Paylaş
Fotoğrafı, bir de o arkadaşlarının gözünden görmesi ve onlardan çözüm önerilerini istemesi dahi çok şeyi anlatıyor.
Daha ötesi toplantı, iktidarın Kürt sorununa bakışında bazı yeni yaklaşım ve söylemlere de yol açacak gibi.
Toplantı içeriğine bakarak, ne gibi değişiklikler olabileceğine yanıt arayalım.
DEĞİŞEN TANIMLAR SORUN
MİLLETVEKİLLERİ, PKK’ya Zerdüşt eleştirisi getirilmesinin yanlışlığını anlatınca Erdoğan özetle şunu dedi:
“Mağaralarda yapılan ayinleri gösteren belgeler nedeniyle onu söyledim. Bunda Kürt kardeşlerimizi incitecek bir kastım asla olmadı, olamaz.”
Milletvekilleri, bölgede kayda değer bir Zerdüşt varlığından söz edilemeyeceği için bu söylemin halkta rahatsızlık yarattığını tekrarladılar.
Başbakan, bu söylemi bir daha kullanmayacağı yönünde işaret verdi.
Milletvekilleri, 2005’de Diyarbakır’da “Kürt sorunu” demiş bir Başbakan’ın bugün, “Kürt sorunu yok, Kürt vatandaşlarımızın sorunu var” demesinin kabul bulmadığını, aynı durumun ‘açılım’ için de geçerli olduğunu anlattılar.
Onlara göre, “Kürt açılımı” diye kabul görmüş bir projeye sonradan, “Milli Birlik ve Kardeşlik” adı verilmesi halkta küçümsenme duygusu yaratmıştı. Doğrusu ise projeye daha baştan, “Demokratik Açılım” adı verilmesiydi.
Bu eleştiri konusunda orta yol bir söylemin geliştirileceğini düşünebiliriz.
Erdoğan, “Siz ve bazı bakanların bazı söylemleri milliyetçi” eleştirisini ise onaylamadı; aksine, “Söylemleri BDP’den tamamen ayrıştırın” uyarısı yaptı.
FOTOĞRAFIN YANLIŞI DOĞRUSU
MİLLETVEKİLLERİ, Başbakan’a fotoğrafın tam olarak aktarılmadığı kanısındaydı.
Onlara göre örneğin; Beşir Atalay dahi içişleri bakanıyken, bir Hakkâri gezisi ardından, önemli bir durumun olmadığını, halkın PKK’ya desteğinin azaldığını, sokaklarda rahatça dolaşıp 500 kişiyle toplantı yaptığını söylemişti.
Atalay’ı dinleyen bir milletvekili de, “O 500 kişi sivil giyinmiş polisti, orada vatandaş yok” diye laf atmak zorunda kalmıştı.
Bir genel başkan yardımcısı da öyle pembe bir tablo çizmişti ki, Erdoğan’ın kendisi, “Bu kadar da olamaz” diye tepki vermişti.
O nedenle kendilerinin dinlenmesi Erdoğan’a daha doğru bir fotoğrafın gösterilmesi anlamına geliyordu.
Fotoğraf üzerindeki doğru teşhis ise şöyle özetlendi:
“Hak ve özgürlük reformları, PKK söyledikten sonra değil, önce yapılmalı.”
Örnek olarak da GAP TV kuruluş süreci verilip Özal’ın şu sözleri anımsatılıyor:
“Teknoloji çok gelişti. Her yerden TV yayını yapılabilir. Halka doğruları anlatmak için Kürtçe yayın yapan bir kanal kurmakta büyük yarar var.”
Özal’ın bu uyarısına rağmen GAP TV projesi için epey beklendi, ama o sözlerden 2-3 ay sonra ROJ TV yayına başladı.
* * *
ARINÇ’IN MAHCUBİYETİ: Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, evli ve çocuk sahibi CHP Milletvekili Aylin Nazlıaka’dan, ‘Kendisiyle ilgili bir organını nasıl açıkça konuşabilir’ diye utanıyormuş. Üstüne üstlük ‘mahcup biri’ olarak da, ‘Zarif bir hanımefendinin ikide bir dönüp ona bakmasından sıkılıyormuş’. Ne hazin, AKP’den ‘HÂLÂ’ tek bir ses çıkıp, “Bu sözler ne demek” diye soramadı!
Paylaş