

Türk Eğitim Derneği’nin “Eşit Bir Gelecek” Projesi nedir?

“Eşit Bir Gelecek”; Türk Eğitim Derneği’nin, Hollanda Büyükelçiliği İnsan Hakları Programı desteği ile yürüttüğü bir proje. Bu çalışmalar eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğinin yaygınlaştırılması amacıyla Adana, Batman, Denizli, Diyarbakır ve Zonguldak illerindeki TED okullarında gerçekleştiriliyor. 280 öğretmen ve yöneticinin toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalıklarının arttırılması ve iyi uygulamaların geliştirilmesi amacıyla yapılan çalışmaları kapsıyor.

Bu çalışmalar çerçevesinde önceliğimiz, okul öncesi ve ilkokul öğretmenlerinin yanı sıra yöneticilerine yönelik eğitimler. Profesyonel hayatta kendi alanlarında başarıyı yakalamış ve olumlu örnek oluşturan kişilerin öğrencilerle bir araya gelmelerini, başarı öykülerini paylaşarak mesleklerin cinsiyeti olmadığını vurgulamalarını sağlıyoruz.

Ayrıca, Türk Eğitim Derneği’nin öğretmenler ve yöneticileri için geliştirmiş olduğu e-TED Online Eğitim ve Gelişim Portalı bulunuyor. Bir eğitim modülü ile eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliği kavramının diğer tüm TED okullarında görev yapan öğretmen ve yöneticilerine ulaştırılması hedefleniyor.

Eşitlik ve farklılık açısından kadın ve erkeği nasıl tanımlıyorsunuz?

Toplumsal cinsiyet, biyolojik cinsiyetimize dayanarak toplumun kadın ve erkek için ürettiği farklılıklardır ve bu farklılıklar kadın ve erkek arasındaki hiyerarşik güç ilişkilerini de ifade eder. Toplumsal cinsiyet biyolojik cinsiyetin aksine, zamana, kültüre ve toplumlara göre değişkenlik gösterir ve dinamiktir.

Gelelim eğitimde cinsiyet eşitliği konusuna...

Eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliği ise kız ve erkek çocuklarına cinsiyetlerinden bağımsız olarak, kendi istek ve yetenekleri doğrultusunda kapasitelerini geliştirme fırsatı ve geleceklerini kurma seçeneklerinin sunulması ile ilgilidir.