Paylaş
IŞİD ya da DAİŞ veya DEAŞ denilen terör örgütünün “kıyamet alameti” olarak Suriye’de Dabık’ta büyük bir zafer kazanacağına inanması önümüzdeki günleri daha bir kritik hale getiriyor.
Türkiye’nin desteklediği ÖSO Dabık’a yaklaşmış bulunuyor. Beklenen, ÖSO’nun Dabık’ı kurtardıktan sonra daha aşağıdaki El Bab’a yürümesi.
DEAŞ’ın bu bölge için ölümüne savaşacağına inanılıyor. Çünkü Hz. Peygamber, kıyamete yakın bir zamanda bu bölgede Müslümanlarla “Romalılar” (Hıristiyanlar) arasında çok kanlı bir savaş olacağını, savaşı Müslümanların (yani IŞİD’in!) kazanacağını, oradan da İstanbul’u fethedeceklerini söylemiş imiş.
Bu barbarların “İstanbul’u fethedeceğiz” diye açıklamaları bile var!
ZİHNİYET DEHLİZİ
Bu nasıl bir kültür?! Kendi “halife”sini seçiyor, ona biat etmeyeni “kâfir” sayıyor, “cihat”tan anladıkları bu. Iraklı Şii Ayetullah Şeyh Kasım et-Tai’nin iki gün önce “Kuzey Irak’ta Türk askerine karşı mücadele farzdır” diye fetva verdiğini de belirteyim!
Fetva sorununu ayrıca yazacağım.
Ortadoğu 21. yüzyılda hangi kavramlarla şartlanmış, nasıl bir zihniyet dehlizinde debelenip duruyor, görüyor musunuz?
Türkiye’nin Fırat Kalkanı harekâtı işte bu kültürlerin katliamlar yaptığı bir coğrafyada gelişiyor.
Türkiye’nin desteklediği ÖSO, şimdi “kıyamet alameti” Dabık’a dayanmış durumda! Türkmenlerin Sultan Murat Tümeni Komutanı Ahmet Osman önceki gün “48 saat içinde Dabık’a girmeyi planladıklarını” söylemişti. Dün tümenin komutanlarından Ali Salih, IŞİD’in mayınına çarparak maalesef şehit düştü.
Dileyelim de bu, IŞİD’in istediği “çok kanlı” çatışmaların işareti olmasın.
O HADİS DOĞRU MU?
Diyanet’in yayınladığı 7 ciltlik bir “Hadislerle İslam” kitabı vardır. Güvenilir hadisleri merak edenler bu esere başvurabilir. Dün indeksini taradım, IŞİD’in kullandığı şekilde hiçbir hadis yok.
Sonra kitabın editörlerinden hadis uzmanı Prof. Mehmet Emin Özafşar’a sordum. Böyle “gaibten” bahseden hadislerin çoğunun Hz. Peygamber’in Hicret’inden sonraki üçüncü yüzyılda ortaya çıktığını, o zaman Naim bin Hammad’ın böyle hadisler yazdığını, kıyamet alameti diye çeşitli rivayetlerden bahsettiğini anlattı.
Bunlara “fiten ve melahim” denildiğini, hadis ilminde bunlara itibar edilmediğini, itibar etmemek gerektiğini anlattı.
Merhum Prof. Bekir Topaloğlu hocamız da bunlar için “literatür” tabirini kullanır, “hadis” bile demezdi.
HIRİSTİYAN SİYONİZMİ
Tarihi bakımdan Hz. Peygamber zamanında Müslümanlarla Hıristiyanlar arasında büyük bir savaş olmadı. Hatta Kuran, Roma’nın yani Bizans’ın İran üzerine zafer kazanacağını Müslümanlara müjdelemişti.
IŞİD’in kullandığı türden rivayetlerin sonradan Bizans’la savaşlar döneminde ortaya çıkmış olması akla uygundur.
Hıristiyan Evangeliklerin de kıyamet yaklaştığında İsrail’in muazzam bir zafer kazanacağı şeklinde böyle “apokaliptik” yani kıyamet alameti saydıkları inanışları vardır. “Hıristiyan Siyonizmi”nin inançlarından biridir bu. (Timothy Weber, On The Road To Armageddon)
ACİL İHTİYAÇ
Sorun, böyle mistik, esrarengiz, apokaliptik, İslami deyişle “gaybi” kültlerin Ortadoğu psikolojisinde bu kadar etkili olması ve oluk oluk kan akıtmasıdır.
Ortadoğu’da, özellikle de Irak ve Suriye’de ister dini, ister etnik ve mezhepsel, bütün fay hatlarının Türkiye’de de unsurları vardır. Din dilinin birleştirici, barışçı ve mutedil olması, siyaset dilinin öfke yerine rasyonalizmi yükseltmesi...
Buna sadece gelecek için değil, acil sorunları çözmek için de ekmek-su gibi ihtiyaç var.
Fırat Kalkanı operasyonunun da mutlaka başarılı olması gerekiyor.
Yarın devam edeceğim.
Paylaş