Paylaş
O nedenle ki, Türkiye’de her önemli konuda STK’ların en büyükleri, örneğin TOBB, hemen ortaya çıkar, ‘demokrasi’ söylemiyle ön alır.
Bunun örneklerini yakın zamanda da çok gördük.
Yeni anayasa dendiğinde TOBB hemen harekete geçti, ülkenin her yanında ‘katılımcı, demokrat anayasa’ için toplantılar düzenledi.
Maddi manevi her çabayı sergiledi; kimse de ‘gık’ demedi, aksine alkışladı.
Çözüm süreci dendiğinde de TOBB görevbaşı yaptı.
Diğer büyük STK başkanları ile birlikte TOBB başkanı da akil insanlar arasına girmekte hiç sakınca görmedi; çünkü, ülkenin barışa ihtiyacı vardı.
Barışın olmadığı ülkede demokrasi de olmayacağına göre haklıydılar.
MUHALEFETSİZ DEMOKRASİ
Ancak, bu örgütlerin her öne çıkışları iktidarın/güç sahiplerinin politikaları ile paralellik göstermesi, sanki iktidar ortağı algısı yaratması dikkat çekici.
Memur maaş pazarlığı masasına baktığınızda, işveren konumunda oturan bir STK başkanı görürseniz doğacak algı başka türlü olmaz.
Yüzbinlerce üyesi, hükümetin çıkardığı bir yasa ile ekonomik kıskaca sokulurken yaptığı tek şey TBMM’de yasa görüşmelerini izleyip ‘Elimden gelen bu kadar’ ile yetinen dev bir STK, hükümetin hoşuna gitmeyen eylemler söz konusu olunca “Üyelerimiz zarar görüyor” diye yeri yerinden oynatmaya kalkışırsa, sanki dikkat çekmez.
Oysa onların bu tutumları, iktidarları uyarma, doğruyu anlatma konusundaki görevlerini de mezara gömüyor.
Dün 28 Şubat sürecinde, güçten yana davranmak için bu görevlerini ihmal edip, yanlış konumlananların yarın da bugünkü politikaları üzerinden değerlendirileceği ortada.
Hele hele bu STK yöneticileri, perde gerisinde sık sık ‘Demokrasi ancak güçlü muhalefetle mümkün, aman dikkat’ tavsiyeleri yaparken iş başa düşünce, şu ya da bu kaygıyla, küçücük adım atmaktan çekinmeleri büyük tezat.
Çünkü, eğer muhalefetsiz demokrasi olmazsa, muhalefetin kendisini ifade edeceği kanalların da sonuna kadar açık tutulması şarttır.
KAYBEDEN DEMOKRASİ
O nedenle, TOBB’un son genel kurulundaki manzara hayal kırıklığıdır.
Eğer, iktidar isteği sonucu olan bir kararla bu zemin dahi muhalefete kapatılıyorsa, muhalefet kendisini nerede, nasıl ifade edeceği üzerinde herkes düşünmeli; bu konuda TOBB’un dahi eli kolu bağlanıyorsa vay ki vay demeli.
Yine de gözümü kapatarak bu STK’lar için ‘günün kurtarıldığını’, bazı yönetim kurulu üyelerinin yolunun açıldığını varsayalım. Ama yarın muhalefetle hiç mi diyalog, işbirliği ihtiyacı doğmayacak?
İşte o gün, muhalefetin kapıları çalındığında, içeriden ‘Buyur’ diyecek ses gelmezse kazanan demokrasi olmayacak.
O nedenle bu tür STK’lar, ‘Yarı kamu niteliği taşıdığımızdan iktidara yakın durmak zorundayız’ gerekçesine de sığınamaz; çünkü ‘demokrasi’ deniyorsa o yakınlığın bir sınırı olmalı.
Bugün dev STK’lar bu sınırı aştığı için küçükler hareket dahi edemiyor ve ortaya da neyi ne zaman yutacağı belli olmayan koca kara delikler çıkıyor.
TOBB’da yönetim ve Başbakan kazanmış görünebilir, ama demokrasi kaybetti.
TOBB’un tabanının bu kaybı görmediğini düşünmek ise saflık sayılmalı.
Paylaş