Yeni yılda böyle devam etse

Bazıları görüşmeleri sadece ‘Başbakan’dan Kılıçdaroğlu’na sucuk golü’ düzeyine çekti; örneğin Kılıçdaroğlu’nun, 132 kurum bütçesinin ilk kez Sayıştay raporu olmadan tartışılmasını gündeme getirmesini hiç görmedi.

Oysa, Kılıçdaroğlu’nun bağırıp çağırmadan yaptığı konuşma ve içeriği CHP tabanında oldukça sempati kazandı.

Bunları geçelim; ama sevindirici olan liderlerin, hakarete varan söylemden uzaklaşmış olmasıdır.

Umarız bu düzey, yeni yılda yeni bir başlangıcın ayak sesleri olur.

AVANTAJLAR İÇİN UZLAŞMA

DÜZEYDEN memnun olanların başında TBMM Başkanı Cemil Çiçek var.

O da Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını üslup ve içerik olarak iyi bulanlardan.

“Sert konuşmadan da meram anlatmak pekâlâ mümkün” diyen Çiçek, muhalefetin her iyi performansını demokrasi adına kazanım görüyor.

Muhalefeti ‘demokrasinin oksijeni’ diye tanımlayan; güçlü muhalefeti, darbeleri engellemek de dahil demokrasilerde çok şeyin güvencesi sayan Çiçek, geçmişteki sıkıntının kaynağını da burada görüyor.

O nedenle iktidar-muhalefet ilişkisine yönelik şu değerlendirmesi önemli:

“Çok ciddi risk ve avantajları birlikte yaşayan Türkiyemizin, riskleri yok edip avantajları yakalaması için ilk ihtiyaç, diyalog ve uzlaşmadır.”

Bu sözleri, 25 yıllık parlamenterlik yaşamında sıra kapaklarına tek kez vurmamış, sadece bir kez (Süleyman Demirel’e) laf atıp sonra da üzülmüş biri söylediği için normal görülebilir; ama şu gerekçesi haksız mı?�

“Bir: Kürsüdeki konuşmacıya laf atmak riskli bir iş. Öyle bir cevap alırsın ki çok zor durumda kalabilir, büyük mahcubiyet duyabilirsin. İki: Hadi bunu geçtim, ama yerli yersiz laf atmak, emin olun siyasete bir şey katmıyor. Aksine siyaseti de kamuoyunu da çok olumsuz etkiliyor.”

BİR ADIM DA BELKİ SENEYE�

MECLİS, performansıyla topluma her açıdan öncülük edecek yegâne mekân.

Çiçek’in söz ve uygulamalarını bu açıdan da önemsemeli.

Kabul; cemevleri konusunda pek kabul bulmayan, epey eleştiri alan gerekçeler yazmış bir Meclis’le karşı karşıyayız.�

Ama konuya Çiçek cephesinden bakınca, bir sıkışmışlık durumu görüyoruz.

Yoksa mutabakat olasılığı halinde ilk adımı atmaktan çekinen biri değil.�

Bu noktada hükümetin yaklaşımı her zaman yaşamsal önem kazanıyor.

Örneğin, Çiçek böyle bakmıyor ama, Sünni Müslüman vatandaşının tüm sorunlarını bir günde çözen, sıra Alevi Müslüman vatandaşına gelince zoraki kaz adımı atan bir hükümet görüntüsü sıkıntı kaynağıdır.

O nedenle iktidar üyesi olduğu için Çiçek’in her adımı dikkat çekiyor.

Meclis’te Alevi iftarının yolunu açmasına böyle bakmalı.

TBMM’de açılan bu yol Çankaya Köşkü’nde de yankı bulabiliyor.

Gelecek yıl Çiçek, böyle bir iftara ev sahipliğini bizzat üstlenerek de yeni bir adım atabilir, ama sorun sadece onun adımlarının yeterli olamaması.