Paylaş
İlk hedef gözü yerinde korumak, sonra ışığı fark edebilmek, umut da yüksek.
Sağlık çalışanlarıyla ilgili haberlere geçince, bir yandan, “İyi haberler var” diyeceğim, diğer yandan “Beklentiyi yüksek tutmayın” uyarısı yapacağım.
STÖ’LERE KUŞKULU BAKIŞ
YENİ bakan Mehmet Müezzinoğlu, selefi Recep Akdağ’ın başlattığı Sağlık Çalışanı Hakları ve Güvenliği birimini daha etkin kılarak korumak niyetinde.
Örneğin dün Denizli’de, Dr. Soner Er’e yönelik saldırının ardından, sadece İçişleri Bakanlığı değil, Dr. Er’in annesi olay yerinde olduğu için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da harekete geçirildi.
‘Beyaz Kod’ uygulamasıyla ilgili yakınmalar gözden geçirilip, şiddet gören sağlık çalışanına hukuki her desteğin en kısa sürede verilmesi hedeflenecek.
Sağlık çalışanları hakkındaki şikâyetler, işleme konulmadan önce titiz bir ayrıştırmaya tabi tutulacak, imzasız mektup ve sahte adresli mail’ler elenecek.
Şiddet konusunda Müezzinoğlu’na şu uyarıyı da yapmak isteriz:
Sağlık çalışanları, hasta haklarıyla ilgili sivil toplum örgütlerinin bakanlıkla ilişkisini kuşkulu buluyor, o örgütlerin sert eleştirilerini sadece sağlık çalışanlarına yöneltip bakanlık yönetimine tek laf etmemesine dikkat çekiyorlar.
Doktorların, “Siyasiler, halkı bize karşı kışkırtma ile eleştiri arasında denge kuramıyor” görüşü de yerinde duruyor.
‘ELİT’E İADEİİTİBAR
SAĞLIK çalışanlarının gelirinin tümü emeklilik maaşına esas tutulmuyor.
Bakanlık bu önemli sorunun farkında ve bir arayış içinde, taban aylığını yükselten bir formül üretme olasılığı epey güçlü.
Böylece, performans ve döner sermaye gelirinin tümü, emeklilik primine esas yapılmasa dahi, mevcut uygulamadaki üst sınıra ulaşmanın yolu açılacak.
Tam Gün Yasası’nda yeni bakan da geri adım atmayacak, ancak haklı bulunan bazı tepkilerin gereği yerine getirilecek.
Bu anlamda en önemli düzenleme, dün “elit” diye eleştirilip dışlanan doktorların hastanelere yeniden dönüşünü sağlamak için yapılacak.
Hani, ‘elit’ sözcüğüne artık olumlu anlam yüklenecek, o doktorlara bir nevi iadeiitibarda bulunulacak, dense yeridir.
Çünkü görüldü ki, tıpta ‘elit’ sözcüğü, hem el becerisi hem de bilgi birikimi bakımından, özel yetenek sahibi olmak anlamına geliyor.
Mesleki ilerlemenin temeli görülen o ‘elitleri’ hastanelerden uzaklaştırmak, hastanın doktor seçme hakkına büyük bir darbe anlamına geldiği de açık.
E-reçete uygulamasında değişiklik beklenmiyor, ancak doktorların sistemle ilgili uyarıları daha çok dikkate alınacak gibi.
Örneğin, ilaç yazımı için mevcut durumda, sisteme tanıdan girmek şart, oysa bazı hastalıklarda tanı belirtmeden başka bir ilacı yazmak gerekebiliyor.
Doktorları davalardan korumak için bu konuda da çalışma yapılacak.
Paylaş