HSYK nereye?

İlçedeki yüzlerce hâkim ve savcıya davet yapıldı. Öyle davetiye gönderip isteyen buyursun diyerek değil. A-4 kâğıtlarına yazılmış hâkim ve savcı listeleri, hâkim ve savcıların odalarına gidilerek dolaştırıldı, katılacağım veya katılmayacağım diye imzaları alındı.
Böylece katılım kontrol edilmiş de oluyor.
Katılacak olanlar için lojmanlardan otobüs kaldırılacağı, toplantı bittikten sonra hâkim ve savcıların tekrar otobüslerle lojmanlarına götürüleceği de bildirildi.
Adalet Bakanlığı bürokratlarının desteklediği bu toplantılar, HSYK seçimlerinde Yargıda Birlik Platformu (YBP) listesine oy toplamak için yapılıyor. İşin içinde bakanlık olunca, elbette hâkim ve savcıların büyük çoğunluğu toplantılara katılıyor, katılmazlarsa “yanlış anlaşılmaktan” çekiniyorlar çünkü.

SEÇİM FAALİYETLERİ

Epey bir süredir Adalet Bakanlığı seferber. Müsteşar, müsteşar yardımcıları, diğer yüksek bürokratlar çok defa bizzat katılıyor bu toplantılara. Daha önce de yazmıştım, İstanbul’da düzenlenen bin kişilik iftarda müsteşar, hâkim ve savcılara “17 ve 25 Aralık operasyonlarının soruşturma değil darbe olduğunu” anlatmıştı.
Son zamanlarda Adalet Bakanlığı tarafından “Stratejik Plan Tanıtımı” için Anadolu’ya bürokratlar gönderiliyor, bu vesileyle hâkim ve savcılarla toplantılar yaparak YBP’ye oy verilmesini istiyorlar. Halbuki “Stratejik Plan” 2009’da yapılmış, hâkim ve savcılara anlatmak gerekçesiyle bakanlık o zaman Anadolu’da böyle toplantılar düzenlememişti. Şimdi, aynı “Stratejik Plan”da bazı revizyonlar yapıldı diye, bürokrat heyetleri Anadolu’yu dolaşıyor ve bu vesileyle toplantılar yapıp HSYK seçimleri için YBP’ye oy verilmesini istiyorlar.
YBP adayları 3 Eylül’de Başbakan Sayın Davutoğlu’nu ziyaret ettiler, hâkim ve savcılara vaat ettikleri maaşlara zam ve sicil affını istediler, 9 Eylül’de Adalet Bakanı Sayın Bozdağ hâkim ve savcı maaşlarına seyyanen 1155 lira zam yapılacağını, sicil affının da çıkarılacağını açıkladı.
YBP’nin “kudret”ini görüyor musunuz?!
Yargıtay, Danıştay ve HSYK gibi kurumlar dahi 2006’dan beri hâkim ve savcılara hükümetten böyle bir zam alamamıştı!

TARAFSIZ BİR HSYK

Bakanlığın HSYK seçimlerine böylesine karışması kuvvetler ayrılığı ilkesine de yargı etiğine de aykırıdır. “Paralel yapı” sorunu, HSYK’yı Bakanlığın bir genel müdürlüğü haline getirmek için kullanılıyor. HSYK Kanunu’nda ve Adli Kolluk Yönetmeliği’nde yapılan değişikliklerde de bu görülmüştü zaten.
Yargının üstünde “paralel” kuşkularını gidermenin yolu, yargının üstüne ağır bir iktidar gölgesi düşürmek değildir.
Benim temennim, 12 Ekim’deki HSYK seçimlerinde iktidar hizbinin de muhalefet hizbinin de Cemaat hizbinin de “liste olarak” kaybetmesidir. Listelerden ve bağımsız adaylardan, hukukçu kimliğiyle saygınlık kazanmış, siyasi ve itikadi görüşlerinin üstünde hukuka değer veren, yargı bağımsızlığını savunacak karma bir kurulun sandıktan çıkmasıdır.
Bu ilkeyi yıllar önce de yazmıştım:
“Kurulların tarafsızlığı ancak üyelerinin tek kaynaktan değil, değişik kaynaklardan gelmesine, çeşitli sorumluluk duygularının kurulda temsil edilmesine bağlıdır. ‘Tek görüşlü’ kurullar asla tarafsız olamaz!” (Milliyet, 17 ve 18 Temmuz 2009)
Unutmayalım ki, “yürütme erki” zaten HSYK’ya 7 üye gönderecektir! “Yargı erki”nden gelecek üyeler hiçbir hizbin, grubun, topluluğun “adamı” olmadan, bireysel vicdanıyla hareket edecek üyelerden oluşsun, yargı bağımsızlığını, hâkim ve savcıların onurunu savunacak çoğulcu bir HSYK oluşsun.