Paylaş
Yunus ne güzel söyler:
Bu dünyada bir nesneye
Yanar içim göynür özüm
Yiğit iken ölenlere
Gök ekini biçmiş gibi
Fakat Beşiktaş’ta terör gencecik insanları katlettiğinde “Oh olsun!” diye tweet atanlar oldu! Bunlardan 235 kişi gözaltına alınmıştı, bu satırlar yazılırken.
PKK çizgisindeki partilerin 5 milyon civarında da oyu var.
SADECE EYLEMİ KINAMAK
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Edirne Cezaevi’nde avukatları vasıtasıyla, “Acımasız katliamı lanetliyor, kınıyorum” diye açıklama yaptı.
HDP ilk günü “eylemi en sert şekilde kınadıklarını” bildirdi.
Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde Emniyet binası yakınında bomba yüklü araç patlatılmış, 2’si polis, 9’u sivil 11 masum insan öldürülmüştü. Ölenlerden biri HDP Çüngüş ilçe Eşbaşkanı Recai Altay’dı. Ertuğrul Kürkçü, 7 Kasım’da şu tweet’i atmıştı:
“Hiçbir söz, vekillerimiz, eşbaşkanlarımız, yöneticilerimiz ve sivil halkı hedef alan kör şiddeti haklılaştıramaz. Hiçbir kurtuluş hareketi IŞİD’le aynı hat üzerine düşmeyi, yaşam hakkını hoyratça çiğnemeyi bir kuru özür ile geçiştiremez.”
Haber sitelerinin “Kürkçü PKK’yı eleştirdi” diye yayın yapması üzerine, Kürkçü ikinci bir tweet atmıştı:
“PKK demek istesem öyle derdim...”
Görülüyor ki, tekil eylemi kınasalar da PKK’yı eleştirmekten bile sakınıyorlar!
Çözümü engelleyen, bu tavırdır.
AHLAKİ İLKE
Türkiye’de ve Ortadoğu’da bir Kürt hareketi var. Sosyolojik sıra Balkanlar’dan Ortadoğu’ya gelmiş görünüyor. Bu fevkalade zor ve karmaşık sorunu kansız çözemezsek, herkes çok daha büyük acılar çeker.
Barışçıl ve demokratik metotları reddeden, silahlı totaliter PKK’dır.
Ertuğrul Kürkçü hâlâ Soğuk Savaş dönemi jargonuyla PKK’yı “kurtuluş hareketi” olarak niteliyor, PKK’nın terör örgütü olmasını değil, “IŞİD’le aynı hat üzerine düşen” katliamlarını eleştiriyor sadece.
Bu barbarca eylemler, sürekli “barış”tan, “masaya oturmak”tan bahseden HDP’li politikacıları “siyaseten” açmaza düşürüyor.
Halbuki teröre, şiddete, evrensel hukukun “yasadışı” saydığı her davranışa sadece böyle “siyaseten” değil, esas “ahlaken” karşı çıkmaları gerekir.
HDP VE DEMOKRASİ
Hendeklerin, barikatların, bombaların, ölümlerin, yıkımların acıları ırk, dil, din ayırımı tanımıyor.
Kürt hareketini temsil edecek ve yönetecek çapta demokratik bir Kürt partisi yok; PKK infazlarla engelledi bunları.
HDP tekil “eylem”leri kınamakla kalmamalı... Batılı anlamdaki demokrasinin siyasi ilkelerini benimsemeli, İngiltere’deki Sinn Fein gibi terör örgütünün güdümünde olmayan bağımsız bir parti haline gelebilmelidir.
Kandil’e boyun eğen bir parti değil, isterse ayrılmayı savunsun, Kandil’e karşı çıkabilen bir parti... Kandil’e kamuoyu baskısı uygulayabilen, oy tabanındaki insanları Kandil’in kanlı eylemlerine karşı yürütebilen bir parti. Kısaca kendi iradesine sahip demokratik bir parti haline gelmesi.
SOMUT ÇAĞRI
Başta dostum Celal Doğan olmak üzere HDP’deki demokratlara somut bir önerim var. Öcalan’ın 21 Temmuz 2013 günü Diyarbakır’da okunan bildirisindeki şu ana fikri savunan ve Kandil’e bu yönde çağrı yapan bir bildiriyi HDP yetkili kurulları olarak yayınlamanızı öneriyorum:
“Artık silahlar sussun, fikirler ve siyasetler konuşsun... PKK’nın silahlı unsurları sınır ötesine çekilsin.”
Evet bazı vekilleriniz tutuklu; ama böyle bir tavır almanız birçok sorunun çözüm yolunu açar.
Demokratik usuller mi, silahlı usuller mi? Karar vermenin zamanı çoktan geldi de geçiyor bile. Daha kaç ölü lazım?!
Paylaş