Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

O kriz CHP’de bir ilk yaşanınca çıktı

KEMAL Kılıçdaroğlu, çarşamba günkü MYK toplantısında genel başkan olarak, bazılarını çok şaşırtan en farklı konuşmasını yaptı.

Haberin Devamı

Hüseyin Aygün’ü eleştiren üyelerin ardından sözü aldı, “Tepkiler nereden geliyor” diye sorduktan sonra bazı ilçe adlarını sıralayıp devam etti:

Buralardan arayan var mı? Yok. Çünkü vatandaşın derdi başka. Ya kim arıyor? Bazı partililerimiz. Neden mi? Dışarıdan haberiniz yok. İş, güç içeride; kim, kime ne dedi? Hep hoşgörülü davrandım; ama artık o sınırım daraldı.”

İlk kez açık açık disiplin işleminden de söz edip, bakın başlıklar halinde özetleyeceğim hangi uyarılarda bulundu:

GÜNDÜZÜN YANITI GECE GELDİ

- DIŞARIDA herkes birbirini savunacak, eleştiri yetkili organlarda yapılacak.

- Twitter başta sosyal medya, milletvekillerinin birbiri ile tartıştığı değil, halkla çağdaş iletişimin arenası olarak kullanılacak.

- Kanın durması için açtığımız kredi Tayyip Erdoğan’a değil, Türkiye’ye. Çünkü barıştan yanayız, gereğini yapıyoruz. Artık kimse aklına estiği gibi konuşmayacak.

Kılıçdaroğlu’nun sözleri ardından Aygün’ü eleştiren MYK üyelerinden çıt çıkmayınca, toplantıdan ‘ulusalcı’ kanadın beklentisi karşılanmadı.

Ama o kanat yanıtını TBMM kürsüsünden, aynı günün gecesinde verdi.

Birgül Ayman Güler, ‘üstün ırk’ teorisini hortlatan bir konuşma yaptı.

Bunu, “Aygün’e dokunamayan Kılıçdaroğlu bana da dokunamaz” diye okumak ve organize bir girişim diye görmek yanlış olmaz.

Çünkü, Güler’in üzerinde konuştuğu tasarı, CHP’nin yetersiz bulduğu, anadilde savunmanın daha sorguda başlaması için önerge verdiği bir tasarıydı.

Peki, kürsüdeki CHP sözcülerinin tam tersi konuşması nasıl açıklanır ve ortada bir ‘grup başkanlığı yönetim ve tercih’ sorunu olmadığı söylenebilir mi?

CHP ÇALKALANDIRILACAK

GÜLER’in sözleri hem ırkçı bir algı yarattı hem de CHP’nin sert eleştiriler almasını sağladı.

Kılıçdaroğlu’nun bütün bunları görmediği hiç düşünülemeyeceğine göre, görüştüğü Güler’i hem eleştirmiş hem de uyarmış olmalı.

Yüksek olasılıkla, “Akademik açıklamanızı ben kabul etsem dahi yanlış algı yarattınız, o sözler yanlış. Yarın Başbakan bunu alıp bir güzel kullanacaktır (Öyle de oldu). Partiye zarar verdiniz” demiş ve orada da kalmamıştır.

“Peki ya, ‘Bundan sonra saldırıdayız’ ne demek, bunun akademik açıklaması var mı” diye ironi içeren bir soru da yönelttiyse hiç şaşmam.

Güler, “Faşist, diyerek beni tahrik ettiler” savunması yapmış olabilir; ama ‘ırkçılık’ tartışması gölgesinde kalan bu söz de çok vahim.

Güler, kime karşı, hangi yolla, güç ve yetkiyle bu saldırının yapılacağını açıklamak, bunun CHP programındaki yerini göstermek durumunda değil mi?

Sebep Aygün veya Güler, son krizin kaynağı da CHP içinden görünüyor.

Oysa CHP yönetimi farklı görüşte; çünkü şöyle bir bilgi alınmış:

İktidar içindeki yeni düzenlemenin bir ayağı CHP’de çalkantı yaratmaya yönelik. Bunun kanıtı da şu kişinin, şu sözleri.”

Bu bilgi CHP yönetimini harekete geçirmiş.

Geçmişe baktığımızda hazırlığa rağmen, sonuçla ilgili bir tahmin yapılabilir.

Ama CHP yönetimi, iç krizler bitmedikçe hem yönetebilir parti görüntüsü verilemediğini hem de yol alınamadığını çok iyi biliyor.

Yazarın Tüm Yazıları