ENERJİ ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bünyesinde yürütülen operasyon siyasete dayalı, akıl almaz ‘büyüme’ öykülerine bir yenisini daha kattı.
Operasyon nedeniyle tutuklanan müteahhit İbrahim Selçuk’a ait bu öykü, 10 yıl kadar önce, kendisinin ANAP’lı siyasetçiler tarafından BOTAŞ’a güvenlikçi olarak yerleştirilmesiyle başlıyor.
Kiminle, nasıl ilişki kuracağı konusundaki üstün yeteneği ile kısa sürede yol alan Selçuk, bu işle yetinecek biri değil; küçük çaplı işlere giriyor, biraz para kazanıyor.
Daha sonra (bugün de öyle) ne iş yaptığı pek belli olmasa da iyi para harcadığı görülüyor.
Bu arada ANAP’ta da ilerliyor; kongre delegesi, Ankara il başkan yardımcısı oluyor.
TAŞAR’IN YAKIN DOSTU
Tutum ve davranışı ANAP’ta bazılarının tepkisini de çekiyor.
Hiç değilse kongre delegesi olmaması için tavır koyan bu kişiler, Mustafa Taşar’ın baskısı sonucu Genel Başkan Mesut Yılmaz’ın devreye girmesi üzerine, çaresiz kalabiliyor.
Çünkü Taşar, Selçuk’la ilişkilerini o kadar ilerletmiştir ki; müdavimi olduğu saunaya onsuz adım atmıyor, Selçuk aracılığıyla, Yılmaz’a karşı adayların çıktığı kongrelerde zeka ürünü operasyonlar gerçekleştirmenin keyfini yaşıyor.
Selçuk da ilişkiler ağını önceliği Enerji Bakanlığı’na vermek üzere, pek çok bakanlığa yaymayı beceriyor.
Eğitim düzeyi yüksek olmasa da ‘sempatik’ tutumu kendisini yükselen değer haline getiriyor.
Selçuk, yükselen değerleri de hemen görüyor; cezaevinde bulunduğu sırada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı ziyarete gittiğini duyurmaktan keyif alıyor.
Görüşüp görüşmediği dahi belli değil; ama öyle inandırıcı davranıyor ki, AKP iktidar olunca temasa geçtiklerini hemen ilişki ağına dahil ediyor, ‘daha başarılı işler’ yapıyor.
MUHALEFETİ DE İHMAL ETMİYOR
AKP iktidarı ardından evini, bürosunu Ankara’nın en lüks mekánlarına taşıyan Selçuk’un harcadığı para için kimsenin aklına, ‘Ne iş yaptı da kazandı, kaynak ne?’ sorusu hiç gelmiyor.
Bürosu, AKP’li bakan, milletvekili ve bürokratların ana uğrak yerlerinden biri haline geliyor; iftar yemekleri veriliyor, dualar ediliyor, oyunlar oynanıyor, umre planlanıyor.
Bu arada Selçuk, Allah vergisi ilişki kurma ustalığını konuşturmaya devam ediyor.
Muhalefeti de ihmal etmiyor; bazı genel başkanlarla, milletvekilleriyle ilişki kuruyor.
Doğrusu burada CHP Genel Saymanı Mahmut Yıldız’ın adı öncelikle öne çıkıyor.
Selçuk, hayatını bizim Faruk Bildirici’ye anlatsa bitmeyen öykü olur.
Ancak, şu kesin ki; bu öykünün, ANAP’a faydası ortada, AKP’ye faydasını da görüyoruz.
Buna rağmen, Başbakan Erdoğan, Selçuk’un ilişkiler ağını sorgulamak yerine, ağı gündemde tutanları eleştirmeyi yeğliyor.
Oysa merak etmiyor mu; küfür ustası da olan biriyle, bakanlar, milletvekilleri, bürokratlar nasıl konuşur, ne konuşur, neden konuşur?