Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Orgeneral Özkök’ün AB ilgisi

YAKIN zamana kadar Avrupa Birliği çevrelerinden Türkiye’ye yönelen eleştirilerin başında ‘askerin konumu’ geliyordu.

Bugün, tümüyle ortadan kalkmış olmasa da, bu eleştirilerin yoğunluk derecesinin bir hayli aşağı indiği aşikár.

Ankara’da görev yapan AB ülkesi büyükelçilerinin, ‘AKP hükümetinin AB sürecindeki en büyük avantajlarından biri, Genelkurmay Başkanlığı koltuğunda Orgeneral Hilmi Özkök’ün oturuyor olmasıdır’ dediğini önceki yazılarımızda dile getirmiştik.

Orgeneral Özkök, seleflerine kıyasla çok daha güç bir görevle karşı karşıya. Çünkü, Milli Görüş geleneğinden çıkıp gelen ve TBMM’de Anayasa değiştirebilecek çoğunluğa sahip bir hükümetle çalışmak durumunda.

Şahsen kendisinin ve başında bulunduğu kurumun, işbaşındaki AKP hükümetinin laiklik konusundaki tutumuna dönük ciddi çekinceleri var.

Orgeneral Özkök, bir yandan laiklikten bir sapma olmaması için sistem içinde belli bir caydırıcılığı korumaya çalışırken, diğer yandan AB sürecini tehlikeye düşürebilecek adımlardan da kaçınmak durumunda.

Orgeneral Özkök, bu konuda dikkatli bir tutum izlemekle birlikte, -ancak- ‘bıçağın kemiğe dayandığı noktada’ sesini yükseltiyor.

Geçen ilkbaharda hükümetin imam hatipler konusundaki ısrarı karşısında uzun bir süre sabırla bekleyip, sonunda muhalefetini kayda geçirmesi bu çerçevede hatırlatılabilir.

‘TSK’DAN BÜYÜK DESTEK’

Orgeneral Özkök’ün AB’ye tam üyelik sürecini olumsuz yönde etkilememek için sergilediği dikkatli tutumdan hükümetin de memnun olduğu görülüyor.

Koalisyon hükümeti döneminde AB sürecinin zorunlu kıldığı bazı demokratik açılımların dahi Genelkurmay’dan anında sert tepkiler aldığı anımsandığında, bugünkü hükümetin memnuniyetini anlamamak mümkün değil.

Bugün ise AB dosyasıyla yakından ilgilenen, açıklamalarıyla AB çevrelerini de rahatlatan bir Genelkurmay Başkanı var. Orgeneral Özkök’ün son 30 Ağustos mesajında AB vizyonunu kuvvetle vurgulamış olması, bunun son örneği.

Bu durumu en iyi tespit edenlerin başında doğal olarak, ‘Genelkurmay Başkanımızın konuşmaları dışarıda da yankılar yapıyor’ diyen Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül geliyor.

Gül,
birçok reformu Silahlı Kuvvetler ile birlikte gerçekleştirdiklerini vurgulayarak, bu çerçevede Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği ile ilgili düzenlemeyi örnek veriyor.

‘HER FIRSATTA AB’Yİ SORUYOR’

‘Bu büyük proje Silahlı Kuvvetlerimizce desteklendi; bunu iyi gördük’
diyen Gül, şu tespiti de yapıyor:

‘Türkiye kalkınmış, modern, gelişmiş ülkelerin bir parçası. Türk Silahlı Kuvvetleri de dünyadaki gelişmeleri en iyi takip eden bir kurumumuz. Dışişleri Bakanlığı’ndan sonra, en çok dış teması Silahlı Kuvvetler yapıyor. Dünyanın, Avrupa’nın gidişini en iyi şekilde takip ediyorlar. Genelkurmay dünyayı, geleceği okumada çok iyi.’

Gül, ardından da Orgeneral Özkök’le ilgili şu ilginç istihbaratı veriyor:

‘Genelkurmay Başkanımız, AB süreciyle çok yakından ilgileniyor. Arkadaşlar bana da aktarıyorlar; görüştüğü bütün diplomatlarımıza her fırsatta, AB işlerinin nasıl gittiğini, neler yapıldığını soruyor.’

Zaman zaman bazı komutanların farklı algılanabilecek açıklamaları olsa da TSK’nın bir numarasının bu yaklaşımının, aralık ayındaki zirveden olumsuz bir karar çıkmadığı sürece, bundan sonra da aynı şekilde devam etmesini bekleyebiliriz.

Tabii, hükümetin imam hatip dosyasını yeniden gündeme taşıması halinde bu durumun değişeceğini belirtmeye gerek yok.
Yazarın Tüm Yazıları