İŞSİZLİK Sigortası Fonu’nda Türkiye’deki en büyük kaynak oluştu.
Prim kesintilerine 1 Haziran 2000’de başlanmasına, 2003’ten beri işveren payı yüzde ikiden yüzde bire düşürülmesine rağmen, fonda biriken para 12 milyar doları (16 milyar YTL) aştı.
Ancak ne tesadüf ki, ‘işsize iş’ sözü ile iktidar olan AKP hükümeti, işsizin olan bu kaynağı, IMF’ye, ‘Faiz dışı fazla hedefini tutturduk’, AB’ye de ‘Borcun Gayri Safi Milli Hasıla’ya oranını yüzde 60’a yaklaştırdık’ sözleri nedeniyle esir alıyor.
Böylece hükümet, işsizin parasını, ‘Bu para devletin’ diyerek IMF ve AB’yi kandırmak için kullanıyor, onlar da işlerine geldiği için kandırmayı görmezlikten geliyor.
İŞSİZE KOMİK ÖDEME
Fon’un yüzde 95’ine, hazine bonosu ve devlet tahvili yoluyla el koymuş olan hükümet, bu devasa kaynağın hiç olmazsa küçücük bir miktarının, işsizlere meslek kazandırmak amacıyla kullanılmasına dahi geçit vermiyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, Bakanlar Kurulu’nun geçen haftaki toplantısında verdiği işgücü brifinginde konuyu bir kez daha gündeme getirdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ilgili bakanlar talebi duymazlıktan geldi.
Türkiye’nin ana sorunu olan işsizliğin teröre de kaynak yarattığı gerçek.
En büyük sorunu da işsizlerin kalifiye, meslek sahibi olmaması.
Başesgioğlu, bu nedenle, paranın küçük bir bölümünün meslek edindirme kursları için serbest bırakılmasını istiyor.
Bakan’ın, ödeme koşullarını gevşetme, 90 YTL’ye kadar inen maaşları yükseltme önerileri de kulak ardı ediliyor.
Böyle olunca da her ay 400 milyon YTL büyüyen Fon’un gideri 25 milyon YTL düzeyinde kalıyor.
Bugüne kadar 450 bin işsize 480 milyon YTL ödeme yapıldığını belirtirsek, hem tablo daha iyi görülür; hem de ödeme koşullarının ağırlığı ve ödenen miktarların düşüklüğü ortaya çıkar.
FARKLI YAKLAŞIM
Hükümetin bir sorunu da kendi içindeki farklı yaklaşımlar.
İşsizlik konusuna bakışta da bunu görüyoruz.
Sadece Fon’un kullanımında değil, işsizliğe kaynaklık eden sorunlara bakışta da bakanlar arasında farklılık var.
Hükümet, işsize meslek edindirmeye kaynak aktarmazken, Sağlık Bakanı Recep Akdağ da nüfus planlamasına karşı çıkıyor.
Oysa Başesgioğlu, Bakanlar Kurulu’ndaki brifingde, işsizliğin nedenlerinin başında hızlı nüfus artışının geldiğini söylüyordu.
Uzmanlar, dünyanın en kalifiyesiz genç nüfusuna sahip ülkelerinden olan Türkiye’nin bu Fon politikasını doğru bulmazken şu uyarıyı da yapıyorlar:
‘Böylesi büyük parayı yönetmenin büyük sorun olduğu da ileride ortaya çıkacak. Para o kadar büyüdü ki, tasfiyesi bile sorun olur. Hele Türkiye’nin MEYAK, konut edindirme, tasarrufu teşvik fonlarını nasıl yönettiği ve tasfiye edemediği daha akıllardayken.’
Hayrete düşülen bir konu da işçi ve işveren örgütlerindeki sessizlik.