Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Yağan cezalar ve siyasi vicdan

BOTAŞ’ta yapılan ‘Mavi Hat Operas- yonu’nda yargılama bitti; Türkiye’nin çok önemli işadamlarıyla bürokratları onlarca yıl hapis cezası yedi.

Haberin Devamı

Bu davanın merkezinde yer alan kişi, 53 yıl ceza alan, BOTAŞ’a bekçi olarak girip, sonradan Ankara’nın lüks caddesinde büro açıp siyasetle çok sıkı fıkı ilişki kuran, küfürsüz konuşmayan bir iş takipçisiydi.
Aynı şirket ve isim odaklı ‘Beyaz Enerji’ davasında da yine pek çok işadamı ve bürokrat mahkûm oldu.
‘Beyaz Enerji’nin aksine ‘Mavi Hat’ta cezaların, ‘cebir ve şiddet’ kullanıldığı anlamına gelecek şekilde üst sınırdan verilmesi gibi hukuki tartışmaları Yargıtay aşamasının önemine işaret ederek bir kenara koyuyorum. Ancak 2005 yılından beri bu operasyonları pek çok kez bu köşeye taşımış bir gazeteci olarak, bugün konunun farklı bir yanına, siyasi boyutuna eğileceğim.
İsim vermeyeceğim, çünkü sorun isim değil zihniyette.

BAKANLARIN VİCDAN HESAPLAŞMASI

Haberin Devamı

O yazılarımda, ülkenin önemli işadamlarının -ki aralarında çok önceden ve sonradan yakından tanıdıklarım da var- böylesi bir iş takipçisiyle ilişkiye geçmesini çok yadırgadığımı da belirttim; hâlâ da aynı inançtayım.
Tamam, hepimiz bu iş takipçisine kızıp işadamlarını yadırgamaya devam edelim, ama böylesi bir ilişki ağının kurulmasında köprü olanlar ne olacak?
En başta da bilgi ve birikimine bakmadan, sırf ‘yakınım’ diye ‘zaaflı ve zayıf’ bürokratları atayarak onları yem haline getiren, kurulan kirli ağ gözleri önünde güçlenip serpilirken gereğini yapmayan bakanlar...
O günün dev kuruluşlarından BOTAŞ’la, hem ilgi hem de bilgi anlamında ilişkisi kurulamayacak özel kalem müdür yardımcısını genel müdür vekili yapan bakan, bu bürokratın 50 küsur yıl hapis cezası alması karşısında acaba nasıl bir vicdani hesaplaşma yaşadı?
O iş takipçisinin, ‘umre seferleri düzenlemek de dahil’, bürokratlarla kurduğu ağ hakkında arkadaşlarından gelen uyarılarını duymazdan gelen, yakınında duracak kadar cesaret bulmasına göz yuman, mecbur kalınca da soruşturma emri veren bir diğer bakan, şimdi huzur içinde midir?

OKEY MASALARI İFTAR SOFRALARI

Emrindeki polis, operasyon başlatmışken dahi o büroda görünmekten çekinmeyen bir bakanla; onun haleflerinden, büronun ve orada kurulan okey masasının müdavimleri arasında yer alan, iş takipçisini ‘vefa için’ cezaevinde de ziyaret edip desteğini sürdüren, bugün vicdanen rahat mı?
O büroda kurulan okey masası ve iftar/sahur sofrası etrafında oturan o günün bazı AKP yöneticileri de umalım bugün başlarını elleri arasına almış olsunlar.
Çünkü, o büroyu güçlü kılan en büyük etken bu siyasi ziyaret ve temaslardı. Bütün bunlar geride kaldı, deyip susmak da mümkün değil, çünkü siyasilerin bu tür bağları farklı tarzlarda sürmekte.
İlişkinin ortaya çıkması ise kimin dinlenip, kimin dinlenmediğine bağlı!
Başta Başbakan Erdoğan, tüm liderler de buradan dersler çıkarmalı. Örneğin, milletvekili transferleri siyasetin kanayan yaralarındandır; bu operasyonlarla özdeşleşmiş iki vekil de AKP’ye transfer olanlardı. Son olarak, operasyonu başlatan dönemin Organize Suçlarla Mücadele Başkanı Hanefi Avcı için o günlerde çokça, “Bileti kesilecek” dendiğini ve bugün Avcı’nın ayrı bir gerekçeyle cezaevinde 4. yıla girdiğini de anımsayalım.

Yazarın Tüm Yazıları