CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’la, çarşaflı yeni üyelerle ilgili "Mutaassıpsa mutaassıp, sana ne" çıkışını yaptığı salı günkü grup toplantısı sonrası, konu üzerinde sohbeti sürdürerek makam odasına çıktık.
Bizimle birlikte odaya giren Özel Kalem Müdiresi Nilgün Şahin,"Sayın Sunay Akın bekliyor, ne yapayım?" diye sordu.
"Aaa öyle mi; bekletme, hemen al" dedikten sonra, "Çok müthiş bir iş yapmış.Otur da beraber konuşalım; çünkü bu işleri ihmal ediyoruz" dedi.
Bir çırpıda da Akın’ın kurduğu İstanbul Oyuncak Müzesi hakkında bilgi verdi.
Akın içeri girince, ona duyduğu hayranlığı bir kez daha dile getirdi.
MICKEY MOUSE VE MONA LISA
Tam bir mütevazılık örneği veren Akın ise babasının satın aldığı bir köşkü, onlarca katlı apartmana çevirip büyük kira geliri elde etme seçeneği dururken, müzeye dönüştürmenin getirdiği zenginliğin daha büyük olduğunu hissettirmekle yetindi.
Akın, dünyada kendi alanında ilk beşe girmiş olan, her gün 150-200 çocuğun ziyaret ettiği müzede beş bin orijinal obje bulunduğunu anlattı.
Örneğin, Mona Lisa oyuncağı; Mona Lisa gibi bir tane üretilmiş ve o oyuncak da Kadıköy’deki Akın’ın müzesinde sergileniyormuş.
Çizeri Ub Iwerks, Mickey Mouse adını, çizim yaparken masasına çıkan bir küçük fareden esinlenmemiş; o günlerde (1920’li yıllar) ABD’de çok yaygın olan Mickey Mouse adlı tahta oyuncaklardan dolayı vermişti.
Bu oyuncaklardan kalan son örnek de Türkiye’nin tek oyuncak müzesinde.
Sunay Akın’ın haklı birkaç sitemi de oldu.
Müzeye iki ayda bir sadece, "Z raporu var mı?" diye uğrayıp kazanç soran devlet, elektriği, havagazını işyeri fiyatından satıyordu.
Akın, "Küresel ısınmaya sevinilir mi? Ama en çok da ben seviniyorum; çünkü daha az yakıt gidiyor.Çekiyoruz kazakları idare ediyoruz" dedi.
ABD’de 18 bin müze bulunduğunu anlatıp Türkiye’nin bu alandaki yoksulluğuna dikkat çeken Akın, bir özel müzeyi yaşatmanın zorluğunu dillendirip, "Hiç değilse vergi indirimi yapılsa" dileğinde bulundu.
FENER STADI’NA ON DAKİKA AMA
Akın, müzeyi birçok ünlü ismin de gezdiğini; ancak en ilginç anısını Le Monde muhabiriyle yaşadığını belirtip ziyareti şöyle anlattı:
"Muhabir geldi, burnu havada, diyebilirim.Sadece bir saati olduğunu söyledi.Müzeden tam dört saat sonra ayrıldı. Çok etkilendi.Ama çıkarken, ’Özür dilerim; ama orijin olarak gerçek bir Türk müsünüz?’ diye sordu. İnanamadım. ’Bu sorunuz için size gerçekten kızmam gerek; ama kızamıyorum: Çünkü biz Türkler hakkında hep başka şeyler duyuyorsunuz’ demekle yetindim."
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın müzeyi çocuklarıyla ziyaret ettiğini, AB yöneticilerinin de müdavim olduğunu söyleyen Akın, "Japonya Başbakanı gelecekti; ama programı 5 günden 3 güne inince olamadı.Sonra bir gün Japon Büyükelçi geldi. Başbakan özel olarak göndermiş. Müzeyi gezemediği için çok üzgünmüş" derken duygulandı da.
Akın’a, ünlü yerli konuklarını sorduğumda ise şu yanıtı aldım:
"Deniz Bey geldi; ama ne diyeyim; Fenerbahçe Stadı’na on dakika uzaktayız; oraya gelmeyen yok. Buna rağmen, İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı da dahil gelen devlet adamı olmadı."