Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Erdoğan dün teşekkür etseydi

MİT’in Öcalan’la görüşmesi doğrudan bir Başbakan Tayyip Erdoğan kararıdır.

Haberin Devamı

BDP’li tüm milletvekillerinin görüşme talebine rağmen Adalet Bakanı’nın, Ahmet Türk ile Ayla Akat’ı seçmesi de doğrudan bir hükümet kararıdır.

Hükümetin attığı bu iki adım Kürt sorununun çözümü yönünde öyle bir umut yarattı ki hani, “Türkiye ilk kez çözüme bu kadar odaklandı” dense yeri.

Herkes kritik eşiğin farkında; muhalefet hükümete destek veriyor, sürecin içinde yer alan isimler, “Sorumlu davranalım” dışında tek laf etmiyor.

Ama, sorunun çözümü konusunda CHP’nin hükümete kredi verdiğini açıklayan Kemal Kılıçdaroğlu’na, Erdoğan’dan dün gelen yanıt çok şaşırttı.

CHP’DEKİ ŞAŞKINLIK

YİNE
birileri, “Canım, Başbakan hep bunu yapar, üslubu bu” diyebilir.

Ancak en azından, o sözleri ettiğinde Erdoğan’ın hemen sağında oturan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ne hissetti bilinmez.

Çünkü Atalay, “CHP’nin desteğini önemli görüyorum” demiş bir bakandı.  

Bilinmeli ki CHP yönetimi, Erdoğan’ın sözlerini şaşkınlıkla karşıladı.

Ona rağmen Kılıçdaroğlu, hemen yanıt vermek yerine takdiri halka bıraktı.

Doğrusu CHP, Erdoğan’ın hiç değilse, “Sorun Türkiye’nin ortak sorunu, çözüme kim katkı verirse teşekkür ederiz” demesini beklerdi.

Anormal bir siyasi tavır diye bakılan bu sert eleştiri CHP’de, ‘Başbakan sorunu çözmek değil, siyaseten oyalama peşinde’ duygusu yaratmadı da değil.

Oysa Kılıçdaroğlu, olası tüm riskleri göze alarak hükümete bu desteği verdi.

İlk riski, Öcalan’la görüşmeler konusunda, Kürt sorunuyla en ilgili arkadaşlarının dahi kendisine ulaştırdığı bir bilgi, detay, yol haritası yoktu.

İkincisi, hükümete verilen destek bugün için parti içinde bir tepki bulmadı; ancak kimse yanılmasın, sürecin başarısız kalması halinde yarın çok laf edecek çok CHP’li çıkar ve sözleri de iktidar çevrelerinin manşetlerine oturur.

Kılıçdaroğlu, olası bu riski de üstlenerek doğru bir tavır aldı.

Çünkü herkes demiyor mu, anaları ağlatan, ülkeyi kana bulayan bu sorun iktidarı ve muhalefeti ile herkesin ortak sorumluluğunda.

YARIN DA KILIÇDAROĞLU TEŞEKKÜR EDERDİ

BAŞBAKAN
’ın sözlerine rağmen Kılıçdaroğlu, şu anlayışı sürdürecek gibi:

Sorun, sığ yaklaşım gösterilecek bir sorun değil. ‘PKK’ya silah bıraktıracağız’ diyen birine kim, ‘hayır, bıraktırma’ der. Kim ki bunu başarır, çıkar teşekkür ederiz.”

Hükümetin Kürt sorununa çözümde, Kılıçdaroğlu sonrası CHP’yi doğru okuyamadığını söyleyip duranlardanım.

Tamam dün Başbakan yeniden, “İki parti TBMM’de ortak çalışalım” demekte haklıydı; CHP bu talebi karşılamalı, İRA sorununu çözerken İngiltere’de
başarılan iktidar-anamuhalefet işbirliğinin benzeri yaratılabilmeliydi.

Ancak, Öcalan ile doğrudan görüşmelerin başlaması yeni bir evredir.

O nedenle, hükümet de ‘kredi desteği’ veren CHP’nin şu gerekçesini anlamalı:

“Hükümet, defalarca adım attı, çözüme ulaşılmadı. Bu kez ise görüşmeler aleni yapıldığı için toplumda büyük bir ‘sonuç alma beklentisi’ doğdu. Yeni bir başarısızlığın alternatifi büyük hayal kırıklığı olur.”

Sonuçta bugün yapılması gereken sert sözler etmek değil; aksine en azından liderlerle bazı bilgiler paylaşarak, muhalefetin sürece katkısını almaktır.

Yazarın Tüm Yazıları