Muhafazakâr düşünce

MUHAFAZAKÂR kesimde siyasi ve iktisadi bakımdan müthiş bir güçlenme yaşanırken, entelektüel ve ahlaki bakımdan hazin bir gerileme olduğunu muhafazakâr aydınlar da belirtiyorlar.

Haberin Devamı

Aydın derken elbette tetikçiler bunun çok çok uzağındadır.

Muhafazakâr aydınlardan Mehmet Ocaktan, dün karar.com sitesinde “eğer bir gün normalleşirsek” başlıklı bir yazı yayınladı. Bu başlık her şeyi anlatıyor zaten. Ocaktan, muhalefet yıllarında muhafazakâr aydınlarda görülen fikir ve sanat canlılığını hatırlattıktan sonra şöyle diyor:
“AK Parti’nin 13 yıllık iktidarı boyunca kültürün esamisi bile okunmaz hale geldi. Atilla Koç dönemini bir tarafa bırakırsak, maalesef AK Parti’nin iktidar
yılları kültür ve sanatın dip yaptığı yıllar olmuştur...”
Ocaktan, eleştirel düşünenleri düşman göstererek “azgın bir gerilim dilinden nemalanan” siyasi militanlığın yol açtığı seviyesizlikten yakınıyor.

 

DÜŞÜNCEYE BASKI

 

Haberin Devamı

Örnekleri çoğaltmak mümkün. Siyasetteki güç zehirlenmesinin, idealist İslamcıları bile susturmaya çalışmasının
son örneği, Hakan Albayrak’ın maruz kaldığı ağır baskılardır. Yönettiği
gazetenin patronları “üzerimizdeki baskılara dayanamıyoruz” diyerek
onu işten çıkardılar!
“Emir kulu” zihniyetini eleştiren bağımsız düşünceli İslamcı Hakan Albayrak, o kesimde medyada nasıl bir mekanizma işletildiğini de anlattı. (rotahaber.com)
Böyle bir mekanizmada hür düşüncenin, böyle bir iklimde yüksek entelektüel değerlerin gelişmesi mümkün mü?
Muhafazakâr kesimdeki aşırı politizasyonun dini ve etik değerlerin içini boşalttığını ben de defalarca yazdım. Bu esef verici olguların birçok kimseyi, “Din buysa!” dedirterek dinden soğuttuğuna dikkat çektim. (17 Eylül 2015)

 


HARAM MI, HELAL Mİ?

 

Düşünün ki, “altınla vadeli satış” haram mı, helal mi diye kılı kırk yaran muhafazakârlar, İhale Kanunu’nda niye 100’den fazla değişiklik yapıldığını hiç sorguladılar mı?
Benim gördüğüm, bir tek Faruk Köse bu ihale sorununu köşesinde yazdı. (Akit, 10 Haziran 2015)
Meclis’te yolsuzluk dosyalarının aklanmasına siyasi muhafazakârlar ne tepki gösterdiler?
Başbakan Davutoğlu laf olsun diye mi “nepotizm, kayırma, siyasette zenginleşme” gibi konularda sık sık uyarılarda bulunuyor?
Yıllardan beri AB İlerleme Raporları’nda yer alan “yolsuzlukla mücadele için bağımsız bir kurum” niye kurulmuyor? Halbuki AKP’nin “Kuruluş Programı”nda yolsuzlukla mücadele için bundan daha ileri hükümler vardı, kâğıt üzerinde duruyor hâlâ.

 

Haberin Devamı


YÜZEYSEL VE ÇATIŞMACI

 

Bütün bunların sonucu olarak, tarihçi Cevdet Paşa, siyaset bilimci Sait Halim Paşa, felsefeci Nurettin Topçu, düşünür Sezai Karakoç gibi yüksek bir entelektüel mirasa sahip olan muhafazakâr düşüncenin bugün ne halde olduğuna bakalım.
Prof. Hasan Bülent Kahraman, TV’lerde “başka kanattan gelen” aydınlardaki “derinlik ve gücün, geniş perspektifin AK Parti’nin veya muhafazakâr demokrat kesimin organik aydınlarında bulunduğu kanısında değilim” diye yazdı. Kahraman’a göre, “muhafazakâr çevre, sol aydına benzer bir organik aydın üretmeye çalışıyor fakat başaramıyor.” (Sabah, 8 Kasım 2015)
İslamcı düşünce tarihi konusunda ülkemizdeki en yetkili tarihçi olan Prof. İsmail Kara’nın tespiti şöyle:
“Yakın tarihe ‘kahramanlar ve hainler’ gibi ara renkleri olmayan iki zıt kutbun mücadelesi olarak bakma eğilimi İslamcı çevrelerde ne yazık ki henüz aşılamamıştır...”
Günümüze de böyle bakıyorlar!
Çatışmacı ve kutuplaştırıcı siyasetin ne kadar derin entelektüel sorunlardan kaynaklandığı ve nihayet siyasetin nasıl bir güç mücadelesine dönüştüğü açık değil mi?

Yazarın Tüm Yazıları