ERKAN Mumcu, bu hafta sonu yapılacak kongrenin ardından ANAP Genel Başkanı olarak siyasetin yeni liderleri arasına girecek.
Mumcu’yu, 32 yaşında siyasete atılır atılmaz, ANAP Genel Sekreterliği koltuğuna oturduğundan beri yakından izleyen gazeteciler arasında yer aldık.
Daha başlangıçta, ileriki yıllarda siyasete lider olarak da damga vurma potansiyeli ve niyeti içinde olduğunu, bunu gizlemediğini gördük.
Mumcu, şimdi bu hedefine ulaşmak üzere.
Tanıdığımız Mumcu’ya yönelik tespitlerde bulunmak istersek; zekası, öngörü yeteneği ve hırslı kimliği ile Türk siyasetinde farklı bir lider profili çizmeye çalışacağını söyleyerek işe başlamak gerekiyor.
ŞÖHRETLER DEĞİL, KIYMETLER DÖNEMİ
Mumcu, farklılığını genel başkan koltuğuna oturduğu ilk günden itibaren ortaya koyabilecek bir siyasetçi.
Bir şöhretler karması yerine ‘kıymetleri’ öne çıkaracak; çünkü ‘yenilikte’ yeni kavramlar kadar yeni kadroların önemli olduğunu biliyor.
Ancak ANAP’ın başta Oltan Sungurlu, Lütfullah Kayalar, Hüsnü Doğan gibi temiz kalmış yüzlerini yanına almak için her çabayı sergileyecektir.
Örneğin, Hüsnü Doğan, profesyonel yöneticilikten ayrılmak isterse ANAP’ın ikinci adamlığını üstlenebilecek bir isim olabilecektir.
Mumcu, bu tablo ile geçmişi inkár eden değil, ancak özeleştiriden de çekinmeyen bir profil çizecek; bu açıdan Yüce Divan yargılamalarını partisi üzerinde bir yük olarak görmüyor.
Toplumsal hafızanın, 1990’ların olumsuzluklarını dönemin partileriyle özdeşleştirdiğini kabul ediyor; ama sorunları sistemin üretimi olarak görüyor.
Bu nedenle büyük sayısal güce rağmen AKP döneminde de kayırmacılığın, rüşvetin, kamu kaynaklarını hortumlamanın bitmediğine işaret ediyor.
Misyonunu da, ‘Bu yapıyı değiştirme, toplumda bu yönde güven yaratma’ diye tanımlayıp, ‘Bunun için neleri yapmak gerektiğini iyi biliyorum’ diyor.
Mumcu, bu çerçevede de ANAP’ın imajıyla ilgili tereddütleri, ‘Partiler güveni nasıl kaybediyorsa, tersini yaparak güveni yeniden kazanır.Güveni yıkan da partinin duvarları, çatısı, programı değildir’ diye karşılıyor.
LİDERE ÖVGÜ DÖNEMİ BİTİYOR
Mumcu, parti anlayışını da farklılaştırmaya çalışacak. Parti içi demokrasiyi; ehliyet, liyakat, kalite yarışı kavramları ile destekleyip, ödül ve terfileri ilişkilere göre değil, yararlılık ve yarışma üzerine oturtmayı hedefliyor.
Siyaseti kendi ve kendisinden sonraki kuşağın yönetime ağırlık koyması için zemin olarak kullanacak olan Mumcu, bu çerçevede de kadın ve gençlere önem verecek.
Mumcu ile birlikte ANAP’ta, ‘Liderimiz Erkan Mumcu’ gibi kendi kendilerini öven şarkıların, marşların dönemi kapanacak.
ANAP’ın yeni siyasi alanı ise, Mumcu’nun ifadesi ile, ‘Pergelin sivri ucu ortak değerlerin merkezine konup, açıyı bu alanı yıkma eğilimi göstermeyen kesitlerin sonuna kadar ve 360 derece içinde tutularak’ çizilecek.
Ayrıca siyaset, ‘Vaat+edim+karşı edim=güven’ anlayışından, ‘Edim+karşı edim+vaat=güven’ formülüne çevrilecek.
Mumcu, halka sıcak gelecek yeteneklere de sahip bir isim.
Bununla birlikte başarısı, sinirlerine hakimiyeti, ortak aklı kullanma becerisine bağlı olacak; ama siyasete yeni bir aktivite getireceği kesin.
Bu nedenle de görmezlikten gelinebilecek bir lider olmayacak.