Paylaş
İnönü bir değil birkaç defa gitmek istedi. Hatta Başbakan Celal Bayar ve Meclis Başkanı Kazım Özalp, Dolmabahçe’de Atatürk’ün nabzını yoklamışlar, böyle bir ziyaretten memnun olacağını öğrenerek İnönü’ye bildirmişlerdi...
Buna rağmen İnönü ziyarete gitmedi, gidemedi.
Çünkü İnönü’nün bir ‘faili meçhul’ suikasta maruz kalacağı yolunda kuvvetli şüpheler vardı. Hatta ‘İnönücü’ Refik Saydam, “Trenin önüne yatarım, sizi göndermem” diye itiraz etmişti. Mareşal Fevzi Çakmak, İnönü’yü bir suikasttan korumak için Pembe Köşk’ü askeri kordon altında tutuyordu!
‘Gizli polis’ işlemleri
Herkes biliyordu ki, ordunun ve partinin kabul edebileceği, “muhaliflerin” de benimseyeceği tek toparlayıcı isim İsmet Paşa’dır. Fakat polisi elinde tutan Şükrü Kaya ile diplomasiyi elinde tutan Tevfik Rüştü ve çevresi İnönü’ye karşıdırlar.
İçişleri Bakanı Şükrü Kaya özellikle önemlidir. Kazım Karabekir’in evinin basılıp “İstiklal Harbimizin Esasları” adlı kitabının yakılmasında, Karabekir’de ve Rauf Orbay’da suikast şüphesi yaratan ‘derin’ işlerde Şükrü Kaya’nın parmağı vardır. 1930’ların ortalarında yaşanmış bu olayları Karabekir ve Rauf Orbay anılarında yazmışlardır. Sadece onlar değil, İnönü’nün kendisinin Faik Ahmet Barutçu’ya anlattıkları da bu olayları doğrulamaktadır: İnönü, Şükrü Kaya’yı sert sözlerle azarlamış, gidip Atatürk’e şikayet etmiş, suikast şüphesi yaratan ‘sivil polis’ler Atatürk’ün emriyle geri çekilerek olası vahim gelişmeler önlenmişti.
İnönü, Defterler’inde de “Şükrü Kaya... eski muhalifleri çok ayıp ve şiddetli bir surette tâzip ediyor (azap veriyor)” diye yazmıştır. İnönü reisicumhur olduğunda ilk işi Şükrü Kaya ile Tevfik Rüştü’yü uzaklaştırmak olmuştur; iyi de yapmıştır.
Onlar bunu bildiklerinden İnönü’yü engellemek için çok uğraşmışlardı.
İnönü’yü kimler destekledi?
Atatürk’ten sonra orduya, Tek Parti’ye, polise söz geçiremeyecek dirayetsiz biri cumhurbaşkanı olsaydı, neler olurdu bilinmez. İnönü’nün cumhurbaşkanı olması, dönemin şartlarında en akılcı davranıştı.
Fevzi Çakmak İnönü’yü desteklemiştir... Başbakan Bayar İnönü’yü desteklemiştir. İnönü, Defterler’inde Celal Bayar’dan “Kendini fitneye ve hırslara kaptırmamak ahlak ve zekasını göstermiştir” diyerek övgüyle bahseder.
Ağır bir gizli polis baskısı altında yaşayan Kazım Karabekir ve Rauf Bey gibi Milli Mücadele kahramanlarını İnönü yüksek sorumluluk mevkilerine getirerek itibarlarını iade etmiştir. Böylece Cumhuriyet’teki olası bir çatlağı yapıştırmıştır.
Takrir-i Sükun dönemi veya 1950’lerden söz açılsa İnönü’nün eleştireceğim çok yönü vardır. Bunun yanında İnönü’nün çeşitli kritik olaylarda itidalli ve birleştirici davrandığı da bir gerçektir. Keşke ölmeden önce Atatürk’le görüşebilseydi; bir ihtimal Karabekir ve Rauf Bey’in de görüşüp barışmaları mümkün olabilirdi. Çok da iyi olurdu.
Tarihi takım tutar gibi ak-kara diye değil, böyle bütün renkleriyle görmezsek günümüz için dersler çıkarabilir miyiz?
Benim çıkardığım ders, itidal her şart altında iyidir.
Paylaş