Paylaş
ADALET ve Kalkınma Partisi yarın seçim beyannamesini açıklayacak, bu konuda benim birkaç önerim var.
Gecikmiş sayılmam, hemen beyannameye ilave edebilirler. Çünkü önereceğim hususlar, 2001 tarihli parti programından alınmıştır, kesip yapıştırmak bile mümkündür.
AK Parti’nin “kuruluş ilkeleri”nden yahut “fabrika ayarları”ndan uzaklaşarak AKP haline geldiğini bazı partililer tarafından bile ifade ediliyor ya, o ilkeleri yeni seçim beyannamesine koymak bu açıdan da yararlı olabilir.
TEMİZ SİYASET
AK Parti’nin 2001 tarihli ve halen yürürlükte olan programında şöyle deniliyor:
“Siyasetin kirlenmesini önleyen yasal düzenlemeler yapılacaktır. Siyaset bir rant aracı görüntüsünden kurtarılacaktır.”
Bugünkü Türkiye’de de bu ilkeyi hatırlamak ve seçim beyannamesinde vurgulamak gerekmiyor mu?
On dört sene önceki programda şu satırlar da vardı:
“Milletvekili ve bakanların yargılanmaları önündeki anayasal engeller kaldırılacak; dokunulmazlık (...) milletvekillerinin Meclis çalışmalarındaki oy ve sözleriyle sınırlandırılacaktır.”
Fakat AKP 2014’te çıkardığı “yapboz kanunları”yla yolsuzluk soruşturmalarını neredeyse imkânsızlık derecesinde zorlaştırdı. Bırakın dokunulmazlıkları sınırlandırmayı, somut dosyalarda bile dokunulmazlıkların kaldırılmasını Meclis’te engelledi.
Bir AKP’li çıkıp “2001’de yanlış yazmışız” diyebilir mi? Madem bu ilke doğru, seçim beyannamesine de konulması gerekmez mi?
YOLSUZLUKLA MÜCADELE
Partinin 2001 tarihli programında “ülkemizin yolsuzluk kıskacında” olduğu vurgulanarak şöyle deniliyor:
“Kamu gücünün kötüye kullanılması sonucu ortaya çıkan yolsuzluklar başta olmak üzere, her türlü yolsuzlukla mücadele partimizin öncelikli politikaları arasında olacaktır.
Yolsuzluklarla mücadele için kapsamlı bir program hazırlanıp derhal uygulamaya konulacaktır. Kamu yönetiminde şeffaflık ve ihale mevzuatının yeniden düzenlenmesi bu program çerçevesinde ele alınacaktır...”
Bu ilkenin yarın açıklanacak seçim beyannamesinde de aynen yer almasını kim istemez?!
Davutoğlu’nun “yolsuzluğa karşı strateji”den bahsettiği, “nepotizm ve kayırmacılık”tan yakındığı bilinmektedir. Bunlar da somut ifadelerle beyannameye yazılmalıdır.
DENETİM SORUNU
AK Parti’nin kuruluş programında hakikaten değerli ilkeler vardı. Mesela “Sayıştay denetimi”nin önemi vurgulanıyordu hatta parlamentonun gerek gördüğünde şu veya bu kamu kurumu hakkında “Sayıştay’a denetim yaptırma yetkisi” savunuluyor, bu yönde kanun çıkarılacağı belirtiliyordu.
Fakat tam aksine, AKP hükümeti 2012’de Sayıştay’ın denetim yetkisini ve parlamentoya rapor vermesini kısıtlayan bir kanun çıkardı, Anayasa Mahkemesi bu kanunun bu yöndeki maddelerini oybirliğiyle iptal etti! (Karar No.2012/207)
İktidarın 2001 tarihli parti programında Sayıştay denetiminin önemini vurgulaması... Fakat 2012’ye gelindiğinde Sayıştay’ın mevcut denetimini ve Meclis’e rapor vermesini bile sınırlayan bir kanun çıkarması ve AYM’nin bunu iptal etmesi!
Hukuk fakültelerinde ders olarak okutulması gereken bu fevkalade önemli AYM kararını inceleyen vicdanlı AK Partililer de partilerinin kuruluş ilkelerinden nasıl uzaklaştığını göreceklerdir.
Prof. Davutoğlu, Cevdet Paşa’nın “devlet-i muntazama” kavramını iyi bilir; Tanzimat reformlarının amacı olan ‘düzenli işleyen devlet’ demektir bu.
AK Parti programından bu yöndeki birkaç maddeyi hatırlatmak istedim. Bakalım, seçim beyannamesinde görebilecek miyiz?
Paylaş