Paylaş
Şurası kesin ki herkes, bölgeyle ilişkilerin AKP iktidarı sonrası geliştirildiğini kabul ettiği için önceki hükümetlerin adı dahi geçmiyor, oysa Başbakan Erdoğan adını bilmeyen, hayranlık ifade etmeyen kalmamış durumda buralarda.
Kiminle konuşsanız Türkiye hayranlığı depreşiyor, ülkenin ikinci güçlü adamı, Kral’ın yardımcısı eski Başbakan Fayez Tarawneh dünyanın tek bir ülke haline geldiğini düşündüğünde başkentin mutlaka İstanbul olacağını söylüyor, kimi Türkiye’nin AB üyelik sürecini hayranlıkla izlediğini vurguluyor.
YÜZ YIL İLERLEDİNİZ
Sonuncu isim Senato Başkanı Tahir Masri, Paris’te büyükelçilik yaptığı uzun yıllar önce Türkiye’nin AB üyesi olamayacağına inandığını, bunu Abdullah Gül’e de zamanında ifade ettiğini söyledi.
Ancak daha sonra yaşanan süreci hayretle izlediğini belirterek bunu Türkiye’nin gösterdiği çabalara bağladı ve şimdi AB üyesi bir Türkiye hayal ediyor.
Yardımcısı ise bize çok güzel bir Türkçe ile hoş geldin dedikten sonra Senato Başkanı ile görüşmemizin ardından söz aldı, aynen şunları dedi:
“İstanbul Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği’ni bitirdim. 1960’lı yıllardı, Türkiye bizden gerideydi. Ama bugün Türkiye bizden 100 yıl ileri gitti. Büyük reformlar yaptınız, iyi işler başardınız.”
İngiltere benzeri monarşinin korunduğu ama demokratik kuralların uygulandığı bir ülke olma iddiasını veren Ürdün, tabii ki bugün o görüntüden çok uzak, ancak her yöneticinin de itiraf ettiği gibi Arap Baharı bu ülkeyi küçücük adımlarla bu yöne itmeye başlamış. Adımlar gerçekten çok küçük ama ülke de çok küçük ve zenginliği hiç yok.
Enerji ihtiyacının yüzde 96’sını ithalatla kapatan Ürdün, belki eğitimli nüfusun etkisi, belki de bu küçük adımların yarattığı umutla bir ayaklanmadan en azından şimdilik korunmuş görünüyor.
‘MUHTEŞEM YÜZYIL’DAN SÖZ EDİNCE
Ürdün’e gelince de Türk dizilerinden söz etmemek mümkün değil, çünkü Türkiye’den geldiğinizi öğrenen herkes, en tepeden en alttakine kadar, size izlediği Türk dizilerinden söz ediyor ve beğeni ifade ediyor.
Şunu da kabul etmeli ki sevilen diziler, farklı bir yaşamı sunduğu ve o yaşam Müslüman toplumlarda da olabileceği için beğeni topluyor ve rahatlıkla iddia edilebilir ki Türkiye’de gösterilen ve muhafazakâr görülen diziler burada aynı etkiyi yaratmaz.
Görüştüğümüz her yetkili de diziler konusunu açtı tabii, ama Senato Başkanı çok ilginç bir hikâye anlattı.
Dört ay önce Ankara’da Başbakan Erdoğan ile görüşmüş, aklı sıra güzel güzel bu dizi konularını açmış, ama sonrasını şöyle getirdi:
“Muhteşem Yüzyıl’dan söz edince Sayın Erdoğan çok öfkelendi. Bu dizilerin doğru şeyleri anlatmadığını, Kanuni’nin sadece iki yılını haremde geçirdiğini, diğer yıllarını at sırtında İslam için mücadele ederek geçirdiğini söyledi.”
Anladık ki Türkiye’yi şöyle ya da böyle tanıtmaya yarasa da bazı dizilere Erdoğan’ın öfkesi bitmeyecek gibi, muhatabı Türk de olsa yabancı da.
Paylaş