Felsefesi olumlu

BAŞBAKAN’ın açıkladığı demokratikleşme paketini prensip olarak olumlu buldum fakat cemevleri niye yok diye de tepki duydum.

Haberin Devamı

Sonra, Bekir Bozdağ ve Hüseyin Çelik, Alevi açılımıyla ilgili çalışmaların devam ettiğini açıkladılar.
Alevi sorunu hakkında devletin hafızasında yeterli birikim vardır; Devlet Bakanı Faruk Çelik dönemindeki çalışmalar ve Alevilikle ilgili ciddi akademik araştırmalar mevcuttur. Keşke bu paketle birlikte ve tatminkâr bir içerikle Alevi vatandaşlarımızın talepleri karşılanmış olsaydı.
Bunu not ettikten sonra, paketin felsefesini olumlu bulduğumu belirtmeliyim: Paket hem “reformist”tir, hem “ihtiyatlı”dır.
Elbette herkes “şunlar eksik” diye uzun listeler çıkarabilir. Fakat hassas konulardaki reformların içeriği açık artırmayla tespit edilecek değildir; siyasi şartlar ve toplumun genelinde kabul edilebilir olmasına da dikkat edilecektir. “İhtiyatlı” dediğim bu.
Hem reformist hem ihtiyatlı olmak, Edmund Burke’den beri muhafazakâr felsefenin temel bir ilkesidir.

Haberin Devamı

DEMOKRASİ VE SİLAH

BDP’li Gülten Kışanak, paket için “Beklentilerimizin hiçbirine yanıt vermiyor” diyerek tepki gösterdi. Demokrasi yolunda Türkiye epey mesafe kat ettiği halde, PKK-BDP çizgisindeki politikacılar hiçbir gelişme için memnuniyet ifade etmediler, daima talep çıtalarını yükselttiler.
Evet, gelişmiş demokrasilerde etnik kimliklerle ilgili özgürlükler ve yerel yetkiler çok daha geniştir.
Fakat bu duruma “silah bırakarak” gelinmiştir. İngiltere de İspanya da bugünkü duruma böyle geldi.
Kandil ise bir defa olsun herhangi bir aşamada “silah bırakmanın” lafını bile etmediği gibi, “sınır dışına çekilme”yi, daha doğrusu çekilmemeyi nasıl yaptığı da ortadadır.
BDP, Ceza Kanunu’nda değişiklikler yapılmasını, Terörle Mücadele Kanunu’nun da tamamen kaldırılmasını istiyordu. Pakette yok bunlar.
Fakat örgüt silahlı tehdidini sürdürürken, devlet terörle mücadele için belirlenmiş hukuki araçlarından nasıl vazgeçecek? Örgütün terörden vazgeçmesi, en azından silah bırakacağının tespit edilmiş olması gerekmez mi?
Başbakan da “hak ve özgürlük taleplerinin şiddet ve silahın dışlandığı bir ortamda, siyasetin meşru araçlarıyla dillendirilmesi ve siyasi mücadelenin de siyasi zeminde verilmesi” gerektiğini belirtti haklı olarak...
Demokratların bu konuda eleştirmesi gereken taraf, Kandil’dir. Kürt meselesi sadece devletin değil, örgütün de demokratikleşmesiyle, doğal mecrasına girerek çözülebilir.

Haberin Devamı

ANADİL VE EĞİTİM

Anadilde eğitim talebine karşılık pakette özel okul formülü kabul ediliyor. Bu son derece önemlidir, hatta “anadilde eğitim” konusunda “ihtiyatlı” bir adımdır. Fakat BDP, aynı “maksimalist” tavrıyla, ufak bir memnuniyet bile göstermedi.
Pakete göre, hangi dil ve lehçelerin özel okul konusu olacağına Bakanlar Kurulu karar verecek. Müfredatın Milli Eğitim’ce düzenlenmesi ve belirli derslerin “ortak dil” olan Türkçe yapılması tabiidir. Ortak dilin çok iyi öğretilmediği bir demokrasi yoktur.
Madem böylesine “ihtiyatlı” olmak lazım, ne gerek var reformlara?! Hayır, bu da yanlış. İyi niyetli geniş vatandaş kitlelerinin kazanılması için reformlar lazımdır.

Haberin Devamı

KAMUDA TÜRBAN

Düzenlemeyi olumlu buluyorum. “Asker, hâkim, savcı ve emniyet görevlisi”nin istisna tutulması, yani onların bilinen üniforma ve resmi kisvelerinden başka bir kıyafet unsuru taşıyamayacak olması, normalden öteye, görevlerinin zorunlu gereğidir.
Siyasi, itikadi, kültürel ya da hayat tarzı itibariyle tercihini belli eden devlet memuru olabilir; gelişmiş demokrasilerde partilere üye olabiliyorlar. Paket bu imkânı da getiriyor.
Asker, hâkim, savcı ve polis ise partili olamayacağı gibi özel bir kıyafeti de olamaz.
Türkiye’de türban sorunu çözülmüştür.
Diğer düzenlemelerin çok tartışma konusu olacağını sanmıyorum. AKP’nin seçim sisteminin değişmesi gereğini nihayet kabul etmiş olması sevindiricidir. Benim tercihim barajın yüzde 5’e indirilmesidir. Parti içi demokrasiyi geliştirecek düzenlemeler de artık gündeme getirilmelidir.

Yazarın Tüm Yazıları