Paylaş
İçeriği bana hiç yabancı gelmedi; defalarca okuyunca nedenini buldum.
Not, 30 Ocak 2003 günü Hürriyet’te çıkan “Bomba restleşme” başlıklı manşet haberimdeki (http://arsiv.hurriyet.com.tr/arsivweb/sayfagoster.asp?id=20028&sayfa=01) dönemin başbakanı Abdullah Gül’ün MİT’e yolladığı 4 Aralık 2002 günlü ‘gizli’ damgalı talimata dayanıyordu.
Özetleyeyim; o talimat, atanacak kişilerin güvenlik soruşturmalarında, kişiyle doğrudan ilgili olmayan, maddi delile dayanmayan, sadece soyut duyumlardan elde edilen istihbari bilgilerin gönderilmeyerek, yalnız adli makamlara intikal eden eylemlerin yazılı olarak bildirilmesi isteniyordu.
İlgilenen arşive girip detayları okur; ama Gül ile MİT müsteşarı arasında bu talimata dayanak oluşturan başka yazışmalar da olmuş.
GÜVENLİK UYARISI
Dönelim ‘Arz Notu’na ve notun Başbakanlık’taki MİT temsilcisinden merkeze yollandığını belirtelim.Atamalarla ilgili iki maddelik notun ilk maddesi şöyle özetlenebilir:
Başbakanlık Personel Prensipler Genel Müdürlüğü, ataması yapılacak şahıslar hakkında tahkikat talebinde bulunmakta. Ancak ataması ‘çok ivedi’ yapılacak kişiler için MİT temsilcisi tarafından şifahi bilgi talep edilmekte. Güvenli/kriptolu telefon bulunmadığı için yine aynı kanalla yanıt verilmekte.
Evrak güvenliği amacıyla bu durumun Güvenlik İşleri Başkanlığı’na (GİB) arz edilmesinin ardından, 16 Ağustos 2011’den itibaren taleplerin faks aracılığı ile gönderilmesine başlanmış. (Uzman sorusu: GİB’de bu bilgilerin toplandığı birim mi oluşturuldu? Eğer böyleyse, olamazmış. Benden duyurması.)
Ancak, MİT temsilcisi, atanacak kişilerin ‘şifahi’ bilgilerinin yine faksla yollanması durumunda GİB’den paraf alınmasını uygun görüyor, yani öneriyor.
Temsilci, güvenli/kriptolu telefon olmadığı için faksı da yeterli bulmuyor gibi.
(Bendeki bilgi yanlış değilse, daha önce kriptolu telefon varmış, Gül’ün o talimatı sonrası bu uygulamaya da son verilmiş.)
İDEOLOJİK BİLGİ ŞİFAHİ
İkinci maddede ise Gül’ün o talimatında, “Şahıs hakkında önemli operasyonel bilgiler veya devam eden soruşturma veya kovuşturma var ise bunların Başbakanlık müsteşarına doğrudan şifahi olarak bildirilmesini...” dendiği anımsatılarak, şahıs hakkında yazılı müspet yanıtın ardından ilgili birime (Başkanlık müsteşarı) şahsın ideolojik bilgilerinin şifahen aktarıldığı yazıyor.
Nota göre, dananın kuyruğu tam da burada kopmaya başlıyor.
Çünkü; temsilci, “Bu uygulama ile ‘Bilgi ve Evrak Güvenliğinin’ sağlanamamasının yanı sıra önümüzdeki süreçte çeşitli komplikasyonlara da sebep olabileceği” alarmı veriyor.
Temsilci çözümü de şöyle gösteriyor:
Evrak kanalı ile gelen taleplere cevaben verilecek şifahi bilgi, MELİS ortamında; evrakın tarih, sayısı ve Başbakanlık talimatı da ilgi tutularak, makama kendisi tarafından bildirilmeli.
Temsilcinin bu arzı, 28 ve 29 Ağustos 2011 günlerinde, ‘Not’taki yazımla; Şb. Md, Koordinatör, D. Bşk, Bşk. Yrdc(II) ve Başkan tarafından paraflanıyor.
Aradan iki yıl geçmiş; herhalde mutlaka önlem alınmıştır; ama sanki önceki 10 yılda ciddi sıkıntılar yaşanmış, iki yıl önce o sıkıntıları aşmanın yolu aranmış ve bir ölçüde eski uygulamalara geri dönülmüş.
Paylaş