CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Berlin’e yaptığımız gezi gösterdi ki muhalefet, AB zeminlerini bundan sonra sadece iktidar partisine bırakmayacak, her fırsatta bu alanlarda boy gösterecek.
Kılıçdaroğlu’nun, Brüksel’in ardından Avrupa’nın en güçlü sosyal demokrat partisinin olduğu Almanya’ya gitmesi ve elde ettiği sonuçlar bunu gösteriyor. Berlin’de sadece SPD ile görüşmekle yetinmeyen Kılıçdaroğlu, Sol Parti ile Yeşiller’i de ziyaret etti; her üç partiden, “Nihayet ortak bir dil yakaladık, bundan sonra sık sık işbirliği ve ilişki içinde olalım” karşılığını aldı. Aslında, CHP açısından Avrupa ve AB ile ilişkide yeni dönemi özetleyen en net sözü SPD Başkanı Sigmar Gabriel söyledi; “Nasıl bir CHP görmek istiyorsunuz” sorusuna, “Kılıçdaroğlu’nun CHP’si” yanıtını verdi. DESTEĞE VARIZ Kılıçdaroğlu’nun bu gezilerinden Türkiye’de de memnun olan birileri var. Bunların başında da Başmüzakereci Egemen Bağış geliyor. İlginç bir rastlantı, Berlin dönüşü İstanbul-Ankara yolculuğunu 23.00 uçağı ile 1-C koltuğunda yapan Kılıçdaroğlu’nun yanına biraz sonra iki yolcu geldi. Bunlardan Egemen Bağış, 1-A koltuğuna, Tarım Bakanı Mehdi Eker de 1-D koltuğuna oturdu, ikisi de Brüksel’den müzakerelerden dönüyorlardı. Önce Eker, koridor boşluğu nedeniyle eğilerek Kılıçdaroğlu’na temasları, et ithalatı, tarım kredileri ve teşvikler hakkında bilgi verdi. Sonra da referandum sürecinde birbirlerine yönelik sert görülecek eleştiriler yapmış olan Kılıçdaroğlu ile Bağış saygılı ve samimi bir konuşmaya başladı. Bağış, AB süreci hakkında bilgi verdi, sosyal demokrat partilerle temasın önemine işaret etti, atılması gereken adımları anlattı. Örneğin, Devlet Yardımları Otoritesi Kanun Tasarısı ile özel sektöre yönelik tüm teşviklerin Hazine’de tek elde toplanacağını belirtti, “AB’nin rekabet kriteri bu. Tasarı ekimde yasalaşmalı. Desteğinizi bekliyoruz” dedi. Kılıçdaroğlu, “Tabii ki destek veririz” dedi, yetinmedi şöyle devam etti: “AB sürecinde her katkıyı yapmaya hazırız. Meclis’i kilitlemek gibi bir amacımız yok, işbirliği yapmaya hazırız.” TÜRKİYE VE CHP’LİLERİN BEKLENTİSİ Konuşma samimi bir tonda sürünce Bağış, bazen “Sayın Genel Başkan” bazen de “Abi” diye hitap ettiği Kılıçdaroğlu’na ilginç de bir öneri yaptı. Başbakan Erdoğan’ın diyaloğa çok açık olduğunu söyleyen Bağış devam etti: “Sayın Deniz Baykal ile diyalog için çok çalıştı. Yeni genel merkeziniz açılınca ziyaret etti; zaman zaman bizi gönderdi, bilgi verdirdi. Bizim genel merkez açılınca ziyaret bekledik, gerçekleşmedi.” Bağış, bu girişin ardından, “Siz seçildikten sonra da tebrik mesajı yolladı” anımsatmasını yapıp önerisine şöyle geldi: “Sayın Başbakan ziyaretinize de geldi. Ardından referanduma gidildi. Karşılıklı sözler söylendi. Sayın Başbakan o gece kırdığı birileri varsa, hepsinden özür dilediğini söyledi. Şimdi bu sıcak yaklaşımları sürdürmekte yarar var. Sizin de diyaloğa açık olduğunuz umuluyor. Şimdi siz de Başbakan’ı bir arasanız, kendisini ziyaret etseniz iyi olur. Türkiye’nin ve de CHP’lilerin büyük bölümünün beklentisinin de bu olduğuna inanıyorum.” Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın ziyaretinin, kendisinin genel başkanlığını kutlama amaçlı olduğunu anımsatmadı, hemen “Hayır” da demedi. Aksine, “Bir düşüneyim” diyerek, referandum kırgınlıklarını giderecek, topluma moral verecek bir buluşmaya kapı araladı. İyi de olmaz mı?