Paylaş
“İyi de bu sıfatları uygun gördüğünüz kişi/grupları devlete yerleştiren siz değil misiniz, bu ‘saflığın’ zaafı nasıl giderilir?”
En az bu sorular kadar önemli konu da ortadaki yolsuzluk, rüşvet iddiaları.
Yenilir yutulur değil bu iddialar; o nedenle devleti yönetmiş veya yönetmeyi sürdürenlerin bu iddialardan arındırılması siyasetin ilk görevi olmalı.
Dört eski bakanla ilgili fezlekelerin hemen TBMM’ye sunulması, siyasilerle iddia sahiplerinin töhmet altında kalmaktan kurtarılması bu açıdan yaşamsal.
SANKİ FİLM ÇEKİLMİŞ
Derdimi, yolsuzluk operasyonundaki yazılan-çizilen bazı iddiaları, (Altını çizeyim, ‘iddialar’) adalet, vicdan, etik adına derleyerek anlatmak istiyorum.
Bakanlar, polis baskınını öğrenip bürokratlara “Kaçabiliyorsan kaç” demiş.
Kentleri mahveden imara aykırı uygulamalar, talimatlarla yapılmış.
Bakan çocukları bürokrasi ile iç içe olmuş; danışmanlık ücreti aldığı kişiler veya tanıdıkları için şirket genel kurullarına gidecek komiserleri ayarlamış, vatandaşlık işlemlerine karışmış, babaları da yardımı esirgememiş.
2 milyon dolar, 2 milyon Euro ve 1.5 milyon TL rüşvetin teslimde, tanesi ancak 500 bin dolar aldığı için ‘8 ayakkabı kutusu’ gerekeceğinden, ‘çok fazla’ diye ‘ayakkabı kutusu’ şartından vazgeçilip tekerlekli valiz ve sırt çantası alınmış.
Parayla valizin nereden alındığı, nasıl taşındığı izlenmiş; havaalanında X-Ray’de görüntülenmiş, polisin ‘Ne kadar’ sorusu üzerine rakamlar söylenmiş.
Bu paranın hangi ev ile hangi ‘aynı çocuğa’ teslim edildiği; kapı önündeki telefon konuşmaları haritalar, sinyallerle belirlenmiş; kullanılan araçlar nerede durmuş, kimlerle buluşulmuş, hepsi film kareleri gibi izlenmiş.
GECE GELEN SABAH KOLDA
2 milyon dolarlık mücevherler alınmış, kimi beğenilmiş, kimi beğenilmeyip 4 milyon dolarlıkları ile değiştirilmiş; mevzuat dışı faturalar kesilmiş.
“Gene aynı tür ayakkabı kutuları lazım” sözleri sıradanlaşmış.
300 bin dolarlık Patek saatlerin satın alınmasındaki kaprisler, zorlukların aşılma biçimleri, X-Ray cihazlarından geçirilmesi, gece 01.30’da kim tarafından kime teslim ettiği izlenmiş; sabah siyasilerin kolunda görüntülenmiş.
Rüşvet rakamlarındaki anlaşmazlık üzerine, mail’leşmeler yaşanmış; mahkeme kararı ile bu mail’ler kayda alınmış.
Fiziki takipten önceki rüşvet iddiaları ise o mail’lerdeki rakamlarla ödeme öncesi/sonrası günü yapılan telefon konuşmaları eşleştirilerek ileri sürülmüş.
Ayakkabı kutularındaki dolarlar trafik polislerince de kayda alınmış.
Bu sıraladığım iddiaları hafifseyen veya ‘iftira’ görenler varsa, haklı çıkmalarını canı gönülden isterim.
Hem de iddialara konu edilen siyasiler arasında, uzun yıllardır yakından tanıyıp arkadaş gördüklerim olsa da; sırf siyasetin temizliği için...
Tabii; önce iddia sahiplerine, ‘Bunları kanıtla kardeşim’ deyip, sonra da iddiaları kanıtlamadıkları zaman en sert şekilde hesap sormak kaydıyla.
Aksi taktirde, biline ki millet, ülkesini yönetenler kadar ‘saf’ değil.
Paylaş